İnanmaktan Vazgeçme

Bölüm 45

İnstagram: pembekalemhikayeleri

**

Multimedyada bölüm şarkısı olarak sizinle bölümü yazarken dinlediğim Toygar Işıklı'dan Yazgım'ı paylaşıyorum.

Keyifli okumalar ❤️

****

Merdivenlerden aşağıya indiğimde karşımda gördüğüm manzarayla bugünkü dördüncü şokumu yaşadım; Arda koltukta gayet rahat bir şekilde otururken, önünde de onlarca alışveriş paketi duruyordu!!

"Arda bunlar ne?"

"Elbiseler sevgilim; madem sen uzun elbise bulamıyorsun; ben de senin için bu sezon ne kadar uzun elbise varsa aldırdım. Artık ne giyinsem diye düşünmez, teker teker beğendiklerini giyersin"

Cidden manyaktı bu adam!

"Aşkım biraz abartmıyor musun? Ne oldu sanki bugün o elbiseyi giydiysem?"

"Ne mi oldu? Şu oldu sevgilim kafedeki her on adamın sekizi gözünü senden ayırmadı"

"O kadar da değildir, eminim sen abartıyorsundur. Hem sen bu kadar elbiseyi nasıl aldın?"

"Aldırdım canım"

"Gecenin bu saatinde kime bu elbiseleri aldırdın ve bu saatte açık mağazayı nereden buldunuz?"

"Benim de bazı işlerimi yapan çalışanlarım var ve bu saatte mağaza açtıracak kadar gücüm olabilir"

Ağzım açık gülümseyen sevgilime bakıyordum. Tamam zengin hatta çok zengin olduğunu biliyordum ama şu ana kadar ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyordum; burada en pahalı marka poşetlerinin içinde onlarca elbise vardı ve fiyatlarını düşünmek bile istiyordum. O yüzden hemen konuyu değiştirdim;

"E ben bunları eve götüremem ki, götürsem de zaten bir yere sığdıramam. Yazık olur elbiselere, sen en iyisi iade et"

"O zaman buraya koyarız ve sen de bir şey giyeceğin zaman gelir seçer alırsın", adam hiç vazgeçmiyor!

"Valla ben bu kadar kıyafeti bu yorgunlukla hiç çıkarıp o gardropa yerleştiremem"

"Senin yerleştirmene gerek yok zaten. Yarın Derya hanıma söylerim, o yerleştirir"

"Derya hanım derken?"

"Bu evin çalışanı; temizliği ve bazı günler yemeği o yapıyor"

"Peki ben niye hiç görmedim?"

"Bilmem denk gelmedin herhalde. Her gün gelmiyor zaten ve ben evimde yabancı birinin kalmasından hoşlanmadığım için akşam üzeri işlerini bitirdikten sonra ayrılıyor"

Şimdi sıra en can sorudaydı valla sormazsam sabaha kadar gözüme uyku girmezdi;

"Bu Derya hanım tüm evin işine yetişebiliyor mu ki yani tüm evin işine yetişmesi için baya genç olması lazım da", inşallah parantez içindeki kıskançlığımı çakmamıştır.

"Merak etme işlere yetişebilecek kadar genç"

Bu nasıl bir cevaptı ya; ben bir şey anlamadım ki bundan!!

"Beni deli etmesene Arda, anladın işte söyle şimdi bu kadın genç mi, güzel mi? Valla bir laf kalabalığı daha yaparsan o elbiselerin hepsinin etek boyunu kısaltırım", güç bendeydi şimdi; el mi yaman bel mi!