Bölüm 129 : Küçük Hırsız (2)

1.9K 176 17
                                    

Mustafa, Antik şehri terk etmeden önce şehirdeki pazara göz atmaya karar vermişti. Şehirde toplanan yüz binlerce insan ellerinde değersiz gördükleri ürünleri satarak Qi hapı elde etmek istiyordu.

Ayrıca burası Karanlık Ormana yakın olduğu için orada buldukları değerli bitki ve canavar çekirdeklerini satmak isteyen insanlarda vardı.

Mustafa elindeki bitkileri Qi hapına çevirmek için birkaç malzemesi eksikti. Bu malzemeleri bu pazarda bulmak umuduyla pazarın yolunu tuttu.

Pazar alanına geldiğinde karşılaştığı şey bir pazardan çok bir festival havasıydı. Karşılıklı dizilmiş yüzlerce tezgah ve onları bir birine bağlayan rengarenk süsler vardı. 

Burada sadece eşya satan yerler yoktu.  Yemek tezgahları hatta özel elbiseler satan kişilerde vardı. 

Bu tür işi yapan kişiler genellikle orta seviyeli yeteneğe sahip kişilerdi. Hayatlarını fazla riske atmadan ticaret yaparak Qi hapı biriktirmeyi hedefliyorlardı. 

Mustafa bu insanları gördüğünde düşünme şekilleri taktir etmeden duramadı. Kendi sınırlarını bilip ona göre davranmak işte bu gerçek bir yetenek sayılırdı. Ne kendini riske atıyorlardı nede sevdiklerini. 

Ama böyle yapanlar her zaman orta sırada kalacaktı çünkü gerçek ödül her zaman riskin daha fazla olduğu yerde olacaktı. Bu insanlarının yöntemi yaparak hiç bir sıkıntı olmadan Terk Edilmiş Diyar' da kalabilirdi. 

Ama Mustafa'nın hedefi zirveydi. Sevdikleri insanlara kimsenin zarar vermeyi göze alamayacağı yüksekliğe ulaşmak istiyordu. O zaman hayatını huzurlu bir şekilde yaşayabilecekti.

***

" Hey! Önümden çekil! "

- Pat Küt - ( Çarpışma efekti )

Mustafa pazar alanına göz atarak dolaşırken birden bir ses duydu. Daha sesin hangi yönden geldiğine bile karar veremeden kendini yerde buldu.

" Ah... Ne oldu? "

" Sana önümden çekil dedim değil mi?  "

Mustafa kendini yerde bulduktan sonra ne olduğuna ilk başta anlam veremedi. Gözlerini açtığında hemen karşısında saçları iki yandan toplanmış altın sarıcı saça ve büyüleyici ela gözlerine sahip minyon bir kız gördü.

Ayağa kalkıp kıza baktığında kızın geldiği yönü görememesinin nedenini bulmuştu kızın boyu yaklaşık 120 cm kadardı. Bu dünyada bu kadar ufak bir kızla karşılaşacağını asla tahmin etmezdi.

"  Yaralandın mı ? Bir yerin acıyor mu? "

Mustafa kendisine çarpan kişinin küçük bir velet olduğunu görünce kızın başını okşayıp iyi olup olmadığını sordu. 

" Ahhh.... Ne yapıyorsun... BEN KÜÇÜK BİR VELET DEĞİLİM!!! "

" Ne oldu ? Seni bekliyorum.  "

" ...... "

Sarışın kız ilk başta Mustafa'nın ani hareketi karşısında şaşkına döndü ve yüzü biraz kızardı. Daha sonra kızgın bir şekilde bağırdı, küçük yavru bir kaplanın dişlerine benzer dişleri ile Mustafa'nın elini ısırdı.

Ama Mustafa' nın bedeni normal değildi. Su ve Yıldırım dünyasında geçirdiği altı aylık zaman sonrası bedeni değişmişti. Birde şuan ki güç seviyesi hesaba katıldığında, kızın dişleri keskin ve sert olsa da Mustafa' ya tıpkı bir sinek ısırığı gibi geliyor. 

Küçük kız Mustafa' nın acı içinde bağırmasını bekliyorken hiç bir ses duymayınca dişlerini daha sert geçirdi ama sonuç yinede aynıydı. Küçük sevimli dişleri ile Mustafa'ya zarar vermesi imkansızdı. 

Başka çaresi kalmayan küçük kız dişlerini geri çekti ve Mustafa tekme atıp kaçmaya başladı. Biraz uzaklaştıktan sonra arkasını döndü ve dilini çıkarıp tekrar hızlıca kaçmaya başladı. 

Kızın yaptığı hareketler normalde birini çok fena kızdırırdı. Ama Mustafa bu kıza baktığında aklında eski bir arkadaşı belirmişti. 

Sanal dünyada iken aldığı karakter tıpkı bu kız gibiydi. Anıları canlanan Mustafa biraz nostaljik hissetti ve kızın gittiği yere bir süre öylece bakakaldı. 

***

Birkaç dakika sonra Mustafa düşüncelerini toparlamıştı. 

Halen alması gereken malzemeler vardı. 

" Haaa.... Sakın o küçük veledin beni soyduğunu söyleme. "

Mustafa pazarda dolaşmak için yola çıkmaya hazırlanıyordu ki üzerinde bir şeyin eksik olduğunu hissetti. Bedenini kontrol ettiğinde uzay torbası ortalıkta yoktu.

İlk başta çarpışma sırasında düşmüş olabileceğini düşündü ama etrafına baktığında hiç bir şey yoktu. Tarihteki en eski numaralardan birine kanmış ve soyulmuştu.

Bu kendisini hem öfkelendirmiş hemde biraz utandırmıştı. Böyle bir numaraya kanacak kadar dikkatsiz olması halen gidecek çok yolu olduğunu gösteriyordu.

" Beni soyabileceğini düşünmek ile çok büyük aptallık ettin. Yasmin şu veledin yerini bana göster de güzel bir ders vereyim. "

Mustafa yüzünde tuhaf bir gülümseme ile Yasmin' e seslendi. Birkaç saniye sonra kimsenin göremediği sadece kendisinin görebildiği bir sanal ekran ortay çıktı. 

Mustafa bu ekrana baktığında kırmızı bir noktanın uzaklaştığını gördü. Bu kırmızı nokta uzay torbasını alıp kaçan küçük hırsıza aitti. 

Küçük hırsızın aldığı uzay torbasında aktif nano robotlar olduğu için bunlardan gelen sinyal sayesinde kızın nerede olduğu çok rahat bir şekilde biliyordu. 

Ama yinede çok rahat olması anlamına gelmiyordu. Eğer kız uzaklaşmaya devam ederse sinyal aralığından çıkmış olacak ve yerini kaybedecekti. 

Şu an 3. Seviye Gümüş Beden aşamasında olduğu için gücü ve hızı eski oranla katlanmıştı. Bedenindeki doğal enerjiyi saldı ve bir hareket tekniği kullanıp küçük hırsıza doğru hızla yol almaya başladı.

Burası bir pazar yeri olduğu için tam hızda ilerlemiyordu ama aralarındaki mesafe sürekli kapanıyordu. Küçük hırsız görme mesafesine girdiğinde hızını düşürüp kızı izlemeye koyuldu.

Bu işin bir grup tarafından mı yoksa sadece tek bir kişi tarafından mı yapıldığından emin olmak istiyordu.

Küçük hırsız fark ettirmeden uzaktan yarım saat kadar takip ettikten sonra sonunda sadece bir kişi tarafından yapıldığına karar verdi.

Gökyüzü İmparatoruDove le storie prendono vita. Scoprilo ora