Kötüye gitme anı

69 4 0
                                    

Aldığım nefes, ciğerlerime dolarken hissediyordum. Zaman esneklik kazanmış, mekandaki diğer tüm bedenler yok olmuştu.

Koltuğa bıraktığım titreyen vücudumu Burak kendine doğru çekti.
"Bunu beklemiyordun değil mi?" Dedi kulağıma doğru fısıldayıp.

Gözlerimi çekip de buradan fırlamak istiyordum ama kıskançlık hissim feci şekilde beni bitkin kılmıştı.
"Eda'nın önemsiz biri olduğunu söylemişti. Eda'nın bir kere burda ne işi var ya?" Diye çıkıştım elimi havaya kaldırıp. Burak, kaldırdığım elime hafifçe baskı uygulayarak geri indirdi.

"Yalan, söylemesi en kolay olan cümlelerdir" dedi Burak kolunu arkama atıp. Ardından yanına arkadaşının gelmesiyle ayağa kalktı. Buraya adını vererek girdiğimiz adam olmalı diye düşünürken Burak'ın Uğur demesiyle teyit etmiş oldum düşüncemin doğruluğunu.

Gözlerimi tekrar Atlas'a doğru çektiğimde bir yanında Eda'nın, diğer yanında hiç tanımadığım bir kadının ona dokunmalarını kısa bir süre izledim. Bu görüntüye daha fazla katlanamazdım.
"Burak, gidelim hadi" dedim kulağına doğru yaklaşıp da.

"Görmeye dayanamıyor musun?" Diye sordu.

"Dayanamıyorum Burak. Niye getirdin ki zaten beni buraya?" Dedim sert bir çıkışla.

"Fazla eğlenceli bir gece olacak. Bana güven" diyip masadaki kadehi önüme doğru sürükledi. "Bildiğin şaraplara benzemez, bir yudumu yeterli olacaktır" dedi.

"Gidelim Burak, ben hiç eğlenmiyorum şu görüntü karşısında" dedim oraya bakmamaya direnerek. Burak masadaki kadehi tutup bana doğru uzatırken Uğur da kadehi bana bakarak kaldırmıştı.

"Fazla gerilmeni gerektirecek bir şey yok. Sadece O'na aşık olup olmadığına karar ver." Diyince elinden kadehi aldım ve "ne hissettiğimin şu saatten sonra bir önemi var mı Burak? Ben ne kadar aşık olursam olayım, bizim bir olurumuz yoktu ki. İlla bir sevgilisi olacaktı. İlla da ileride başkalarıyla birlikte olacaktı." Diyip şaraptan bir yudum aldım. Boğazımı yakarak içime akan bu tat şaraptan çok uzakta bir içecekti. Bana göre en azından.

"Ne yazık ki zihnin onda takılı kalmış. Aşık olduğunu sanıyorsun. Ve bu hislerin yanlış karar almanı sağlıyor." diyip iyice yanaştı.
Aşağıda her erkeğin yanında bir kaç kadın vardı. Ve erkeklerin büyük bir zevk içinde oldukları anlar yaratıyorlardı.

"İnsanlığın en ilkel davranışı" dedi gülümseyerek. "Zevk duygusu teslim olabileceğin en kolay duygu" dedi gülümseyerek. "Bak Atlas'a. Başarı zannettiği kutlamasını böyle bir ortamda yapıyor" diyince "bunun pek kutlama olduğunu sanmıyorum" dedim. Uğur'a bir kez daha baktığımda onun kim olduğunu hatırlamamla vücudum kasıldı.

"Uğur ile arkadaş mı oldun?" Diye sordum.

"Hayır. Buraya girebilmek için kullandım sadece" dedi kulağıma eğilip. Yüzüme düşen saçı geri kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Gidelim burdan" dedim başımı ona yaslayıp. "Lütfen çıkalım burdan yoksa ben kalkacağım" dediğimde çenemi tutup camlara doğru çevirdi.

"Bak ona. Gerçekten bu bir kutlama mı yoksa planladığı bir şeyler mi var?" Diye sordu.

"Ona daha fazla bakmayacağım" diyip gözlerimi yumdum. Elini çenemden bırakınca ayağa kalkmam ile Burak ve Uğur da ayağa kalktı. İçeriye giren bir kaç rus kadın etrafta erkeklerin yanlarına dağılırken dikkatim dağılıp duraksamıştım. Her birinin üzerinde sadece iç çamaşırları vardı.

"Gerçekten kusacağım" dedim Burak'a çekilmesi için elimle işaret ederken.

"Hüzzam" diyip ceketini çekiştirdi Uğur. "Atlas tek başına burada. Buraya girenlerin arasında onlardan biri ve etrafta pusu kurmuş kimse yok. Bu durumda da sadece diğerleri gibi zevk için geldiğini söyleyebiliriz" dedi. Kızardığımı hissediyordum. Bu sözler beni gerçekten sinir etmişti. Burak'a arkasından aniden o kadınlardan birisi sarılınca göz göze geldik.

* YALNIZ KUŞ *        Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin