Bölüm 58

46.4K 2.1K 348
                                    


İnstagram: pembekalemhikayeleri
                  
***
                  
Bölüm şarkısı; Toygar Işıklı - Bırak Sende Kaybolayım

Tüm yorumlarınız için çok teşekkür ederim, keyifli okumalar ❤️

****

Kaan

Eve dönünce karşılaştığım sessizlikten Arda ve Elif'in çoktan gittiğini anlamıştım. Telefonda Elif'le konuşunca sesinden aralarının düzeldiğini çıkarmıştım; zaten barışmalarının çok uzun süreceğini de sanmıyordum. Umarım Elif evin parasını sırf Arda nerede olduğumuzu bulsun diye kendi banka hesabımdan ödediğimi anlamazdı, ya da anlasındı ya sayemde Arda'ya kavuştu. Yalnız kim derdi ki yılların ukala Kaan'ı şimdinin çöpçatanı olacağını, galiba yaşlanıyordum ben.

Onlar barıştığına göre benim de burada pek işim kalmamış gibi gözüküyordu. O yüzden dört saat sonra kalkacak olan İstanbul uçağına bilet alıp odamda olan eşyalarımı toplamaya başladım. İşim bitince Elif'e bir not yazıp evden çıktım.

****

"Arjantin'de neler yaptın?"

Koltukta Cansu'ya sarılmış otururken onun bu sorusuyla Arjantin'i düşünmeye başladım birden; umarım Elif mutludur şimdi.

"Ben eğlenmeye çalıştım ama Elif'in durumu pek öyle olmadı"

"Kız nasıl iyi olsun ama! Allah'tan sevgilisi yerinizi bulmuş. Tabi bu bulunma da bir tesadüf? Değil mi sevgilim?"

Cansu'nun imalı sorusu ile gülümsemeye başlamıştım.

Bakışlarımı ona çevirip "Belki biraz olabilir ama direk yerini söylemediğim için kimse anlayamaz" deyip dudaklarını öpmeye hazırlanırken cebimde çalan telefon rahatsız edici sesiyle anın büyüsü bozmuştu. İçimden telefona küfrederek cebimden çıkarıp kimin aradığına bakmadan telefonu açtım. 

"Alo Kaan, sen neredesin?"

"Yiğit?", sesini duymayalı uzun zaman olmuştu, neredeyse çıkaramıyordum.

"Evet benim Kaan ve Türkiye'deyim. Sen neredesin?", sesi sinirli mi geliyordu yoksa bana mı öyle geliyordu?

"Ben evdeyim de, senin neyin var?"

"Hemen bizim eve gelir misin? Buraya gelirsen daha iyi olur"

Cansu'nun merakla bana bakan gözlerine bakarak "Tamam yirmi dakikaya geliyorum" deyip telefonu kapattım.

"Kaan ne oldu?"

Yerimden doğrulup ayağa kalktıktan sonra tekrar ona döndüm. "Yiğit aradı nedenini bilmiyorum ama sesi sinirli geliyordu. Ben hemen onlara gitsem iyi olacak. Sen de hazırlan geçerken seni de evine bırakırım"

"Tamam canım ama konuşunca bana da haber ver, merak ettim"

Cansu'ya kafamı sallayıp arkamı  dönerek önden kapıya doğru yürüdüm.

**

Cansu'yu evine bıraktıktan sonra vakit kaybetmeden Yiğit'lerin evine geldiğimde kapıyı suratı asık bir şekilde Yiğit'in annesi Sevgi teyze açmıştı. Beni gördüğünde gülümsemeye çalışmıştı ama kendini zorladığı belliydi.

"Merhaba Sevgi teyze, Yiğit evde mi?"

"Evet oğlum. İçeri geç", merakla içeri geçip salona yürümeye başladım.

Salona girdiğimde karşılaştığım manzarayla ufak çaplı bir şok yaşadım; bir koltukta ortada Miray ağlayarak oturuyordu; bir yanında sinirli bir Yiğit diğer yanında endişeli gözüken bir İhsan amca oturuyordu.

İnanmaktan VazgeçmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin