Bölüm 103: Ruh Kulesi

1.9K 167 6
                                    

~ Birkaç dakika önce ~

Saçı ve sakalı ağırmış bir adam dünyanın en önemli işini yapıyormuş gibi zarif ve nazikçe dik şekilde bir şişe geçirilmiş ve iyice kızarmış eti kesiyordu.

" Büyükbaba bu sefer başarabildin mi ? "

Adam eti keserken hemen arkasında durun kırmızı elbiseli pembe saçlı bir kız ağzının kenarından akan hafif ıslaklık ile konuştu.

Bu kız daha önce Mustafa' nın ormanda döner yerken karşılaştığı İkbal' den başkası değildi.

İkbal ve dedesi Döner' i tatdıktan sonra bir daha o lezzeti unutamamış ve sürekli o harika ve doyumsuz lezzeti tekrar yapmaya çalışmışlardı.

Ama ne kadar denerse denesinler hep başarısızlık ile sonuçlanmıştı. İkbal' in dedesi küçük bir insan değildi sahip olduğu simya bilgisine karşı kimse karşı koyamazdı.

Ama ne kadar bilgi ve tecrübeye sahip olsada asla Mustafa' nın yaptığı o harika lezzeti yakalayamıyordu.

~ Çiğneme ~

~ .... ~

İkbal' in dedesi kestiği dönerden bir parça ağzına attığı gibi hemen tükürmeye başladı.

" Lanet olsun bununda tadı çöp gibi!!! "

Yaptığı yüzlerce başarısızlıktan sonra artık sabrı taşmıştı, normalde torunu önünde hep sakin ve güler yüzlü olan bu adam ilk defa torunu önünde sakinliğini kaybediyordu.

" Dede lütfen sakin ol. Mustafa ile çok yakında tekrar karşılaşacağımızı hissediyorum. "

İkbal gözlerinde parlayan hafif özlem ve umut ışığı ile başını çevirip pencereden baktığında gözleri genişçe açıldı.

" De..de !!! "

İkbal şok ve şaşkınlık içinde iki kelimeyi bir araya zorla getirip dedesine seslendi.

Torunun sesini duyan Çınar gözlerini torunun baktığı yere dikti ve oda gördüğü manzara karşısında şaşırmadan durumadı.

Kırmızı bir alev kümesi Simyagerler Birliği' nin merkezi ve ortasınında bulunan Ruh Kulesine girmişti.

Kırmızı alev kümesi Ruh Kulesine  girdikten sonra gökyüzünde devasa bir anka kuşu süliyeti ortaya çıktı ve hemen ardından kayboldu.

Herkes olaylarının bittiği düşündüğü zaman Ruh Kulesinden gökyüzünü delen göz kamaştırıcı bir mavi ışık ortaya çıktı.

Bu ışığın ne anlama geldiği  Simyagerler Birliği' nden olan herkes çok iyi biliyordu. Bu ışık bir hafta içinde Ruh Kulesinin açılacağının işaretiydi.

***

" Ruh Kulesi açılıyor !!! "

Binlerce kişinin oluşturduğu gruptan yaşlı nesile ait olan bir adam mavi ışığı görünce kendini tutamadı ve yüksek ses ile bağırdı.

Sesi duyan insanlar gözlerini hemen adama dikti. Üzerine giydiği beyaz ve sarı renkte özel işlenmiş elbiseyi görünce herkes adamın sözlerine inandı.

Çünkü giydiği elbise Simyagerler Birliği tarafından onaylanmış usta bir simyager olduğunu gösteriyordu.

Adamın sözleri grup içinde hızla yayıldı ve daha önce ortaya çıkan korkunç ve şok edici anka kuşu insanlar tarafından unutulmaya başlandı.

Çünkü 50 yılda bir açılan Ruh Kulesi bu sefer 20 yıl erken açılmıştı. Buda içinde mucizevi birşey olduğunu gösteriyordu.

İçeri girmek için sıra oluşturan grup şimdi hızlıca dağılmış geriye sadece bir avuç insan kalmıştı. Dağılan insanlar bu olayı klanlarına bildirmek ve Ruh Kulesinin açılışı için hazırlık yapmak için geri dönmüşlerdi.

***

~ Birkaç dakika önce ~

Mustafa sanal ortamda simya sorularını çözmeye devam ediyordu. 99. Soruya geldiğinde yüzünde şaşırmış bir ifade oluştu.

Çünkü karşısına çıkan soru bir simya sorusu değildi. Bu bir Bilgin sorusuydu. Testi çözerken sadece 90. Sorudan sonrasında zorlanan Mustafa için bu soru tam bir baş ağrısı oluşturmuştu.

Yaklaşık dört gündür uyumadan sürekli tetikte olmak zihnine büyük bir baskı bırakmış birde üstüne 99 soru çözmüştü.

100. Soru Mustafa için son damla olmuştu.

" Buraya kadar geldikten sonra vazgeçemem. "

Mustafa sanal ortamda dişlerini sıktı ve soruyu gözden geçirdi. Ama ne kadar bakarsa baksın zihni dengesiz olduğu için sağlıklı düşünüp soruyu çözemiyordu.

" Yasmin !!! "

Mustafa son çare olarak Yasmin' e seslendi burası sanal bir ortam olsada zihni ile bağlantılıydı. Bu yüzden bir umut Yasmin' e seslendi.

[ Efendim nasıl yardım edebilirim ? ]

Mustafa bir dakika bekledikten sonra umudu kaybetmişti ve soruya tekrar konsantre olmaya çalışırken tatlı ve narin bir ses işitti.

" Bu soruyu çözmemde bana yardım et. "

Mustafa, Yasmin' in yardım mı sayesinde soruyu hızlı bir şekilde çözdü ve gözlerini açtı.

***

Geriye bir avuç insan kaldığı zaman Mustafa' nın önünde duran devasa kapı çoktan sonuna kadar açılmıştı.

Merve tüm süreç boyunca Mustafa' ya olan güvenini biran bile kaybetmemişti. Şimdi sevdiği insana olan güveni kendisine zaferi getirmişti.

Merve, Mustafa baktı ve ışık saçan bir gülümseme bıraktı daha sonra gözlerinde parlayan öfke ile Cafer' in olduğu yere doğru baktı.

Bakışlarının karşılığı boş bir alan olmuştu. Çünkü Cafer oluşan kargaşayı fırsat bilip çoktan kaybolmuştu.

Mustafa ağır bir şekilde Merve' nin yanına geldi, gözleri altında oluşan kızarıklık ne kadar uykusuz olduğu gösteriyordu.

" Merve ben... "

Mustafa, Merve' nin yanına geldiğinde artık daha fazla dayanamadı ve bilinçini kaybetti. Yaptığı rünik desenden dolayı kendini zar zor ayakta tutabilmişti.

Sınırının sınırına artık gelmişti ve gözlerini kapatıp uykuya daldı.

" He..şey..Mustafa... "

Merve, Mustafa' nın birden kendine sarılması ile panik içinde kaldı ve yüzü kızardı.

" Bu kadar panik yapmana gerek enişte sadece uyuyor. Hadi yine şanslısın Merve abla. "

Elif, Merve' nin panik dolu halini görünce yüzünde yaramaz bir gülümseme ile konuştu.

" Elif..."

" Merve abla sakin ol enişteyi uyandırmak istemezsin. "

Elif, Merve' ye sataşırken gözleri Işıl' a kaydı. Işıl sanki çok büyük bir şey kaybetmiş gibi yüzünde mutsuz bir ifade vardı.

Sadece bir iki adım daha önde olsaydı Mustafa, Merve' nin üzerine değil kendi üzerine düşecekti.

" Prenses, Merve ablaya yardım edebilir misin ? Enişteyi tek başına taşıyacak gibi görünmüyor. "

" Ha.. Gerçekten mi? Merve yardım lazım mı ? "

Merve, Işıl' ın yüzündeki mutlu ifadeyi görünce karşı koyamadı ve ikisi Mustafa' yı taşıyarak Simyagerler Birliği' ne girdiler.

Elif kucağında tuttuğu ateş kurdunu severken yüzündeki yaramaz gülümseme dahada büyümüştü.

Gökyüzü İmparatoruWhere stories live. Discover now