Bölüm 35

42.3K 2.3K 167
                                    

İnstagram: pembekalemhikayeleri

**

Keyifli okumalar ❤️
***

"Mert?"...

"Elif seninle konuşmam lazım, telefonlarıma da bakmayınca evine gelmek zorumda kaldım"

Aslında Mert'i görür görmez yapmayı amaçladığım şey onu derhal kapı dışarı etmekti ama gözlerinde öylesine bir acı ve çaresizlik vardı ki bunu yapmama engel oluyordu.

"Ne konuşacaksın ki, dün bana söylediklerinden sonra daha başka ne diyeceksin?", dünü ona hatırlatmam onu daha da yıkmış gibiydi.

"Elif, ne olur beni biraz dinle. Sonra beni kovsan da ses çıkarmam"

Hala onu buradan kovmam gerektiğini biliyordum ama hayatımda her zaman ikinci şanslara inanan ben nasıl bir insanı bu haktan mahrum ederdim ki! Bu yüzden Mert'e açıklama yapması için fırsat verecektim ve ondan sonra ne yapmam gerektiğine karar verecektim.

"Pekala ama sana sadece on dakika veriyorum, ondan sonra buradan çıkıp gideceksin"

"Teşekkür ederim"

Deminden beri bizi izleyen Miray yanıma gelip "Ben odamdayım bir şey olursa seslenmen yeterli" deyip odasına gitti.

"Mert biz de oturma odasına geçelim burada ayakta kaldık"

Mert kafasıyla beni onaylayıp o önden ben arkasından oturma odasına geçip karşılıklı koltuklara ayrı ayrı oturduk.

"Evet, ne konuşacaksın; seni dinliyorum"

"Öncelikle senden dün sana yaşattıklarım için çok çok özür diliyorum. Ne kadar haklı olsam da seni o duruma sokmamalıydım"

Şimdi bu bir özür açıklaması mıydı?!

"Sen hala dünkü yaptıklarını mı savunuyorsun! Bu nasıl bir özür; kabahatinden büyük oldu!"

"Elif beni dinle o adam senden kaç yaş büyük, haberin var mı? Sen daha küçüksün göremezsin ama o adam seni kullanır, senin haberin bile olmaz"

İyice sinirlenmiştim, cüretine hayret ediyordum. "Mert yine haddini aşıyorsun, sen nasıl onu tanımadan, onun hakkında böyle ithamlarda bulunabilirsin!"

"Adamı şahsen tanımama gerek var mı sence? Adam sürekli sevgili değiştiriyor ama seni görünce mi bu hayatından vazgeçecek. Yapma Elif, sen akıllı kızsın böyle salak peri masallarına inanacak kadar saf olamazsın"

Hayır Mert'in söylediklerine kafamı takamazdım, sakin olmalıydım. O sadece bizi kıskandığı için böyle yapıyordu. Sakın tek bir an bile kanma ona. Arda seni çok seviyor.

Sinirle ayağa kalkıp sağ elimle ona kapıyı gösterdim. "Mert buradan çık git, seni dinlemek istemiyorum. Yaptığın büyük saygısızlık"

O da ayağa kalktı. "Neden gerçekler sana ağır mı geldi? Bak beni dinle; o adamdan uzak dur"

"Sonra sana geleyim öyle mi Mert? Defol git buradan, sana bir şans veren de suç"

Bu sefer sakin olamamış bağırmaya başlamıştım. Panikle odaya giren Miray da ikimize bakarak, ne olup bittiğini çözmeye çalışıyordu.

Mert bir anda yanıma gelip yüzümü ellerinin arasına alıp gözlerimi gözlerine sabitledi. Ondan kurtulmak için çabalıyordum ama beni bırakmıyordu.

İnanmaktan VazgeçmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin