Aile mesleği

773 76 7
                                    

Eve koşar adımlarla varıp kapıyı çaldım. Açan her zamanki gibi annemdi. Gözlerinin kan çanağına dönmüş olmasına şaşırmamıştım.

"Gel" dedi sessizce.

"Anne yine ne oldu?" Diye sorarken salona girdik beraber. Şimdi başımıza ne gelmişti çok merak ediyordum doğrusu.

Fırat denilen pislik babamla konuşuyordu.
"Yine neden geldin?" Diye bağırınca babam "Hüzzam" Diye uyardı beni. O adama karşı beni savunması gerektiği yerde beni bastırmaya çalışıyordu.En çok da canımı bu yakıyordu.

"Hüzzam, kardeşinin kalbinde üfürük varmış." Diyince annem, titreyen dizlerimin üzerine düştüm. O anda annemi büyük bir ağlama tutmuştu.

Mışıl mışıl uyuyan Hümeyra'nın yanına gidip yanaklarını okşadım. "Neler yaşadın be Hümeyra'm. Benim küçük meleğim. Merak etme iyileşeceksin" Diye fısıldadım.Zaten böyle durumların büyüyünce geçtiğini duymuştum.

"Hümeyra'yı seninle değiştiriyorum" dedi Fırat. Buz gibi sesi yüreğime ateş gibi düşmüştü.

"Bana bak. Mal mıyız biz? Defolu kıyafet mi değiştiriyorsun?" Diye bağırarak adamın üzerine yürüyünce iki dalton beni kollarımdan tuttu. Fırat'tan kahkaha kopunca dayanamadım.

"Ha bir de bu adamlar olmasa kendini bile koruyamazsın" Diye söylenince adamlara başıyla işaret verince beni bıraktılar.

"Hüzzam, sonuç değişmeyecek. Tek bir seçeneğin var, Hümeyra iyileşene kadar orada yaşayacaksın. Doktor büyüdükçe geçeceğini söylemiş. Annen bu süreçte Hümeyra'nın yanında olmak istediği için de Fırat böyle bir karar aldı" Diyince babam, içim yanmaya başladı. Tam kalbimin olduğu yer.

"Baba, anne. Öderiz. Hümeyra da tattık bu acıyı. Ya biz dün ne haldeydik hatırlamıyor musunuz? Sabaha kadar gözümüze uyku girmedi. Annem gece boyunca içini çekerek ağladı" Dedim ağlarken.

"Bakın biz bu borcunuzu ödeyeceğiz. Evi satarız, kredi de çekeriz. Ben de çalışırım, okumam. Lütfen ailemizi dağıtmayın. Sizin de bir eşiniz varmış. Huzurunuzun bozulmasını siz de istemezsiniz. Bu kadar da insafsız olamazsınız değil mi?" Dedim kimseden ses çıkmayınca Fırat'a dönüp.

Adam ağır hareketlerle ayağa kalkıp burnumun dibine kadar geldi. "Bilmediğin şeyler var küçük hanım, sen aileni çok masum görüyorsun" diye mırıldanıp kapıya yöneldi.

"Anlat o zaman" diye bağırdım. Adam sinirlerimi bozuyordu. Şuracıkta boğazını sıkacaktım.

"Hüzzam, ses çıkarma" Diyince annem "çıkartırım" diye bağırdım.

"Hüzzam." Diye bağırdı bunun üzerine babam. Beni anneme karşı bu şekilde görmemişti babam. Ama şuan sinirlerime hakim olamıyordum. Ve annemin de babamın da yanlış hareket ettiğini düşünüyordum.

"Beni de Hümeyra'yı da alamazsın. Sen kimsin?" Diye sordum adama sinirle.

"Fırat ben tanıştığıma memnun oldum. İstersen biraz sakinleşelim. Çünkü öfkelenmeye devam edersen sonucu senin için kötü olacak" dedi Fırat.

"Ben memnun olmadım. Defol git evimizden" dediğimde babam kolumdan tutup çekiştirdi.

"Gidip eşyalarını topla." Diyince babam gözlerinin içine baktım. Seni salmıyorum, Hümeyra'yı salmıyorum demesini, gözlerinin dolu dolu bakmasını bekledim. Ama bom boş bakıyordu.
"Hayır baba. İzin verme buna" dedim.

"Hüzzam gidiyorsun. Bu kadar. Zorluk çıkartma. Fırat'ın şakası yok. " dedi sessizce.

Kolumu çektirip odama doğru koştum. Kapıdan geçerken adamı ittirmek zorunda kalmıştım ve bunu elimden geldiğince sert bir şekilde yapmıştım.

* YALNIZ KUŞ *        Where stories live. Discover now