Yokluk (82)

92 7 0
                                    

Atlas'ın telefonu çalıyor olmalıydı ki cebinden çıkardı filmin ortasında.
"Hüzzam benim buna bakmam lazım. İzle sen" dedi.
Salondan çıkıp giderken, ben filmi izlemeye devam ettim. Kalabalık bir salon olsaydı bu duruma sinir olabilirdim ama bizden hariç üç kız daha vardı salonda. Onlar da önümüzdeydi ve giriş kapısı hemen solumuzda kalıyordu. Ortada ve biraz daha arkada istememe rağmen koltuk seçimini, kapı yanındaki iki koltuk demişti bilet kesen adama beni takmayıp. Demek ki bu durum hep başına geliyordu.

Ya da telefonunun çalacağını biliyordu.
Geri yanıma oturduğunda filmden gözümü ayırmadım. Merak etmek istemiyordum. Onun bu gidişlerine alışmalıydım. Onun hayatına karışamazdım.

Filmi izlerken yine hareketlenince ona baktım.
"Gitmen mi gerekiyor yine?" Diye sordum telefonuna bakıyordu. Hem de Melisa'dan gelen mesajlara.

Olmadı, onu da denedik gibi bir çok ardı ardına atılmış mesaj vardı.
"Sorunu halledemezlerse gitmek zorunda kalacağım" dedi. Ekran kilidine basıp.

"Buraya neden geldik o zaman?" Dedim dayanamayıp. Filmin yarısı bile olmamıştı.

"Bilsem gelir miydim? Sonradan oldu sorun. Kafedeyken konuştuğumda yoktu" derken yine mesaj gelince telefonunun ışığı yandı.

"Adam konuşmuyor Atlas, ölmek üzere" yazıyordu. Bu mesajı okumak tüylerimi ürpertince filmi izlemeye geri döndüm. Atlas bana bakıyordu. Gitmesi gerekiyordu ama söyleyemiyordu. Sonra filme doğru baktı ve kısa bir süre ardından İlhan abiye konum attı. Film izlerken onun ne zaman gideceğini söyleyeceğini bekledim. Çünkü İlhan abinin gelmesini beklediği belliydi.

"Eda ile ayrıldın mı?" Dedim ona iyice yaklaşıp.

"Sevgili bile değildik zaten biz. Takılıyorduk" dedi Atlas üst dudağıyla oynarken eliyle. Omuzlarını da silkmişti rahat bir izlenim yaratarak.

"İlişkilerin çok garip" dedim.

"Eda ile hep böyleydik zaten" dedi telefonunu kontrol edip.

"Hüzzam çok özür dilerim" dedi kulağıma yaklaşıp. Film neredeyse araya girecekti zaten.

"Tamam önemli değil. Gitmen gerekiyorsa git" dedim. Sakin kalmalıydım.

"Yiğit'i yollayacağım. Arabasının anahtarı" dedi bana cebinden uzatırken anahtarı.
"Bunu da al. Düşmesin" dedi bilekliği uzatıp. Bilekliği alır almaz bileğime taktım. "Yiğit'in numarasını kaydetmen için atayım. Ben arayacağım ama sen de filmin arasında arar konuşursun. " dedi.

"Tamam dikkat et" dedim.
"Hüzzam özür dilerim. Telafi edeceğim" diyip yanağımdan sıktığı gibi koşar adımlarla çıktı.

İlk defa filmin ortasında böyle yapa yalnız kalmıştım. Komik sahnesinde insanlar gülerken ben ağlayacaktım. Filmi sadece gözlerim takip ediyordu. Beynim dop doluydu. Bir türlü takip edemeyince filmden çıktım. Atlas'ın attığı numaraya tıklayıp Yiğit'i aradım.

"Selam Hüzzam. Arada mı film?" Diye sordu Yiğit. Atlas çıkar çıkmaz konuşmuştu belli ki.

"Yok hayır. Ben çıktım filmden. Nasıl yapalım? Arabanın anahtarı bende. İstersen getirip vereyim anahtarı ama araba merkezde" Dedim. Çocuk bakıcısı gibi Yiğit'i her seferinde yanıma göndermesini istemiyordum.

* YALNIZ KUŞ *        Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin