Bölüm 37

38.5K 2.4K 177
                                    



İnstagram: pembekalemhikayeleri

**





Medya'da sizinle Christina Perri- Human şarkısını paylaşıyorum; galiba bu bölüme en çok uyan şarkı o :)

Keyifli okumalar ❤️

***





ARDA



"Bunu bize sen yaptın, bizi bir yalanla başlattın. Şimdi beni suçlayamazsın"

Saatlerdir zihnimde bu kelimeleri döndürüp duruyordum; bana giderken söylediği son sözleri bunlardı. Bu kadar basit miydi her şey onun için? Benim ona ne kadar aşık olduğumu göremiyor muydu? Sırf babama inat olsun diye onu ortaya atabilir miydim ben? Benim böyle bir adam olabileceğime nasıl inanabilirdi, aklım almıyordu. Yaşadığımız anlar, söylediğimiz sözler ve en önemlisi aşkımız bile benim ona bunu asla yapmayacağıma ikna edemediyse, onu başka nasıl ikna edebilirdim, bilmiyordum. Allah kahretsin ki, bilmiyordum.

Eski Arda olsa, hiç düşünmez arkasına bakmadan çeker giderdi ama ilk defa böyle bir şeyi yapmaya cesaret edemiyordum. Bana 'Bir gün benim de bir bağımlılığın olduğumu fark edip, beni ortada bırakırsan; o zaman ne yapacağım ben?' diye sormuştu. Aptal kız, ben zaten sana bağlıyım, nasıl ayrılabilirdim senden.

Hayatım boyunca herkese yaptığım davranışları ilk defa birine yapmıyordum. İlk defa birine karşı duvarlarımı kaldırmıştım . Fakat şimdi o kişi tarafından, tüm bunları yapmakla itham ediliyordum.

Bunları tüm gece düşünerek sabahı hiç uyumadan karşılamıştım. Aklımdaki tek şey Elif'i bulup, onu bana inanması için ikna etmekti ama beni hepten geri itmesinden, hepten hayatımdan çıkmasından çok korkuyordum. Ben Arda Aslanoğlu hiçbir zaman hiçbir şeyi umursamayan adam, ilk defa bir şeyden deli gibi korkuyordum. Onu kaybetmekten...

Sonunda tüm gece boyunca uzandığım kanepeden zar zor kalkıp içki şişelerinin olduğu büfeye doğru gittim. Hayatım boyunca biraz da olsa bağımlı olmamak için hiç içmediğim içkiyi şişesiyle birlikte elimde tutuyordum; bağımlı olana kadar içmek istiyordum ve işe gitmek hiç umurumda değildi!

Şişeyi açtım ve ilk bardağı doldurdum...



ELİF

"Sen benim babam değil misin?"

Tüm hayatım boyunca baba bildiğim adama bu soruyu soruyordum ama o şimdi karşımda susuyordu. Oysa ne kolay bir cevabı vardı; 'hayır kızım sen yanlış duydun, yok öyle bir şey' diyecekti! Neden şimdi susuyordu karşımda?!

"Konuşsanıza baba, anne! Desenize; 'yalan, sen yanlış duydun'"

Annem gözlerinde biriken yaşlarla zoraki gülümsemeye çalışarak "Kızım tabi ki yalan, öyle şey olur mu?" dedi ama bu beni daha da sinirlendirmişti. Yalan söylüyordu!

"O zaman neden gözlerin öyle söylemiyor anne?" diye bağırdım.

Babam sinirle anneme bakıp "Kızım annen şok olduğu için öyle davranıyor, yok öyle bir şey" dedi ama buna inanamazdım çünkü o da suçlu gibi bakıyordu.

Sonunda hıçkırıklarla ağlayarak bağırmaya başladım;

"Eğer bana şimdi doğruları anlatmazsanız, yemin ediyorum buradan çeker giderim. Bir daha yüzümü asla göremezseniz. Eğer beni biraz da olsa tanıyorsanız, bunu yapacağımdan emin olabilirsiniz!"

İnanmaktan VazgeçmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin