karan

91 4 0
                                    


Atlas  ve Yiğit başları nokta gibi gözükesiye kadar açılmışlardı denizde. Biz de kızlarla iskelede şezlongta  güneşleniyorduk. Atlas'ın girişten aldığı dergiye bakıyordum. Biraz şezlongun önüne doğru kaymıştım. Dergiyi de yere koymuştum. Çenemi de elbiseme dayamıştım.

"Merhaba" diyince birisi arkamı döndüm ve kim olduğuna baktım.
Sima tanıdık gelmişti. "Seni dün otoparkta.." diye başladığı cümlesinden kim olduğunu çıkardım.

"Burası da mı sizin yerinizdi?" Diye çıkıştım.

"Siz beni yanlış anladınız" diyince adam "o zaman arabayı yine ağaç altına mı park etmişiz?" Diye sordum.

"Neden bu kadar agresifsiniz ki?" Diye sordu adam. "Sadece tanıyınca selam vermek istedim" dedi.

"Teşekkürler" diyip önüme döndüm. 

Aleyna "bu kim ya? Adamın ağzını açtırmadın" diyince "dün arabayı park ettiğimiz yer onunmuş diye söyleniyordu. Gelmiş şimdi selam veriyor." Dedim. Artık kimseyi çekecek tahammülüm kalmamıştı. Şu sinirimi bir an önce bırakmam lazımdı.

"Hadi ya. Ay Atlas sakın denk gelmesin" diyip kaşlarını çattı.

"Neden ki?" Diye sordum.

"Bilirsin biraz sinirlidir kendisi" dedi.

"Yerine göre davranıyor" diye söylendim. Onun kurs dışındayken gayet sakin bir halde olduğunu biliyordum. Eda ile yine göz göze gelmiştim. Bu kız gerçekten haddinden fazla sakindi.

Atlas ve Yiğit geri dönmüşlerdi bile. Eda ile ikimizin arasına oturup Eda'ya doğru döndü. "Siz neden girmiyorsunuz?" Diye sordu soluk soluğa.

"Yetti bir sefer girince" dedi Eda.

"Top oynayalım o zaman" Dedi tekrar ayağa kalkıp.

"Topu nerden bulcaz?" Diye sordu.

"Vardır şu kafelerde" dedi arkasına dönüp.
"Millet hadi top oynayalım biraz" dedi sonra bizden tarafa dönüp Atlas.

  Yiğit de ayağa kalkınca ben de ayağa kalkıp üzerime elbiseyi geçirdim.
"Aleyna gelmiyor musun?"Diye sorduğumda "yok ya böyle keyfim iyi" dedi.

"Aman hanım evladı" dedi Yiğit. Atlas yine yüzüne güneş kremi sürmekle meşguldü. 

"Kaldı mı yüzümde ?" Diye sordu bana iskeleden aşağıya inerken.

"Şurda biraz kalmış" diyip sakallarındaki beyazlığı geçirmek için çenesindeki bölgeyi kendi yüzümde işaret ettim.

"Gel" diyip aniden yüzümü tuttu. Fazlalık güneş kremini yüzüme sürdürmüştü. Biraz emmesi için ellerini sürttü. Eda önden gidiyordu ama bizi duyabilirdi. Bu yüzden hiç sesimi çıkarmadan tedirgin bir şekilde yüzüme kremi sürmesini bekledim.

Yiğit bu sırada çoktan topu almıştı bile.
"Allah şimdi size kolaylık versin. Ben beceremiyorum oynamasını" dedim Yiğit'in attığı valeybol topunu tutarken.

"Görcez bakalım" dedi Atlas . İlk olarak geri Yiğit'e gönderdim topu. O da Atlas'a gönderdi. Atlas da Eda'ya.
Bana gelmiyor diye sevinirken Yiğit bana atmıştı. Şu anlık hiçbir problem yoktu. Topa avuç içimle vurmama rağmen. Yiğit'ten bana gelen top yere düşünce ayağımla topu yukarı kaldırttım. Elimle tutunca "bir dakika bence biz futbol oynayalım" dedi Yiğit.

"Harbiden ya. Sen topu sektir desem onu da yaparsın" diyince Atlas, "Tabii ki de" diyip topu sektirmeye başladım.

"Eda sende durum ne?" Diye sordu Yiğit.

* YALNIZ KUŞ *        Where stories live. Discover now