Bölüm 72

33.6K 1.9K 131
                                    

İ

İnstagram: pembekalemhikayeleri
                  
***             

Medya: Elif'in partideki kıyafeti

Bölüm şarkısı; Kelly Clarkson - A Moment Like This

Tüm yorumlarınız için çok teşekkür ederim, keyifli okumalar :)
****************

New York / Finaller

"Ya aşkım yemin ederim iyiyim ben. Bak valla kötü olursam söyleyeceğim sana"

"Elif itiraz kabul etmiyorum, nereye gidersen söyle ben de seninle geleceğim. Burada binlerce insan var; aralarına karışırsan fenalık geçirebilirsin"

"İyi tamam ben tuvalete gideceğim, sen de peşimden gel bakalım nereye kadar gelebileceksin"

"Kapıda beklerim", şimdi de alındı bana! Arda'nın gönlü olsun diye elini tutup gösteri salonunun dışına çıktıktan sonra tuvaletlerin olduğu tarafa doğru yürümeye başladık.

"Elif nereye gidiyorsunuz?", arkamı döndüğümde Kaan ile karşılaştım.

"Kaan biz tuvalete gidiyoruz hemen geliriz"

"Tamam fazla geç kalmayın, sıra bize gelmeden sahne arkasına geçelim"

"Tamamdır", Arda ile önümüze dönüp yeniden tuvaletlerin olduğu tarafa yürüdük.

Bugün büyük yolculuğumuzun son günüydü; hevesle beklediğimiz finallerdeydik ve buraya gelmişken hepimiz kazanmayı istiyorduk. Bu o kadar farklı bir şeydi ki sanki bugün ilk doğumumu yapacak gibiydim. Yıllardır içimde yeşeren umutlar bugün ortaya çıkacaktı; kazansam da kaybetsem de.

Tuvaletlerin kapısına geldiğimizde Arda'yı kapıda bırakıp hemen içeriye girdim. Kısa süre içinde işimi bitirip tuvaletten çıktım ama Arda'yı bıraktığım yerde bulamadım; nereye gitmişti ki bu adam?

Fazla uzaklaşmamak için açılmadan etrafıma bakmaya başlayınca sevgilim çok bekletmeden karşıma çıktı.

"Ben geldim ve sana milkshake getirdim, heyecanını biraz olsun alır"

"Ya sen ne kadar tatlı bir babasın ya, oğlumuz senin için içimde bir takla atıyor şu an", Arda bir anda elini karnıma koyunca ufak bir çığlık atmıştım. Etraftaki herkes de bize bakmaya başlayınca fazlaca utanmıştım.

"Aşkım hadi içeri girelim", Arda'nın eline yapışıp vücudum elverdiği ölçüde hızlı bir şekilde salona yürüdük. Salona girince Arda'yı bizimkilerin yanına yolladım, kendim de vakit kaybetmeden sahne arkasındaki ekibimin yanıma gittim. Ekibim yine hazır bir şekilde heyecanla sahne almayı beklerken arada perde arasından seyircileri izliyorlardı. Bugün gerçekten büyük bir kalabalık vardı, diğer yarışmalarda da seyirci çoktu ama finallerde adeta patlama olmuştu.

Adımız anons edildiğinde herkes heyecanla sahnenin yolunu tutmuştu; benim heyecanım daha başkaydı, çarpı ikiydi resmen. Oğlum da annesini hissetmiş gibi karnımda sürekli yer değiştirmeye başlamıştı; o da benden daha fazla heyecanlıydı. Kaç bebek annesinin böyle anlarına şahir olurdu ki! Benimkinin görmediği şey kalmamıştı, bugün de o günlerin en zirvesiydi. Oğlumla beraber zaten bir tarih yazmıştık ve bugün de yenisini yazacaktık, inanıyordum.

Sahneye çıktığımızda bu sefer finalde olmanın rahatlığı vardı, nasılsa kimse kaybetsek de bizi başarısızlıkla suçlayamazdı. O yüzden içimizden geldiği gibi doğaçlama cümleler de ekleyerek sunumumuzu yapmıştık. Sunumun bitişinde salonda öyle bir alkış kopmuştu ki gülümsemem tüm yüzüme yayılırken, gözlerim dolmaya başlamıştı. Hayatım boyunca hayal ettiğim alkışları fazlasıyla alıyordum, ben başarmıştım.

İnanmaktan VazgeçmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin