Gökyüzü İmparatoru

Bölüm 108 : Canavarı Uyandırmak

Mustafa sakince yüzündeki kanı sildi ve hiçbir şey olmamış gibi etrafına birkez daha baktı.

Birkaç saniye önceki mantık dışı olaya tanık eden insanlar Mustafa' nın bakışları altında soğuk terler dökmeye başladı.

Kimse Mustafa' nın kim veya ne kadar güçlü olduğunu bilmiyordu. İnsanın bilinmeyenden duyduğu korku şimdi bu insanları sarmıştı.

Son kez insanlara bakıp İkbal' in burda olmadığına emin olduktan sonra Mustafa tekrar üzerinde hiçbir baskıcı güç yokmuş gibi yürümeye başladı.

Normalde insanlar için ikinci katın sonuna gitmek büyük bir efor, güç ve zaman harçaması gerekirken Mustafa bunun dışında kalmıştı.

Birkaç saniye sonra hızlı bir şekilde ikinci katın sonuna ulaşmıştı. Merdivenleri çıkarken ruhu üzerine yapılan baskının her adımda arttığını hissetti.

Üçüncü kata çıktığında bir anlığına dengesini kaybedecek gibi oldu ama daha ne olduğunu anlamadan bedeni tekrar ruhuna baskı yapan güce alışmıştı.

Üçüncü katta diğer kattakilerin aksine sadece 10 kişi vardı. Buda bu kata çıkmanın ne kadar zor ve güç olduğunu gösteriyordu.

On kişi hızlıca göz attığında İkbal' i burada yine bulamadı. Başka çaresi olmadığı için Mustafa hızlı adamlar ile koridorun sonuna gelip dördüncü kata çıkmaya başladı.

Bu sefer attığı her adımdan sonra anlında ter damlacıkları oluşmaya başlamıştı.

Buda dördüncü katın ne kadar zorlu olduğunu gösteriyordu.

Dördüncü katın merdivenlerini çıktığında koridorda sadece  bir kişi olduğunu gördü.

Bu kişi etrafında küçük kırmızı küreler bulunan ve arkasında dolunay işlemesi bulunan bir elbise giyen Burkan' dı.

Mustafa Burkan' ı tanımıyordu, ama arkasında ki dolunay işaretini gördüğünde bedeninde istemsizce bir öfke duygusu ortaya çıktı.

" Ha... Bende kim geldi sanıyordum. Sadece bir çöpmüş. "

Burkan meditasyon durumundan hiç çıkmadan Mustafa' ya alaycı bir bakış attı ve gözlerini tekrar kapattı.

Sahip olduğu güç ile Mustafa' yı bir tehdit olarak görmediği aşikardı.

" Efendim. "

Mustafa Dolunay arması yüzünden zaten siniri çıkmaya başlamış birde kendisi ile alaycı bir tonda konuşan Burkan' ı görünce sinir dahada artmıştı.

Tam ileri doğru hareket edecekken ruh dünyasından çıkan Kraliçe periyi duyunca adımlarını durdurdu.

" Ne oldu ? "

" Efendim, sizden bir ricam olacak o kişiden perileri kurtarın. "

Mustafa, Kraliçe perinin sözlerinin ardından Burkan' a birkez daha baktı. 
Daha önce etrafında duran kırmızı kürelere dikkat etmemişti ama şimdi dikkat ettiğinde acılar içinde bir grup peri olduğunu gördü.

" Elimden geleni yapacağım. Şimdi ruh dünyasına geri dön. "

Kraliçe peri efendisinin olum cevabı işittiğinde yüzünde bir gülümseme oluştu. Periler sosyal bir ırk oldukları için birbirlerine yardım etmeyi severler.

Bu yüzden acılar içinde kendi ırkını gören Kraliçe peri ruh dünyasından çıkıp efendisinden yardım istedi.

İstediği cevabı alınca kraliçe peri hemen ruh dünyasına geri döndü.

" Hahaha... Bu işe yaramaz çöpleri benden mi almak istiyorsun ? Al o zaman senin olsun. "

Burkan meditasyon durumuna geçmiş gibi gözüksede aslında Mustafa ile Kraliçe perinin tüm konuşmasını duymuştu.

Yaklaşık 30 metre uzaktan Mustafa ve kraliçe perinin konuşmasını duyup anlamak Burkan' ın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyordu.

Mustafa,  Burkan' dan böyle bir hareket beklemediği için ilk önce şaşırmıştı. Ama birkaç saniye süren bu şaşkınlığın ardından tüm bedeni öfke ile titremeye başlamıştı.

Öfke ile dolup taşan Mustafa etrafına kan donduran öldürme isteği yayıyordu. Bu öldürme isteği ortamın ısısını hemen düşürmüş ve buz parçaları oluşturmuştu.

***

Burkan sözlerini bitirdikten sonra kırmızı bir küreyi serbest bıraktı ve git işareti yaptı.

Kırmızı küreden  elbiselerinin yarısı yırtık ve küçük vücudunda sayısız yara olan siyah saçlı küçük bir peri ortaya çıkmıştı.

Yaşadığı şaşkınlık gözlerinden okunan peri Burkan' ın hareketine bir anlam veremedi. Birkaç saniye duraklamanın ardından minik kanatlarını çırparak Mustafa doğru uçmaya başladı.

~ Whoosh ~

Küçük peri uçmaya başladığında Burkan yüzünde iğrenç bir gülümseme ile kolunu perinin bulunduğu yere doğru salladı.

Hareketi bittiğinde daha önce umut ışığı ile dolmuş ve kurtarıcısına doğru uçan peri param parça olmuştu.

" Hahaha... Bu gerçekten çok eğlenceliydi. Senin gibi bir çöpün beni bu kadar eğlendirmesini beklemiyordum. "

Burkan, Mustafa' nın perinin ölümden sonraki yüz ifadesini gördüğünde dünyanın en eğlenceli sahnesini görmüş gibi kahkahalar atmaya başladı.

" Sen... "

Daha önce mutlu şekilde kahkaha atan Burkan Mustafa' dan taşan öldürme isteğini hissettiğinde bedeni istemsiz olarak titredi.

Mustafa daha önce Deniz rehin alındığında bu kadar öfke ile dolup taşmıştı. Şimdi bu durum gözleri önünde öldürülülen peri için gerçekleşiyordu.

Dokuz yıldırım tarafından vurulup tekrar dirildiği sırada bedeninde sessizce akan mavi kan şimdi tekrar tüm hücrelerine işlemeye başlamıştı.

Saçı yaydığı aura tarafından dalgalanırken bedeni üzerinde yıldırım sarmalları birer ikişer ortaya çıkıyordu.

***

" Neler oluyor böyle... "

Dışarda toplanan kalabalık aniden toplanan devasa karanlık bulutlar karşında ne yapacağını bilemedi. Sadece şaşkın bir şekilde izleyebildiler.

" Bu aurada ne böyle bedenime hakim olamıyorum. "

Simyagerler Birliği' nin özel vip alanında bulunan güçlü konuklar diğer insanların aksine yayılan korkutucu aurayı hissetmişlerdi.

Herkes tarafından korkulan bu yüce ve güçlü insanlar şimdi yayılan korkutucu aura tarafından titriyorlardı.

" Az önceki aurada neydi öyle, çok korkunçtu. Bedenimin titremesine halen hakim olamıyorum. "

" Bende bilmiyorum sadece bir saniye sürdü ama auranın düzensizliğine ve karmaşıklığına bakarsanız birinin rahatsız etmemesi gereken bir canavarı uyandırmış olması muhtemel. "

Çınar sahip olduğu güç ve tecrübe ile yayılan aurayı hemen değerlendirmişti.

Çınar' ın sözleri herkesin kulaklarında yankılanırken, insanların tek yapacağı biraz empati beslemek olurdu.

Çünkü kimse böyle korkunç ve güçlü bir insanı rahatsız etmek istemezdi. Rahatsız ettikleri takdirde tek yapabilecekleri hayatları için yalvarmak olacaktı.