İkram

76 5 0
                                    

Bu sefer kasımı incitmiş olmalıyım.
"Nedense çok acıdı" dedim.

"Kaldırış pozisyonundan oldu sanki. Yaradan değil" dedi. Yatağa oturup yan tarafımdan tişörtü sıyırdım.

"Terlemişsin" dedi bandajı çıkartırken.

Aniden sırtıma dokundu. "Çıkarsana bunu" diyince yanaklarımın kızardığını hissettim.

"Değiştiririm sonra" dediğimde yanıma oturup tişörtümü tepeme doğru çekti. "Hala çekiniyorsun ya" dedi. Kollarımı yukarı çıkartıp tişörtü çıkarmasına izin verdim.

"Dikişlerini yarın alalım" dedi ciddi bir ifadeyle.

"Dikişleri mi?" Dedim şaşkınlıkla. "Sen nasıl alcaksın? Burak on gün diyordu. Dört gün olcak" dedim.

"Gerek yok ki durmasına. İstersen dursun ama yara iyice kapandığında alırken daha zor olcak hemşireye gittiğinde de aynı şeyi söyleyecektir" dedi. Konuşurken sadece gözlerime bakıyordu. Bu da bana büyük bir güven veriyordu.

"Vurulduğunda çok fazla acı hissettin mi?" Diye sordu. Sonra da kalkıp kapağı açık dolaptan ilk yardım çantasını aldı.

"Anlamadım ne olduğunu. Sonra Burak'ın yarasını gördüm. Onun korkusu daha ağır bastı. Kendime geldikçe yanmayı ve zonklamayı hissettim" dedim.

"Olayın sıcaklığıyla anlaşılmıyor zaten" dedi.

"Seninde mi başına geldi?" Diye sordum pansumanı tamamlamak üzereyken.

"Omzuma sivri cam parçası saplandı" Diyip elini omzuna attı Atlas.

"Çok acıdı mı?" Diye sordum.

"Çok kötüydü" dedi dudağını ısırıp.
Bandı da yapıştırdıktan sonra "ne zaman oldu? Ne yüzünden böyle bir durum yaşandı?" Diye sorduğumda gülümseyerek "üç yıl olmuştur. Nasıl olduğunu boşver, hiç sorma" dedi.

"Ben görmedim ama iz var mı?" Diye sordum.

"Burda" diyince dizlerimin üzerine kalkıp baktım.

"Göstermeseydin fark etmezdim" dedim. Geri oturacakken acıyan yeri tutup "kasıldı ya yine" dedim. Canım yanmasaydı, ısrar ederdim bu konuyu öğrenmek için. "uzan, yüzüstü" dedi.

"Uzan, uzan" diyip kolumdan tuttu. Tedirginlik yaşamıştım. Neden beni uzandırtıyordu?
Uzanınca ben sırtıma dokunmaya başladığında masaj yaptığını anladım. Viks de sürdüğünü kokudan anlamıştım.

"Burası mı?" Diye sordu o dokundukça ben kıvranmaya başlamıştım. Tam yerini bulmuştu.

"Evet, çok acıyor" dedim.

"Tamam" diyip ovmaya devam etti. Ellerini sırtımda hissetmek o kadar farklı bir duygu oluşturmuştu ki içimde, duygularımı bastırmak için kendimle savaş veriyordum. Telefona uzanıp cevap verdim Ömer'e. Muhabbeti uzatma çabasına girmişti.

"Ece'yi aradın mı?" Diye sordu.

"Unuttum ben onu. Yazayım şimdi" dedim.

* YALNIZ KUŞ *        Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon