Bölüm 50

46.4K 2.1K 358
                                    


İnstagram: pembekalemhikayeleri

**

Tüm yaptığınız yorumlar için çok teşekkür ederim.❤️

Medya: Nisan Hala.

Medyadaki şarkı 'Athena- Senden, Benden, Bizden'.

Keyifli okumalar :)

*****







MİRAY

"Nisan abla, Ece nerede?", normalde Elif diyiyordum ama halasının yanında Ece demeyi tercih ediyordum.

"Ben de bilmiyorum ki! Arda geldi, elbiseyi gördü ve aniden 'üzerine kahve döküldü, değiştirmeye gidiyoruz' deyip aldı kızı gitti"

Anlaşılan Elif, Arda'yı çıldırtmayı başarmıştı.

"Peki cidden kahve dökülmüş müydü?"

Nisan abla kıkırdayarak "Tabi ki hayır" dedi; şimdi ikimizde karşılıklı gülüyorduk.

Nisan abla gelenleri karşılamaya gittiğinde benim de gözüm kapıya kaymıştı, biraz dalgınca baktıktan sonra tam kafamı çevirecekken Kerem'in içeri girmesiyle gözüm tekrar kapıya sabitlenmişti. Uzun boyluydu hem de çok ama öyle sırık gibi olanlardan değil bildiğin heykel gibi duruyordu; çıkıp mankenlik yapsa eminim tüm erkek giyim firmaları onu havada kapardı. Tabi yakışıklı suratı da büyük bir artıydı. Geçen gün daha sıradan giydiği için fiziği bu kadar dikkatimi çekmemişti ama şimdi dar lacivert bir pantolon ve dar mavi renk bir gömlekle fiziği 'ben buradayım, kimseye bakmayın' diye bağırıyordu. Nisan ablayla tokalaştıktan sonra başını bana doğru çevirince göz göze geldik; hemen bakışlarımı çevirip arkamı dönerek oturacak bir masa aramaya başladım.

Allah'ım ben neden böyle salaktım ya! Neden kafamı çevirdim ki ben şimdi, kim bilir çocuk, ne kadar aptal olduğumu düşünüyordur! Hayır sen zaten çocukla tanışmışsın Miray, insan  nezaketen selam verir ya! Önümdeki ilk boş masaya oturup derin derin nefes almaya başladım.

"Sen benden mi kaçıyorsun acaba?"

Kafamı aniden çevirdiğimde Kerem'le yüz yüze gelmiştim. Bu çocuk neden dibime kadar girmişti ki şimdi!

Renk vermemek için "Ne alakası var ya, benim sadece başım biraz döndü de o yüzden oturmak istedim" dedim.

"Başını döndürdüğümü itiraf ediyorsun yani", aferin Miray sen öyle salak bir bahane uydurursan; o da bunu tepe tepe kullanırdı.

"Bence sen kendini çok önemsiyorsun"

Bu cevabımı beklemiyor olacak ki bir an afallayıp kaldı ama anında kendini toparladı; surat ifadesinden kendine olan fazla güveni direk belli oluyordu.

"Sen de beni biraz önemsesen belki ben de kendimi daha az önemserim", verdiği cevapla bir anda donup kalmıştım, adam açık açık benimle flört ediyordu ama bu tepkisi az önceki gibi ukalaca değildi; beklentiyle ve istekle söylemişti.

"Ben seni tanımıyorum ki, tanımadığım bir insanı önemseyemem", yani diyorum ki kendini tanıt seni önemseyeyim! Her konuda herkese akıl dağıtan ben, neden kendime akıl veremiyordum ya!

"Yani beni tanımak istiyorsun?"

"Başka seçeneğim var mı? Gece uzun ve benim gerçekten düşük bir çenem var", teslim bayrağını çabuk çekmiştim.

İnanmaktan VazgeçmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin