Bölüm 1

168K 5.3K 729
                                    

Multi medya: Elif

***

İnstagram: pembekalemhikayeleri

**

Bölüm Şarkısı: Kelly Clarkson – A Moment Like This

**

İnsanlar hayal kurardı. Bazıları iyi bir öğretmen olmak ister, bazıları doktor, bazıları da belki pilot olmanın hayallerini kurardı. Bazı insanlar da vardır ki; onların hayalleri daha farklıdır. Onlar klasik bir hayalin içinde değillerdir, onlar ilkokulda öğretilen meslekleri icra etmek istemezler. Onlar bir yıldız olmak isterler. Bir yıldız olmanın hayaliyle yaşarlar. Ve günün sonunda sadece çok azı hayal kurmakla kalmayıp, onların bazı peşinden koşarlardı.

Ben Elif Alsancak, bir yıldız olmanın hayallerini senelerdir kuruyordum ve şimdi harekete geçmenin vakti gelmişti. Ben bir yazar olacaktım; insanlara ilham verip, benim gibi ümitsizliğe kapılınca yalnız hissedenlerin dostu olacaktım. Artık yazdıklarımı dünyaya ulaştırmanın zamanıydı ve bugün yeni hayatımın ilk günüydü.

Uzun süren ders çalışma maratonumdan sonra sonunda ailemin istediği üniversiteyi kazanmıştım. Bu durum beni gariptir ki rahatsız etmek yerine mutlu ediyordu. Evet, belki iletişim ya da edebiyat okumak, yazar olma hayallerime ulaşmamı daha kolay gerçekleştirebilirdi ama benim kolayı seçtiğim nerede görülmüştü!

Ailem, ortalama bir Türk ailesiyle aynı ekonomik koşullara sahipti ve benim geleceğimi garanti altına almam için daha elle tutulur yani onların tabiriyle daha çok para kazandıran bir meslek seçmem lazımdı. Yazmak benim için sanattı ve ben de bir başka sanat dalını, mimar olmayı seçtim. Evet, kabul ediyorum ki iyi bir sayısal öğrencisiyim ama sözelde de rakibim yoktu. Hem mimar olup hem de yazar olabilirdim pek ala. Fakat tüm bunları başarmak için öncelikle okula gitmem lazımdı.

Sıkıntıyla yüzümü buruşturup, saatlerdir hayal kurduğum yatağımdan kalktım. Aynaya bir adım yaklaşıp, kendime baktım. Evet, güzel bir kızdım. Etrafımdakiler bana küçümseyerek güzel bir kız olduğumu söylerlerdi ama tabi ki bir şartları vardı. Eğer zayıf olsaydım, güzel olurdum ve ben sadece kilolu bir kızdım. Ne kadar çalışkan olursam olayım, beni aşağılamaları hiç bitmiyordu. Biliyordum onlar kendilerini böyle tatmin ediyordu ama bu benim üzülmeme engel olmuyordu. Tabi ki, insanın kendini mutlu hissetmesi ve kendini öyle kabul etmesi lazımdı ama ben maalesef kilolarıyla mutlu olan bir insan değildim. Kilo vermek istiyordum, ben de istediğim elbiseleri giymek istiyordum ve en önemlisi de aşık olmak istiyordum. Önemli olan iç güzelliktir lafına da zerre inanmıyordum. En azından bana göre doğru değildi, çünkü ben de bir erkekte ilk olarak dış görünüşüne bakıyordum. Bana göre bir insan, bir insanın dışını beğendikten sonra onun içini tanımak isterdi. Ben böyle düşünürken, karşımdakinin sadece iç güzelliğe bakmasını bekleyemezdim. İnanıyordum ben de bir gün bu kiloları verecektim ama ne zaman, işte onu ben de bilmiyordum.

Aynada kendimi izlemeye devam ederken, içeriden gelen annemin sesiyle gözlerimi aynadaki yansımamdan alıp odadan hızla çıktım. Üzerimde sadece pembe kalpli pijamalarım vardı. Normalde annem yemek masasına pijamalarımla oturduğum zaman çok kızardı ama bugün bir istisna yapacağına emindim. Üniversitedeki ilk günüm için o da en az benim kadar heyecanlıydı.

Masaya oturduğumda annem tahmin ettiğim gibi üzerimdeki pijamalara kısa bir bakış attı. Bu konudan hiç bahsetmeden heyecanla "Evet sonunda sen de üniversiteli oldun" dedi.

Onun bu heyecanlı hali benim de gülümsememi sağlamıştı. "Ve sen de üniversiteli annesi oldun" dedim onun heyecanına denk bir neşeyle.

"Evet ama sen biraz daha oyalanırsan ilk günden geç kalacaksın. Hadi yemeğini yemeye başla"

İnanmaktan VazgeçmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin