Bölüm 29

52.4K 2.6K 223
                                    


Instagram: pembekalemhikayeleri

*
Keyifli okumalar :)

***

Rüya gibi geçirdiğim günün sonunda yine ondan ayrılmak zorunda kalmıştım ve onu şimdiden özlemeye başlamıştım.

Kapıyı açıp eve girdiğimde Miray'ı ortalarda görememiştim, biraz daha dikkatli bakınca kediciğimi koltukta bulmuştum; uyuya kalmıştı. O kadar masum uyuyordu ki uyandırmaya kıyamıyordum ama burada daha fazla uyursa da beli tutulacaktı. Yavaşça koluna dokunup onu uyandırmaya çalıştım.

"Miray canım hadi kalk, bak burada belin tutulacak"

Sonunda sesimi algılayan Miray yavaşça gözlerini açmaya başlamıştı.

"Elif sen mi geldin?"

"Yok canım yoldayım ben, önden klonumu gönderdim; seni uyandırıp anlatacaklarıma hazırlasın diye"

Az önce gözlerini zorla açmaya çalışan Miray; ben 'anlatacaklarım var' deyince yerinden zıpkın gibi fırlayıp heyecanla karşıma dikildi!

"Ay Elif çabuk anlat ya çok merak ettim ne yaptınız bugün?"

Onun bu heyecanlı, meraklı hali karşısında hafif bir kahkaha attım. "Ne yapmadık ki! Fakat reklamlardan sonra"

"Ne reklamı kızım anlatsana çabuk", cidden anlatmazsam çatlardı bu kız.

"Olmaz canım önce şu üzerimdekilerden kurtulup kısa bir duş almam lazım. Sen de bu arada bir çay demlersin diye umuyorum"

"Ay aman tamam hadi ben çay suyu koyuyorum, sen de çabuk al şu duşunu ama elimden o kadar kolay kurtulamayacaksınız Elif hanım, her ayrıntıyı her yüz ifadesini ayrıntılı bir şekilde anlatacaksın. Sen anlatınca ben sanki dizi izliyormuş gibi hissedeceğim"

"Yuh kızım sen bu meraklı olma işini bir üst seviyeye çıkardın", dizi gibi diyordu bir de!

"Ya sen hala burada mısın?"

"Tamam ben hemen gidip geliyorum"

Odama koşar adımlarla girip hemen kendimi banyoya attım. Bugün çok güzeldi ama çok da yorucuydu; su sanki kemiklerime masaj yaparak aşağıya iniyordu. Miray'ı çok bekletmemek için banyoda çok kalmadan çıkıp, üzerimi giyinmeye başladım.

Mutfağa girdiğimde Miray'da çayları bardaklara yeni koyuyordu, zamanlamam mükemmeldi.

Çayları masaya yerleştirmek için ellerimi bardaklara doğru uzatınca Miray ellerimi geri itip "Sen bunlara dokunma ve hemen otur anlatmaya başla; ben bunları koyarım" deyip bardağı önüme koydu; ben de ona günü baştan sona anlatmaya başladım.

"Bak şimdi ben odaya heyecanla yavaş yavaş yürüyerek girdim, Arda da enteresan yüz ifadesiyle bana bakıyordu sonra işte ben yanına böyle nasıl desem yavaş da değil de hızlı da değil normal bir hızla gülümseyerek gittim. O da şöyle soğuk bir ifadeyle bana bakıp bilgisayarına dönüp bir şeyler yapmaya başladı ama surat ifadesi de bana pek bir şey anlatmıyordu; sanki soğuk değil de soğumak istiyormuş gibiydi"

"Sen benimle dalgamı geçiyorsun?"

"Ne münasebet canım! Ben senin istediğin şekilde anlatıyorum işte"

"Sabrımı sınama Elif, adam gibi anlat şu günü"

"Aman sen de ne istediğini bilmiyorsun"

Miray tam köpürmek üzereyken hemen söze girip 'normal' bir şekilde anlatmaya başladım. Sabah Arda'nın soğuk şakasını anlatmayı bitirince bizimkini aldı bir gülme.

İnanmaktan VazgeçmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin