kurtuluş yolu

278 11 0
                                    

Çağrı beni kursun bahçesine girdiğimde tekrar arayınca bu ısrarlı aramasının sebebini öğrenmek için açtım.

"Hüzzam nihayet" diyince "bir sorun mu var?" Diye sordum sanki tüm bu sorunlar yetmezmiş gibi.
"Atlas hoca senin sınıfını değiştirmiş. Ufuk hoca var kısa boylu uzun saçlı bir hoca. Belki görmüşsündür.O ders vercekmiş sana artık." diyince "tanımıyorum Ufuk hocayı. Kursa yeni giriyorum. Atlas hoca baştan beri istemiyordu beni sınıfta zaten. Şaşırmadım" Diyince "yarışma grubu olduğu için sanırım" dedi. "Olabilir. Neyse görüşürüz. Teşekkür ederim haber verdiğin için" diyip telefonu kapattım.

"Bir işim de istediğim gibi gitsin" dedim kendi kendime. Atlas hoca gerçekten gıcık birisiydi. İçimi kötü bir his kaplamıştı. Artık bu kursa gelmemin ne anlamı vardı ki?

Kurs binasına girince güvenliğin yanına ilerledim. "Ufuk hocanın piyano dersleri saat kaçta ve hangi gün öğrenebilir miyim?" Dedim.

"Sen Hüzzam'dın değil mi?" Diyince başımı salladım. Bu nerden biliyordu beni?

"Bu programın" dedi. Uzattığı programı aldım elime. Bugün de ders vardı. Ama yarım saat sonra. Şimdi bizimkiler derse gireceklerdi. Atlas hoca neden değiştirmişti ki beni? Ben o sınıfı sevmiştim. Yada o sınıfı sevmemin sebebi Atlas hocaydı.

Kantine ilerleyip elmalı soda alıp bahçeye çıktım. Gölgede kalan banklara doğru geçip oturdum. Bugün kurs binası diğer günlere göre daha az yoğundu. Hatta şuan bomboştu etraf. Telefonumu çıkartıp uygulamalar arasında dolaşmaya başladım. Vakit geçirirken birisinin bana doğru geldiğini hissedince başımı kaldırdım telefondan. Atlas hocaydı. Lacivert gömleğinin kollarını kıvırmış, krem rengi pantolonla oldukça ciddi bir hava katarken, gömleğiyle aynı tonlarda olan spor ayakkabısı resmiyeti fazlasıyla kırmış, yerine gündelik bir hava katmıştı.

"Merhaba" diyip yanıma oturdu.

"Merhaba hocam" dedim ben de sakince iyice bankın ucuna kayıp. Parfüm kokusunu içime çekerken bütün vücudum uyuşuyordu. Resmen bu sıcak havada içime buz gibi serpilmişti. Ellerinden bile etkileniyordum. Ne oluyordu bana böyle? Yanıma geldiği anda beynim uyuşuyor gibi hissediyordum. Ve vücudum alev alev yanıyordu. Kızardığım belli oluyor mu, işte bunu bilmemek beni korkutuyordu.

"Aldın mı yeni programını? Sana ulaşmaya çalıştık ama iki gündür kapalıydı telefonun" dedi.

"Kapalı değildi, çekmeyen bir yerdeydim" dedim yine aynı sakinlikle. "Burda" diyip elimdeki kağıdı gösterdim. Elim titrediği için hemen geri çektim. Fark edip etmediğini düşünürken ben, telefonu çalmaya başladı.

Elindeki sigarasını ağzına sıkıştırdı. Bacağını uzatıp cebinden telefonunu çıkartırken koluyla resmen vücudumu bastırıyordu.
"Pardon" diyip telefonu kulağına doğru yaklaştırdı.

"Ufuk hocam merhaba" dedi Atlas hoca.

"Şuan Hüzzam ile birlikteyim, dersiniz başlamadan müsaitseniz yanınıza gelebiliriz" dedi bana bakıp.

"Tamam hocam" diyip telefonu kapattı.

"Ufuk hocayla tanıştırayım seni" dedi ayağa kalkıp. Elimdeki yarım kalan soda şişesini havaya kaldırıp, "çöpe atıp geliyorum." Dememle elimden soda şişesini kapması bir oldu.
Ağzına götürdüğü soda şişesine hayretle baktım. Yarım kalan sodayı bir kerede kafasına dikmişti. Ama şaşırdığım nokta benim yarım sodamı içmesiydi. Tiksinmemesi hoşuma gitmişti istemsizce.

"Hadi" dedi.

Gülümseyip peşinden ilerlemeye başladım. Kantin kapısından içeri girince serin hava bedenimin etrafını sardı. Resmen buzhane gibiydi içerisi.

"Ov" dedim istemsizce.

"En düşüğe mi getirmişler dereceleri ne yapmışlar?" Diye söylendi o da.

"Gel asansörle çıkalım" diyip merdivenlere yönelen beni asansöre doğru geçmem için bekledi.

"Hüzzam merhaba" diye seslenince birisi sesin geldiği yöne baktım.
Deniz'di bu.

"Merhaba" dedim gülümseyip. Kız bana sarılıp "demek artık bizimle derse girmeyeceksin" dedi ve koluma girip Atlas hocaya doğru döndü.

"Hocam ya biz böyle iyiydik" dedi.

"Benlik de bir sorun yoktu ama" diyip yukarı katı işaret etti ve kapıları açılan asansöre bindi. Ne yani? O istememiş miydi beni göndermek bu sınıftan? İstemsizce gülümsüyordum ve engel olamıyordum.

Asansöre geçerken Deniz'le vedalaştık.
"Neden başka sınıfa geçirildim siz istemediyseniz?" Dedim. Sebebi neydi bilmek istiyordum.

"İlk gün istemediğimi söylemiştim, sen kayıt olurken" dedi gözlerimin içine bakarken.
"O yüzden" dedi hafifçe gözlerini kısıp. Sonra yan döndü. Bilerek bana doğru bakmak istemiyordu.

Asansörden inip hocanın adının yazdığı odaya girdik.
"Merhaba hocam" dedi bizi görünce Ufuk hoca. "Merhaba Hüzzam" dedi bana da.

"Merhaba" dedik aynı anda.

"Hocam tanıştırayım, Hüzzam. Kendisiyle çok fazla ders yapamadık. Sadece yaz dönemi için burada olacak. Ona göre çalıştırırsınız." Dedi Atlas hoca.

"Direk parça üzerinden ilerleriz o zaman ya. Bir şeyler tıngırdatsan yeter zaten" Dedi Ufuk hoca hayali piyanosunu çalarken.

"Evet" diyip başını salladı Atlas hoca gülümseyerek. Bir ben mutlu değildim sanırım.

"Çalışacağın parçalar sende var mı Hüzzam?" Diye sordu Ufuk hoca.

"Bende bunlar var sadece" diyip elimdeki dosyayı uzattım.

"Vay bunlar biraz zor sanki sana göre." dedi Atlas hocaya bakarken.
"Zor değil, ona göre" dedi.

"Hocam tamam parça üzerinden ilerleriz dedik de bunlar alıştırma yaptırmadan verilecek parça değiller yeni başlayanlara. Benim kast ettiğim basit giriş parçalarıydı" dedi Ufuk hoca sayfaları hızlı hızlı geçerken. Dilinin ucuyla sessizce konuşuyordu incelerken.

"Bir çok öğrenciyle çalıştım, az çok potansiyellerini tahmin edebiliyorum başlangıçlarından" dedi Atlas hoca.

"Kaç derse geldin Hüzzam?" Diye sordu Ufuk hoca.

"Bir hafta oldu derse başlayalı" dedim.

"Abi ya bunları üçüncü ayda görüyorlar öğrenciler" Diyip tekrar elindeki dosyaya baktı Ufuk hoca. Burnundan soluyordu. Sinirlenmişti.

"Hüzzam'ın potansiyeline onunla çalışmadan mı karar veriyorsun" dedi Atlas hoca.

"Hiçbir şey bilmeyen birisine bunlar verilmez ki yine de. Neyse bakacağız duruma" dedi. Adamın tavırlarına sinir olmuştum. Tamam işte artık senin öğrencindim, istediğin parçayı çaldırabilirsin. Ne bu tavır? Tam ağzımı açıp konuşacaktım ki Atlas hoca "artık siz ayarlarsınız hocam bir şeyler. Ben derse geçiyorum" diyip kapıya yöneldi.

Gitme Atlas hoca, ben sana çok alıştım diye bağıracaktım şimdi.
"Hocam sınıfta görüşürüz o zaman" diyip gülümsedim ve Atlas hocanın arkasından çıktım.

"Hocam" diye seslendim arkasından. Hızlı hızlı ilerlerken duraksayıp arkasına baktı.

"Noldu?" Diye sordu.

"Hocam ben sizin dersinize girsem olmaz mı? Ayarlasak bir şekilde?" Dedim. "Yoksa ben kaydımı sildireceğim" diye devam ettim sözlerime.

"Kaydını mı sildireceksin?" Dedi kaşlarını çatıp. Hafif bir gülümsemeyle "Ufuk hoca benden daha deneyimlidir." Dedi. İki eli de cebindeydi.

"Ben sizin dersinize girmek istiyorum, o sınıfa da alıştım" dedim.

"Bakalım sen derse gir, ayarlamaya çalışırım bir ara" dedi. Başımı sallayınca arkasını dönüp yine hızlı adımlarla ilerlemeye başladı.

* YALNIZ KUŞ *        Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin