"Ne demek istiyorsun sen biraz açık olsana", Kaan'ı ilk defa bu kadar sert görüyordum ama kusura bakmasın ben de onun kadar sinirliydim!

"Şunu diyorum ki eğer birbirinizle aranızdaki meseleyi halletmezseniz bir daha benimle de arkadaş olmayın", evet sertti ama bunu yapmak zorundaydım!

"Saçmalama ne yani birbirimizle arkadaş değiliz diye bizi artık hayatından mı çıkaracaksın?"

"Evet aynen öyle yapacağım Kaan"

Kaan elindeki çay bardağını masaya sert bir şekilde fırlatıp ayağa kalkmıştı, ben hala attığı çay bardağının etkisindeyken o içindeki tüm siniri bana dökmeye başlamıştı.

"Zaten bu arkadaşlık böyle hemen kestirip atılacak bir şeyse bence de hemen bitmeli. Sana cidden inanmıyorum gerçekten inanılmazsın"

Kaan sinirle odadan çıktı ben daha yerimden kalkamadan sertçe çarptığı kapının sesini duymuştum ve yerimde şokla dona kalmıştım. Karşıma bakınca bu sefer de bana sinirle bakan Eymen'le yüz yüze gelmiştim.

"Sen de sinirini kusmak istiyorsan buyur bekliyorum"

"Ben sana ne söyleyebilirim ki Elif? Nasılsa amacına ulaştın değil mi artık? Arda ile de sevgilisin bir daha benim gibi işe yaramaz ve başını sürekli belaya sokan bir adamla neden uğraşacaksın ki? Seni tebrik ederim o zaman, merak etme artık sırtın da yere gelmez"

Ben hala duyduklarımı idrak etmeye çalışırken Eymen masadan hızlıca kalkıp kapıya doğru gitmeye başlamıştı. Hızlıca yerimden kalkıp koşarak yanına gittim, şükür ki tam kapıdan çıkmadan ona engel olabilmiştim.

Eymen'in koluna yapışıp onu zorlukla durdurabilmiştim.

"Eymen bir bekle dur lütfen"

"Ne var?", Eymen çok sert bir şekilde bana dönmüştü.

Gözlerinin içine bakıp "Gerçekten ben sana böyle mi hissettirdim? Seni Arda'ya ulaşmak için kullandığımı mı düşünüyorsun? Eğer öyle bir izlenim verdiysem çok özür dilerim" dedim.

"Kızım sen salak mısın? Sana az önce hakaret ettim ve sen bunun için gelip benden mi özür diliyorsun?"

"Hayır haklısın belki de, sonuçta öyle düşünmesen söylemezsin. Belki de ben fark etmeden öyle davrandım"

Eymen biraz sakin olmak için burun kemerini sıkmaya başladı; gerçekten bu kadar mı sinirlenmişti bana!

"Neyse ben gidiyorum böylece sen de benden hemen kurtulursun"

"Dur ne olur gitme, özür dilerim ben sadece sizi yeniden barıştırmak istemiştim. Sadece blöf yapmıştım ama sizin beni böyle kolayca gözden çıkarabileceğinizi düşünememiştim", karşısında şimdi hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım ama gözyaşlarım bile onu sakinleştirmeye yetmemişti, o yine arkasını dönmüş kapı koluna elini atmıştı.

Bu sefer koluna daha sıkı yapışıp "Hayır bu mesela hallolmadan gidemezsin beni de diğerleri gibi hayatından uzaklaştırmana izin vermeyeceğim, bunu bana yapamazsın anladın mı!" diye bağırdım.

"Bunu nasıl başaracaksın acaba? Beni hayatından çıkarmakla tehdit ederek mi?"

"Çok özür dilerim ben öyle bir şey amaçlamadım, lütfen beni affet"

"Bak hala özür diliyorsun kızım anlasana belki de benim hayatından uzaklaşmam senin için daha iyi. Dün az kalsın o adam yüzünden başına nelere gelecekti ve bu, aslında o adam yüzünden değil benim yüzümdendi!"

İnanmaktan VazgeçmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin