Bölüm 28

62.4K 2.9K 322
                                    




Instagram: pembekalemhikayeleri

**

Keyifli okumalar :)

***

Ve tabi ki bu kısa mutluluğumuz da kapının açılmasıyla sona ermişti; ikinci günde ikinci basılma; mükemmel ilerliyorduk!

Birbirimize sarılmış haldeyken kapıya dönüp, gelen kişiyi görünce şok olmuştum...

Korkuyla "Deniz bey" diye mırıldandım.

Arda'nın sırtı kapıya dönük olduğu için hala kapının açıldığını fark etmeyip bana sarılmaya devam ederken Deniz'in adını duymasıyla sinirle alarm verdi. "Yine ne Deniz'i, biz o meseleyi kapatmadık mı?"

Utançtan kızarmış yüzümle Arda'nın kollarından ayrılmaya çalışarak "Arda, Deniz bey gelmiş, ne mesele kapatması" dedim.

Sonunda Arda söylediklerimi algılayınca kollarından ayrılmama müsaade etmişti ama daha fazla uzağa gitmeme izin vermeyip beni yanına çekerek, elini belime attı. Şimdi iki taraf da, ne söyleyeceğini bilmeden birbirimize bakıyorduk, daha doğrusu Deniz'le ben öyleydik. Arda şahin bakışlarını gözlerine yerleştirmiş, birazdan Deniz'i parçalayacakmış gibi bakıyordu.

"Ben özür dilerim, aslında kapıyı iki defa çaldım. Ebru hanım da içeride olduğunuzu ancak belki duymadığınızı söyleyince içeri girmeye karar verdim"

Deniz'in çekingen sözleriyle iyice kıpkırmızı olmuştum, adam resmen bizi basmış gibi açıklama yapıyordu. Gerçi ben de neyimi savunuyorsam, adam resmen bizi basmıştı. Üstüne üstlük Arda'nın 'yine mi Deniz?' dediğini duymuştu!

"Sorun değil, sen neden gelmiştin?", benim kızaran yüzümün aksine Arda gayet rahat bir şekilde olayı geçiştirip koltuğuna oturmuştu.

Deniz Arda'nın masasının önündeki deri koltuklardan birine oturup "Dün bahsettiğimiz projenin geniş bilgilerini içeren dosyayı bugün tamamladık. Ben de sana projeyi anlatmak için dosyayı kendim getirmeye karar verdim" dedi ama gözleri hala cevap arıyormuş bir Arda da bir bendeydi.

Arda Deniz'den dosyayı alıp "Bu iyi oldu. Yazılımı erkenden hazırlamaya başlarım" deyip dosyayı incelemeye başladı. Ben burada sap gibi kaldım diye düşünürken Arda kafasını kaldırıp benim geçen gün Deniz'e yaptığım gülüşün bir benzeriyle bana bakarak "Sevgilim sen istersen odanda işlerine devam et, ben Deniz'i yolcu ettikten sonra yanına gelirim" dedi.

Bana sevgilim dedi! Hem de Deniz'in yanında dedi!

Gerçi Deniz'e 'kız benim ondan uzak dur' gözdağını vermek için yapmış gibiydi ama olsun sonuçta beni sevdiği için de yapmıştı. Hülyalı halimden çıkarak zorla toparlanıp -Arda halimi fark etmiş olacak ki pis pis sırıtıyordu- Arda'ya onaylayan bir bakış attım.

"İyi günler Deniz bey" diyerek odadan çıktım ama hala utançtan ellerim titriyordu. Odama yürürken Ebru'nun delici bakışlarıyla karşı karşıya gelmiştim.

Aman çok korktum sayın cadı!

Omuzlarımı dikip ve Ebrucuğuma üstten bir bakış atıp, odamın yolunu tuttum.

Odama girdiğimde kapımın arkasına yaslanıp yüzümü ellerimle kapattım. Az önce yaşadığım utancı hatırlayıp daha da yerin dibine giriyordum. Utancımı biraz unuttuktan sonra şimdi de Arda'nın sevgilim demesi aklıma gelmişti, az önce utançtan ne yapacağımı bilemezken şu anda da sebepsiz yere gülüyordum. Tamam sırf Deniz'i kıskandığı için onun yanında bilerek o kelimeyi söylemişti. Ben de daha özel bir durumda söylemesini isterdim ama yine de bu, o kelimeyi söylemesine bayılmamı engelleyememişti!

İnanmaktan VazgeçmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin