Miray poşeti alıp söylenerek çantasına koyduktan sonra ayakkabılarını giymek için portmantonun önüne gitti. O çıktıktan sonra çok geçmeden kapı çaldı; gelen Kaan'dı.

Kaan'a kapıyı heyecanla açıp boynuna atladım, onu kaç gündür görmüyordum ve çok özlemiştim.

"Birileri beni çok özlemiş galiba", Kaan çapkın gülümsemesiyle bana şapşal şapşal sırıtıyordu.

"Sen özlemedin yani"

"Özlemez olur muyum küçük şapşal, e diğer şapşal nerede?"

"Onun teslim etmesi gereken ödevi varmış, o yüzden az önce çıktı"

"Yani ikimiz tek kaldık"

"Pek sayılmaz"

"Başka kim geliyor?"

Tam cevap verecekken yeniden kapının çalmasıyla hemen kapıyı açtım. Cevabı ben yerine Eymen içeri girerek vermişti. Kaan ve Eymen'in birbirlerine bakarken sertleşen bakışlarından bu yüzleşmenin benim için kolay geçmeyeceğini anlamıştım!

"Eymen hoş geldin" deyip Eymen'e kısaca sarıldım ama ortamdaki gerginlik hala devam ediyordu. İkisi de birbirleriyle merhabalaşınca onları kahvaltı masasına yönlendirdim.

Kaan kahvaltı masasını görünce "Vay vay vay bu sofrayı sen mi hazırladın?" deyip şaşkınlıkla bana baktı.

"Evet, başka kim hazırlayacaktı Kaan bey? Hepsi kendi imalatım"

"O zaman tebrik ederim ev kızlığı diplomanı almışsın"

"Valla ben onu çoktan aldım da annem kabullenemiyor bir türlü"

"Her şey çok güzel gözüküyor Elif", gelen sesle Eymen'e dönmüştüm, onu ilk kez bu kadar sakin görüyordum; galiba üzerinde hem dünün tedirginliği, hem de Kaan'la karşılaşmanın gerginliği vardı.

"Çok teşekkür ederim, e hadi sofraya oturun ben de çayları getireyim"

Onları masaya oturttuktan sonra ben de çayları almak için mutfağa gittim. Çayları alıp odaya döndüğümde ikisini yan yana oturttuğum için şükrederek karşılarına oturmuştum; bu oturuş şekli planladığım yüzleşme için idealdi!

Hep beraber kahvaltımızı yapmaya başlamıştık. Biraz sonra ikisinin de doyduğundan emin olunca yavaşça konuya girmeye karar verdim.

"Maşallah sohbetinize de doyum olmuyor, duyduğuma göre lisede çok yakın arkadaşmışsınız şimdi neden böyle uzaksınız?", çok saçma giriş oldu biliyordum ama nasıl girilirdi ki zaten bu konuya!

Sözlerimle ikisi de donup kalmıştı ve cevap vermiyorlardı!

"E bir şey söylemeyecek misiniz?"

Kaan bana sert bir bakış attı. "Ne söyleyebiliriz ki? Geçmiş bitmiş!"

"Bu kadar mı yani Kaan; geçmiş bitmiş mi diyeceğiz? Bak aptalı oynamayacağım ne olup bittiğini gayet iyi biliyorum ama belki sen de bir şeyler anlatmak istersin?", bu sefer Kaan Eymen' e ölümcül bakışlar yollamaya başlamıştı!

Eymen Kaan'dan hiç etkilenmeyerek bana baktı. "Bu konuları açmaya ne gerek var Elif, Kaan doğru söylüyor geçti ve bitti"

"Bu kadar yani, siz ciddisiniz. Gerçekten inanamıyorum ben size! Nasıl bir arkadaşlığı bu kadar basit sebeplerle çöpe atabilirsiniz ki? Hem bu şekilde ben size arkadaş olarak nasıl güvenip, sırtımı dayayacağım söyler misiniz? Demek ki sizin için arkadaşlık kavramı bir gün geçip bitecek kadar basit bir olay"

İnanmaktan VazgeçmeWhere stories live. Discover now