Bölüm 15

55.7K 3K 110
                                    


Medyada yıllar önce izlediğim, çocukluğumun en değerli filmleri arasında olan "Bridge To Terabithia" filminden bir bölüm var " burada çalınan şarkı o zamanlardan beri hep aklımda; türkçe adı "Neden Arkadaş Olamıyoruz" olan "Why Can't be friends?" .

Herkesin ruh eşi olan en iyi arkadaşını bulması dileğiyle keyifli okumalar :)

*********

Miray'la alışverişimiz tahmin ettiğimden de uzun sürmüştü. Miray beni, adını daha önce duymadığım mağazalara sokmuş; daha önce hiç giymediğim elbiseleri ve çeşit çeşit aksesuarları zorla aldırmıştı.

Alışveriş sonunda bedenim elbise denemekten bitap düşmüştü;

"Miray ne olur artık bu çileye son ver, azat beni yalvarırım"

"Aman tamam sızlanma, zaten paramız suyunu çekti. Birkaç bir şey daha alırsak ay sonuna kadar makarna yemek zorunda kalacağız"

"Sonunda anlayabildin hanımefendi. Hadi bir pastane bulalım da çikolatalı pasta alalım. Çok geç olmadan Eymen'i ziyaret etmem lazım"

Eymen'in adını duyan Miray'ın alışverişte mutluluktan dört köşe olmuş suratı asıldı.

"Elif, bak bir kez daha düşün bence; yanlış yapıyorsun"

"Miray ben kararımı verdim; Eymen'e ne olduğunu öğrenip, ona yardım edeceğim. Lütfen yanımda ol"

Yalvaran bakışlarım Miray'ı ikna etmişti;

"Neyse şimdilik bir şey demeyeceğim ama sen de bana her şeyi anlatıp, her gittiğin yeri haber vereceksin"

Miray'ın anne edasıyla beni korumaya çalışması beni gülümsetmişti "Peki anneciğim" deyip boynuna sımsıkı sarıldım.

"Elif, yavaş boğulacağım hem ayrıca sen Eymen'in evinin nerede olduğunu biliyor musun bakalım?"

"Evden çıkmadan Ozan'a adresini soran bir mesaj atmıştım; Etiler'de bir sitedeymiş evi. Bize çok uzak değil"

"Tamam ama taksiyle gidip taksiyle geleceksin, zaten otobüse binsen pastan oraya gidene kadar berbat olur. Hadi şimdi pasta seçmeye gidelim ona en büyük pastayı seçelim ki seni hemen kovmasın"

Miray kolumdan beni çekip gülümsüyordu ama ben hiç gülemiyordum; ya Eymen beni hemen kovarsa. Aman o kapıdan kovarsa ben de bacadan girerim, ne yapıp edip Eymen'e yardım edecektim.

Miray'la pastaneden kocaman bir çikolatalı pasta aldıktan sonra onu taksiye bindirip aldığımız tüm eşyaları da ona vererek onu eve yolculadım. Ben de Miray gittikten sonra bir taksiye atlayıp Ozan'ın bana verdiği adrese doğru yol almaya başladım.

Taksiden indiğimde karşımda kocaman bir apartman vardı, hemen kapısının girişine girip Eymen'in dairesinin ziline basacaktım ki son anda eğer Eymen'in benim aşağıda olduğumu anlarsa bana kapıyı açmayabileceği geldi. Hemen bir çare düşünmeye başladım ama aklıma hiçbir şey gelmedi.

Ben çaresizlikle daldın dalgın dururken arkamdan gelen bir ses beni kendime getirdi;

"Birine mi bakmıştınız?"

Evet; işte aradığım fırsat ayağıma kadar gelmişti ve ben de bu fırsatı tepmeyerek hemen bir şeyler uydurdum;

"Şey ben Eymen'e gelmiştim de kaç numarada oturduğunu unuttum"

"Eymen benim tam üstümde beşinci katta oturuyor; numarası on beş. İsterseniz buyurun birlikte girelim"

Yaşı en fazla otuz gösteren adam bana kapıyı açıp önden gitmem için yol verdi. Beraber asansöre bindik. Karşımda bana arkası dönük bir şekilde asansörde hem dördüncü hem de beşinci kata basarak bana döndü;

İnanmaktan VazgeçmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin