Bölüm 75

40.3K 2K 184
                                    

Tüm yorumlarınız için çok teşekkür ederim, keyifli okumalar ❤️

***

Arda tekrar Aras'ı kucağına alınca beraber aşağıya indik. Salonda Derya hanım kahvaltıyı çoktan hazırlamış hatta resmen yine bir yemek resitali düzenlemişti; sofrada yok yoktu.

Kaan elinde çay ile salona girince şaşkınlıkla açılan gözlerim ona dönmüştü.

"Kaan sen ne zaman geldin?"

"Çok olmadı; en fazla yirmi dakika oldu"

"E bana haber verseydin ya"

"Ne gerek var hemen indiniz zaten. Biz de Derya hanımla lafladık", ben konuştum o dinledi demiyordu da.

Kaan elindeki çayı masaya bıraktıktan sonra Arda'ya doğru yürüyüp Aras'ı kendi kucağına alıp sevmeye başlamıştı.

"Ya bu günden güne büyüyor resmen, her günü farklı"

"E bebek o; hızlı çekim yaşıyor. Ben de o yüzden her gününün fotoğrafını çekiyorum"

"Salonun halinden gerçekten belli oluyor", salonun her yanında Aras'ın ve bizim fotoğraflarımız asılıydı ve yenileri geldikçe çerçeveleri değiştiriyorduk.

"Ama çok tatlı değil mi dayısı, baksana şu ifadeye galiba seni tanımlamaya çalışıyor"

"Hem de çok tatlı", Kaan da bakışlarını bende çekip Aras'a dik dik bakmaya başlayarak "Sen beni mi tanımaya çalışıyorsun? Bak ben Kaan dayın ve seni çok seviyorum" deyip alnına bir öpücük kondurdu.

Kaan biraz daha sevmeye çalışmıştı ama Aras uykusu geldiği için huysuzlanmaya başlayınca mecburen kucağından alıp sakinleştirmeye çalıştım. Zaten göğsüme yatırınca hemen sakinleşip uyuklamaya başlamış, çok geçmeden de uyuya kalmıştı. Onu yavaşça salondaki beşiğine yerleştirip üzerini örttükten sonra biraz nefes alışverişini izleyip masada sohbet eden Kaan ve Arda'nın yanına oturdum. Ben de onların sohbetine dahil olup hem de hızlı bir şekilde kahvaltı yapmaya başlamıştım; benim her an uyanabilecek bir bebeğim vardı.

"Elif ben size birşey söylemek istiyorum", Kaan'ın sözlerini duyunca bakışlarımı ona çevirdim, kalbim sıkışmaya başlamıştı. Nedense korkacağım bir şeyi söyleyecek gibi hissediyordum; ses tonundan öyle anlaşılıyordu.

"Ben M.I.T'e yüksek lisans için başvurmuştum, geçen gün kabulüm geldi", Kaan gidiyor muydu? Gidiyor olamazdı! Ama bu da onun için tarihi bir fırsattı.

"Çok sevindim ama ne zaman gideceksin?"

"Bu akşam saat yedide uçağım var"

Şaşkınlık ve üzüntüden sesimi ayarlamaya çalışamayıp "Bu akşam mı gidiyorsun?" diye resmen bağırdım.

"Elif kabul zaten geçen hafta geldi; bunu söylemenin de kolay yolu yoktu. Ben vedaları sevmem biliyorsun. Zaten yine görüşeceğiz, sen gelirsin ben gelirim; sadece bir süre sık görüşemeyeceğiz"

"Peki Cansu bu işe ne diyiyor?"

"O da orada bir üniversiteden kabul aldı, bugün değil ama yakında o da gelecek"

İnanmaktan VazgeçmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin