Bölüm 62

39.2K 2.1K 160
                                    


İnstagram: pembekalemhikayeleri
                  
***

Medyada San Francisco ve bölüm şarkısı Mustafa Ceceli - Hastalıkta Sağlıkta var ☺️

Tüm yorumlarınız için çok teşekkür ederim, keyifli okumalar ❤️

**********

Kapı açılınca Arda'nın geldiğini sanarak hevesle ayağa kalktım ama karşımda gördüğüm davetsiz misafir tüm neşemi kaçırmaya, nefret dolu bakışları içimi korkuyla doldurmaya yetmişti.

"İpek..?"

Aylar sonra bu kadın neden şimdi karşıma çıktı ki? Hem de en mutlu günümde.

"Ne oldu Elifcim, çok şaşırdın sanki?", bu kadın hiç değişmemişti, hep aynı iğrenç İpek'ti.

Yüzünde öyle sinsi bir ifade vardı ki beni bozguna uğratmak istediği besbelliydi ama ona istediğini vermeyecektim; karşısında dimdik duracaktım.

Aynı şekilde ona gülümseyerek karşılık verip "Senin o yılan suratını görmek elbette beni her seferinde şaşırtıyor. Defol git, yoksa o partidekinden daha beter halde çıkarsın buradan" dedim sert bir ses tonu tutturarak.

İpek söylediklerimi hiç umursamayarak aynı sinsi gülüşüyle yanıma yürümeye başlamıştı.

"Bak bak küçük kız daha da cesaretlenmiş bakıyorum, benim sevgilimle evlenmek üzere olduğun için mi sana bir cesaret geldi", söyledikleri içimdeki siniri iyice ateşlemişti; kadın benim kocamı hala sevgilim diye sahipleniyordu!

"O senin sevgilin değil ve biz de evlenmek üzere  değiliz; zaten evliyiz canım", yüzünün düşmesinden anladığım kadarıyla sözlerim istediğim etkiyi yapmıştı.

"Bu tören de sadece akrabalarımızın da  evlenediğimizi görmesi için", diye de ekledim o hala şaşkınlıkla bana bakarken.

"Hemen onun altına yattın değil mi? Onu başka türlü ayartmış olamazsın. Onu masumluğunla etkilemeye çalıştın ama aslında sen tam bir şeytansın", bunları bana sayıyla mı veriyorlardı ya! Önce Ebru, şimdi bu!

"Canım yürü git şuradan yoksa işler senin için fena olabilir. İnan öfkeli halimle karşılaşmak hiç istemezsin. Gerçi sen biliyorsun benim o halimi. Malum elime fazla sahip çıkamıyorum; senin iğrenç suratına iniveriyor"

İpek o kadar yakınıma gelmişti ki aramızdaki mesafe artık çok azdı ve ikimizde nefretle birbirimizin yüzüne bakıyorduk.

Hiç beklemediğim bir anda elini bir anda kaldırıp bana doğru indirince az kalsın onun tokatına isabet oluyordum ama neyse ki reflekslerim iyi çalışıyordu; elini havada yakalayabilmiştim.

"Senin ne işin var burada?", sonunda Arda'nın sesini duyabilmiştim.

Sesin geldiği tarafa baktığımda sonunda güvenli sulara girdiğimi anlamıştım; her ne kadar İpek karşısında güçlü durmaya çalışsam da ondan korkuyordum, bu kadın her an her şeyi yapabilirdi. O da Arda'ya dönüp bakınca dalgınlığından istifade edip yanından hızlıca geçerek Arda'nın yanına gidip boynuna sarıldım.

İnanmaktan VazgeçmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin