Bölüm 125: Ateş Kurdu Vs Örümcek Yarasa (1)

1.7K 153 12
                                    

Altın Yolun girişi kıtanın birçok noktasında bulunduğu için şuan tüm kıtada aynı manzara söz konusuydu. Altın yolu cazibesine kapılıp sonsuz bir rüyaya dalanlar ve başarı bir şekilde geçip başka bir dünyaya ışınlananlar. 

Bu manzara kendini tekrar ederken Mustafa altın yolda ilerliyordu. Yolun yarısına geldiğinde diğer herkese olduğu gibi kendisi de rüya benzeri bir dünyanın içene çekildi. Ama onun görecekleri herkesin bahsettiği gibi güzel bir rüya değildi.

Gördüğü şey birbiri ardına sönen yıldızlar, parçalara ayrılan dünyalar ve bunların hepsinin ardında etrafı yoğun karanlık bir aura ile çevrili bir varlıktı. Ne sönen yıldızlar nede yok olan dünyalar kendisini etkilemişti, karanlık ile çevrili varlığı gördüğün bedeni ilk kez korkudan titriyordu.

Daha önce birçok savaşa girmiş ve hiç bir savaştan korkmamıştı ama bu varlığı gördüğünde kendini çok aciz hissetmeye başlamıştı.

Böyle bir varlık eğer gerçekten varsa ona karşı hiçbir strateji işe yaramayacak. Saf güce sahip olan birine karşı yapacağı her şey boştu. 

Karanlık tarafından çevrili varlığı gördükten hemen sonra biri onu tutup çekmiş gibi rüya dünyasından çıktı. Rüyadan çıksa bile Mustafa bedenin titremesine hakim olamıyordu. Rüyanın etkisinden çıkıp kendine gelmesi uzun bir süresini almıştı.

Kendine geldiğinde göğsüne kattığı ateş kurduna baktı daha sonra rüya hakkında daha fazla düşünmeden Antik kapıya vardı. 

Mustafa' nın bilmediği bir efsane vardı bu efsaneye göre Altın yol sadece rüya dünyası değildi. Bu kişilerin geleceğini gösteren Kaderin Yoluydu. Bu yolda yürüyenler kendi geleceğinden bir parça görecekti.

***

Mustafa yolun sonuna geldiğinde Antik Kapının görkemini daha iyi anlamıştı. Antik Kapının yanında bir karınca gibi kalıyordu. Görkemli işlemelere sahip bu kapının üzerinde garip zihinsel gücü hissetmek mümkündü.

Ama bu Mustafa' yı etkileyen şey değildi. Mustafa'yı etkileyen şey bu kapının tek bir kalıptan çıkmış olmasıydı. Yani kapıyı yapan kişi yada kişiler tek bir kalıp kullanmıştı. Böyle bir kapıyı yapmak için gereken gücü tahmin bile edemiyordu.

Antik kapının hemen yanında durdu ve elini kapının üstüne koyduktan sonra beyaz bir parıltı eşliğinde yok oldu. Artık bu dünyadan gitmiş gözlerini başka bir boyutta açacaktı.

Ne kadar süre geçtiğini bilmeden Mustafa gözlerini açtığında etrafının yinede zifiri karanlık olduğunu fark etti. Başını kaldırıp gökyüzüne baktığında yine aynı manzara ile karşılaştı. Yolunu aydınlatacak hiçbir yıldız yoktu. Sanki rüyasındaki gibi biri tüm yıldızları söndürmüş ışıklarını almıştı.

Nano robotlarını kullanmak üzereyken göğsündeki ateş kurdu başındaki ve kuyruğundaki alev parıltısı ile tekrar ortaya çıktı. 

Mustafa ateş kurdu ile bu dünyaya gelirken aynı yerde alacaklarını pek sanmıyordu. Ateş kurdu ile aralarında sahip oldukları ruhsal bağ sayesinde ikili bir şekilde aynı yere ışınlanmıştı.

 " Hangi tarafı gitmem gerekiyor bilmiyorum. Kararı sana bırakıyorum. "

Mustafa aldığı bilgiye göre az çok nerede olduğunu biliyordu. Bilse bile bu boşunaydı etrafı karanlık ve ağaçlar ile kaplıyken hangi yönün doğru olacağını bilemezdi.

Nano robotları kullanıp gökyüzüne çıkabilirdi, ama başlar başlamaz nano robotlarına güvenemezdi. Nano robotlarını çok zorda kalmadıkça kullanmayacaktı. Burada daha bilmediği gölgelerde saklanan tehlikeler mevcuttu.

Ateş kurdu efendisinin sözünü anlamış gibi etrafına biraz bakındı ve belli bir yöne doğru hareke etmeye başladı. Ateş kurdu bir metrelik boyu ile önde giderek yolu aydınlatıyordu, Mustafa' da hemen arkasında ateş kurdunu izliyordu.

" AHHH...... "

İkili birkaç yüz metre ilerledikleri zaman bir çığlık duydu. Mustafa çığlığı duyduğunda biraz tereddüt içinde kaldı. İçinden bir ses yoluna devam etmesini söylerken diğer ses yardıma koşmasını söylüyordu.

Çünkü bu sesin sahibi tanıdığı insanlara yada onlar ile aynı gruptan insanlara ait olabilirdi. Böyle bir ihtimal söz konusuyken hiçbir şey duymamış gibi yoluna devam edemezdi. 

Ateş kurdu efendisinin ne hissettiğini anlamış gibi efendisine baktı sonra ikili sesin geldiği yöne doğru hızla hareket etmeye başladı.

Ateş kurdunun önceden sahip olduğu hız zaten çok üstündü, Mustafa' da Gerçek Qi Alemine geçtiği için gücü artmıştı. Bu sayede ikili birkaç nefes alış veriş süresinde olay yerine varmıştı.

Mustafa olay yerine vardığında Ateş kurdu sayesinde üç kişinin bir yerde toplandığını gördü. Bunlar iki kız bir erkekten oluşan küçük bir gruptu. Erkek olan yaralı bedenine rağmen kılıcını tutmuş kızlara kalkan oluyordu.

Erkek olan kişinin yapmış olduğu bu hareket Mustafa' ya iyi izlenim olarak yansımıştı. Kendisi karakteri dolasıyla bu gibi durumlara karşı çok hassastı. O çocuğun yerinde başkası olsaydı düşünmeden kaçmış bile olabilirdi.

Bedeni ile kızlara kalkan olan erkek Mustafa ve ateş kurdunu gördüğünde kılıcını daha sert kavradı, bakışları daha ciddi bir hale büründü.  Her an saldırıya ve savunmaya hazır bir şekilde bekliyordu.

Gözleri ile Mustafa' yı süzerken diğer yandan etrafına sonsuz karanlığa bakıyordu. 

- WHOSH -

- WHOSH -  

Mustafa grubu süzerken karanlığın içinden siyah bir gölge ateş kurdunun aydınlattığı bir metrelik alana hızlıca girmişti. Ateş kurdu efendisi ile birlikte birçok deneyim tecrübe ettiği için bu ani saldırı karşısında hızlıca reaksiyon göstermişti.

Ne kadar hızlı reaksiyon göstermiş olsa da kan kırmızısı kürkü kesilmişti. Efendisinin yanında daha ilk girdiği savaşta yara almıştı. Efendisinin çok sevdiği ve bazen uzanıp uyuduğu bedeni şimdi hasarlıydı. Bu durum ateş kurdunda tarifsiz bir öfkeye  neden oluyordu.

- ROAROAROAR -

Ateş kurdu görkemli bir kükreyiş bıraktı. Bedeni hızlıca büyüdü yıldırım sarmalları ile kaplı ejderha kanatları ortaya. Bir ejderhanın kuyruğuna benzer kuyruğunu havada sallayıp yere vurarak rövanş talebinde bulunuyordu adeta.


Gökyüzü İmparatoruWhere stories live. Discover now