tavsiye

74 5 0
                                    

Eve gelir gelmez koltuklardan birisine geçip uzanmıştım. Temizlik yapılmış artık sigara kokmuyordu.Üzerime battaniye örterken bile ses etmemiştim. Bir kaç saat geçmişti ben yatalı ama hiç ses çıkarmamıştı. Belki o da uyumuştu. Gözlerimi açıp etrafa bakındım. Göremediğime göre odasında olmalıydı.
Tuvalete gitmeyi bahane ederek odaya girip ne yaptığına bakmayı düşündüm. Uzandığım yerden kalktım. Su içtikten sonra düşündüğümü yapmak için odasının kapısının önüne geldim. İki kez çok hafifçe kapıyı tıklattım. Ses gelmeyince sessizce açtım. Yatakta uzanmış, elinde de telefon vardı.

"Uyuyorsun sandım, gel de demedin" dedim sessizce.

"Girmeni bekledim. Direk girebilirsin sorun olmaz" dedi. Çok soğuk davranmıştı. Banyoya geçip kapıyı kapattım. Dikiş yerim çok acımaya başlamıştı uyandığımdan beri. Yüzümü yıkayıp kendime baktım. Gözlerimin kızarıklığı geçmişti ama hala şişti. Yanaklarım kızarıktı. Dudaklarım ise bir vişne kadar koyu bir hal almıştı. Saçlarıma gelecek olursa... kabarmışlardı.

Banyodan çıkınca "ağrı kesicin var mı?" Diye sordum. Burak sadece bir tane koymuştu çantama.

"Vereyim" diyip yataktan kalktı. Söyleseydi ben de alırdım.
Arkasından ilerleyip koltuğa oturdum.
"Seni belediyede beklerken de içmiştim. Bir sorun olmaz değil mi?" Diye sordum.

"Çok fazla zaman geçti. Dayanamıyorsan iç. Zorlama kendini" dedi.Bir bardak suyla ilacı verirken sessize aldığı telefonu titremeye başlamıştı cebinde.

"Burak arıyor" dedi bana bakıp. Neden arıyor olabilir diye düşündüm.

"Evdeyiz, ne oldu?" Diye sordu.

"Tamam. O zaman sen gel buraya" dedi. Bardağı sehpaya koyarken o da ayağının altına futbol topunu almıştı.

"Burak geliyor" dedi telefonu kapatıp.

"Neden?" Diye sordum.

"Seninle konuşmak istiyormuş" diyince kaşlarımı çatıp anlamsızca baktım ona. "Ne konuşacakmış ki benimle?" Diye sordum. "Konuştuk zaten"

"Ne bileyim? Gelince öğreniriz" dedi ve yanıma oturdu.
O an kapı çalınca birbirimize baktık. "Burda mıymış?" Diyip ayağa kalktı. Kapıyı açınca gerçekten Burak'ın geldiğini gördüm.

"Merhaba, gel Burak" dedi içeryi gösterip Atlas. İçeri girince de arkasından kapıyı kapattı.

"Merhaba" demişti Burak içeri girerken.

"Bir şey mi oldu yoksa" dedim yanıma doğru gelirken.

"Sana bir kaç şey söylemeyi unutmuşum." Dedi Burak yanıma otururken. "Özel" dedi Atlas'a bakarak. Gözlerim Atlas'a kaymıştı.

"Ben odadayım o zaman" diyip topla oynaya oynaya odaya geçip kapıyı kapattı.

"Burak ne oluyor?" Diye çıkıştım. "Söylediğin her şeyi ona söyleyeceğimi biliyor olmalısın" dedim.

"Ama bunu söylemedin. Bunları getirmek için geldim. Sabah pansuman yapmıştık ama bugün çok hareketliydin. Aklıma takıldı. Hem de bunları vereyim dedim." diyip aniden tişörtümü kaldırdı.

"Kenarından tutup yavaşça çek" diyip bandajı çıkardı. "Tişörtünü tut" diye mırıldandı. Dediği gibi tişörtümü tuttum.
"Fazla ani hareket yapma. İki günde bir pansuman yap. On gün olunca da dikişleri çıkarmak için hastaneye git." Dedi sessizce yine.

* YALNIZ KUŞ *        Where stories live. Discover now