Esinti

72 5 0
                                    

Evden çıkıp arabaya bindiğimizde yağmur atıştırmaya başlamıştı. Torpidodan evlilik cüzdanını çıkartıp "bunu seni beklerken gördüm. Bu sabah kimliklerle beraber mi aldın?" Diye sordum.

"Evet getirdiler" dedi gözünü yoldan ayırmadan.

"Başına bela olduğumu düşünüyor musun? Bir anda gelip tüm düzenini bozdum" dedim. Burak'ın attığı videoyu izlerken elinden alınca telefonu sinir olmuştu ve hala siniri devam ediyordu. Çatık kaşları, yüzüme bakmayışları, ağzını burnunu kıvırışları dediklerimi doğrular nitelikteydi. Işıklarda durunca elimden aile cüzdanını aldı. Aniden yırtınca neye uğradığımı şaşırdım. Kucağında sayfalar paramparçaydı.

"Neden yaptın bunu?" Diye sordum.

"Hiçbir vasfı yok bunun" dedi.

"Tamam, önemi olsun olmasın, git çöpe at. Yırtıp etrafa saçmanın ne önemi var" dedim.

"Çünkü böyle yapmak istedim" diye mırıldandı. "Hem geri toplayacak olan benim. Sana ne oluyor?" Diye çıkıştı biraz bekledikten sonra.

"İyi bir şey demedim" dedim camdan dışarıya bakarken. Ağlayacaktım neredeyse. Ama farkındaydım Burak muhabbetinden sonra böyle yaptığının.

Ece'nin evine yaklaşırken mesaj attım aşağıya insin diye. Biz sokağın başındayken o çoktan inmişti bile. "Merhaba" dedi arabaya binerken Ece.

"Merhaba" dediğimde ben Atlas da "merhaba valla Ece ilk defa bekletmeyen birisiyle karşılaşıyorum." Dedi Atlas. Kucağındaki kağıt parçalarına bakıp ona doğru baktığımda göz göze geldik. Çok sinirliydim. Ece de görecekti.

Sinirli olduğumu ağzımı hafifçe oynatarak farkettirip dışarı baktım.
"Başka birisiyle buluşacak olsaydım yavaş hazırlanırdım ama söz konusu Hüzzam olunca bir an önce buluşmak için hazırlanıyorum" dedi Ece. Hiç de fark etmemiştim. Yalakalık olsun diye konuşuyordu belli ki.

"Sadece eğlence için çıkmayalı o kadar zaman oldu ki" diyip koltuğu birazcık geri çektim.

"Evet bu sıralar hep dertleşmek için buluştuk. A bu arada Hüzzam, Oğuzhan direk dediğim yere geçicek. Yol üzerinde denk gelirsek onu da alalım" dediğinde Ömer'e cevap yazarken "hı hı" diye ses çıkardım onaylama anlamında ağzımı açmadan.

"Hüzzam iki gündür kafasını telefondan kaldırırsa konuşacak" dedi Atlas.

"Benden daha fazla telefonu eline alıyorsun" dedim.

"Evde boşken alıyorum. Arkadaşlarımla buluştuğumda cebimden çıkarmıyorum çalmadığı sürece ben" diye savunmaya geçti.

"Benimle de konuşmuyorsun Hüzzam. Kimle konuşuyorsun bu kadar?" Diye sordu Ece aniden. Ece'ye dönüp ters ters baktım.

Atlas'ı gözleriyle işaret edip çarpık bir ifadeyle gülümsedi.
"Cevap versene kız merak ettim. Bakma öyle ters ters" dedi.

"Dün zaten nereyi kazandın muhabbetleriyle geçti. Bugün de avm de Ömer ile karşılaştık. Senden telefon numaramı almış onunla konuşuyorum." Dedim.

"A evet, sen demişsin atayım diye " dedi. "Onu da mı çağırsak?" Diye sordu aniden Ece.

"Atlas için de okeyse atayım mesaj" dedim.

"At, kimseyi tanımıyorum zaten" dedi. "Nereye gidiyorduk bu arada?" Diye sordu kafelerin olduğu caddeye girerken.

"Sen buraya bir yere park et yürürüz" dedim Atlas'a.

"İnin siz geliyorum park edip" diyince klimalı arabadan inip boğucu havaya çıktık.

"Oğuzhan değil mi o?" Dedi Ece hafifçe parmak uçlarına kalkıp.

* YALNIZ KUŞ *        Where stories live. Discover now