İşte bu gerçekten ilginçti! Ege hocanın ekibe adam almak için öğrencisine şantaj yapacağı hayatta aklıma gelmezdi. Yine de Mert'e seçenek sunmak zorundaydım. "Bak Mert senin için üzgünüm ama bize sinirlenmene gerek yok, bizim ne bu işle bir ilgimiz var ne de seni tanıyoruz. Ama istersen Ege hocayla konuşmayı denerim" dedim.

"Ben denemedim mi bunu! İşe yaramaz, asla vazgeçmeyecek".

"O zaman bir süre ekipte ol. Bir kaç ay sonra, biz Ege hocaya gidip senin çalışmandan memnun olmadığımızı söyleriz. O zaman da bir şey diyemez herhalde" diyerek ona yeni bir öneri daha sundum.

Mert başını yere eğip bir süre düşündükten sonra yeniden yüzüme baktı. "Peki. Bu teklif makul görünüyor. O zaman bana anlatın bu yarışmayı. Bakalım neymiş"

Anlaştığımıza sevinip Kaan'a baktım ama o benim aksime çok rahatsız olmuş gibi duruyordu. Tamam ben de rahatsız olmuştum ama mecbur katlanacaktık. Gün sonunda Kaan' la yalnız kalıp onun da içini rahatlatmaya karar verip Mert'e döndüm ve yarışma hakkında kısaca bilgi verdim. Yarışma umurunda olmasa bile beni dikkatlice dinleyip, sorular sormuştu hatta arada espri bile yapmıştı.

"Şimdilik anlatacaklarım bu kadar Mert" dedim ve bir anda telefonum çaldı arayan Ege hocaydı. Kaan' la Mert'i yalnız bırakıp telefonla konuşmaya gittim. Telefonla konuşup geri döndüğümde ikisi de bıraktığım gibi çok sessizdi.

Kaan derin sessizliğinden çıkarak "Elif, Ege hoca ne diyor?" diye sordu.

"Bize ödevi söylemeyi unutmuş".

"Ödev mi? Ne ödevi?" dedi Kaan şaşkınlıkla. Mert'e baktığımda onun da merakla beni izlediğini gördüm.

"Ege hoca bizden bir hafta içinde bir yazı yazmamızı istiyor. İlk ödev konusu serbestmiş daha sonra beraber seçeriz dedi"

"Peki ne yapacağız şimdi?". Soruyu soran Kaan'dı.

"Sizi de söylediğim gibi yazıyı normalde sadece ben yazacağım ama bu seferlik Ege hoca hepimizin yazmasını istiyor, konusu da kendimizi anlatan bir yazı".

"Tamam o zaman bir yerden başlamak lazım değil mi?" dedi Kaan göz kırparak. Bu çocuk gerçekten çok tatlıydı ve şanslıydım ki benim arkadaşımdı!

"O zaman iki gün sonra buluşup durum değerlendirmesi de yaparız.Ayrıca bir kişi eksiğiz o konuyu da halletmemiz lazım" dedim Kaan'a doğru bakarak, o an Mert'i görmezlikten geliyordum.

Ben ayağa kalkınca Kaan da benimle birlikte kalktı. "Elif, o zaman ben seni metroya bırakayım"

"Sağ ol Kaan ama ben bugün metroya yürüyeceğim" dedim. Temiz bir hava bugünkü stresten sonra yerin yedi kat altına inmeden önce iyi gelebilirdi.

Mert de oturduğu yerden kalkıp "Ben de metroya gideceğim o zaman beraber gidelim hem bana biraz daha bilgi verirsin belki" dedi.

Şu anda Mert'le birlikte metroya yürümek en son istediğim şeydi ama bir ekip olacaksak iletişim kurmaya mecburdum. "Tamam o zaman gidelim, Kaan unutma iki gün sonra görüşüyoruz" deyip Kaan'ı yanağından öptüm. Bu hareketime başta şaşırdı ama sonra gülümsedi. Ona mesajı vermiştim ; benim arkadaşım oydu Mert değildi. Bana böyle sinirle bakmasına da gerek yoktu.

İnanmaktan VazgeçmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin