bir küçük dengesizlik

88 3 2
                                    


"Hüzzam biraz sert davrandım bugün, Özür dilerim" dedi. "Başta Burak, Ömer sonra Ece çok sinirimi bozmaya başladı. En son da Fırat ile kıyaslayınca beni çok gerildim. Ve ben Okay'dan nefret ediyorum bu arada" diye açıkladı kendini. Ama beni gerçekten çok daraltmıştı tavırlarıyla bugün.

"Önemli değil de Ömer ne alaka senin deyiminle" dedim sadece. Elimden geldiğince kısa cevap vermeye çalışıyordum çünkü nefretini benden çıkarman mı gerekiyor diye diklenirsem kavga büyüyecekti. Neyse ki hatasını da anlamıştı.

"Konuşma tarzından mimiklerine kadar sevemedim Ömer'i. Bence o da beni sevmedi" diyince kafamı salladım onaylama anlamında.
"Belli zaten. Bak Hüzzam.Gerçekten üzgünüm. Dikkat edeceğim bundan sonra. Seni kırdım, bunu telafi edeceğim ve asla tekrarlamayacağım" Diyip koluma dokundu.

"Sevinirim" dedim ve yanından geçip odaya yöneldim. Hemen eski halime dönemezdim.
Yatağa oturup elime Atlas'tan aldığım kitabı aldım. Böyle davranmak yani tıpkı onun gibi önemsiz davranmak onu sinir etmiş olmalıydı. Boynunu kütletirken dolabın önünde volta atıyordu.
Kitap sayfasını çevirdim, ama bir sonraki sayfayı kıvırmış olduğunu fark edince o sayfaya geçmek istedim. Beğendiği yerleri kıvırdığını söylediği için neresini, hangi cümlesini sevmişti merak etmiştim.

Tam başlayacakken okumaya "sayfaları atlayarak mı okuyorsun?" Diye sordu. Her hareketimi böyle inceleyecek miydi?

"Hı, tek sayfaları oluyorum önce. Sonra çiftlere geçeceğim" dedim.

"Ha ha" diyince "neyi beğendiğini merak ettim. İlgim oraya kaydı kıvrılmış yeri görünce" dedim. Sonradan açıklama yaptığıma pişman oldum. Hoşlandığımı belli eden bir tavır sergilemiştim yine.

"Bakayım" diyip kitabın üzerine doğru uzandı.

"Bu kim merak ettim. Araştırmak için kıvırmıştım." Dedi elini kitabın üzerine koyup. Gösterdiği ismi okudum.
"İtalyan oyuncu o kadın. Kanserden öldü geçen yıl"diyip sayfayı geri çevirdim. Dudaklarını sarkıtıp yüzüme dik dik bakınca "ne" dedim.

"Nerden biliyorsun?" Diye sordu.

"Filmlerini izledim" dedim.Sonra kitabı bıraktım. Hiçbir şey anlayamamıştım zaten onun yüzünden.

"Filmlerini. Çoğul eki kullandığına göre sevdin sanırım?" Diye sordu.

"Beğendim. Ama sen sevmezsin. Düşük bütçe ile çekilmiş filmler zaten" dedim. Ayrıca romantikti. O aksiyon tarzı filmler izlerdi. Ne bileyim böyle aşk konulu filmeler onu bayardı. Ben de çok sevmesem bile romantik filmleri, o yapımın filmlerinde derin mesajlar olduğu için seviyordum.

"Bütçesine göre karar vereceğimi sanmıyorum izleyip izlemeyeceğime" diyince "romantik ayrıca" dedim.

"Yo romantik filmler de izliyorum" dedi inkar etmelik bir tavırla.

"Tamam" dedim sabır çekip içimden.

"Hangisini tavsiye edersin?" Diye sordu telefonunu bana doğru uzatıp. En çok sevdiğim filmi yerine en fazla aşk içeren filme tıkladım.En azından haklı çıkmak istiyordum. Sonradan böyle filmler mi izliyorsun der diye tam uzatırken geri çektim telefonunu. Açık sahneleri de olunca cesaret edememiştim.

"Ne oldu?" Diye sordu.

"Fragmanlarına bakarak karar ver istersen" dedim.

"Hayır ver, izlerim ben" diyip çekip aldı telefonunu elimden. Geçmişten açtığım filme tıkladı.

"Geçmiş olsun. Şimdiden iyi sıkılmalar" diyip yanından kalktım.

"Özel dersimden sonra izleyeceğim. Gelir şimdi" dedikten sonra zil çalmıştı.
"Geldi bile" diyip ayağa kalktı. Konuşma sesi kesilmeyince kulak verdim.

* YALNIZ KUŞ *        Where stories live. Discover now