ORMANIN LANETİ ( Dram - Fanta...

By SelcukAkgul

83.3K 22.4K 5.5K

Rüzgar adında bir çocuk hastanede çoğu şeyi hatırlamıyor olarak uyanır. Bildiği pek az şeyden biri okulunda b... More

Adım Melodi
Adım Rüzgar
Yeniden Karşılaşma
Kaybediş
Yok Oluş
Rüya
Rüya 2
Arayış
Adı Hayal
Tükenen Ömür
Dolunay'ın Hikâyesi
Rüzgar'ın Rüyaları
ORMAN
Adım ELİF
KAR
KİMSİN SEN?
Gizemli Oda
Adım Kâbus
Adım Aslı
Küçük Kız
YEMİN TUTAN
Adım Katil
Yağmur
Adım Kedi
Kedi'nin Kaderi
Hasta bakıcı Maral
Kâbus'la Yeniden Karşılaşma
Kâbusun Gerçek Yüzü
Adım Ressam
Polisin Hikâyesi
Kâtil Ressam
Dedektif Kedi
Kedi'nin Aklındaki Fikir
Kedi Davayı Çözüyor
Ressamın Sırrı
Adım Taklitçi
Hayal
Soruşturma Ortağı
Laneti Durduran Kadın
Uyurgezer Bekçi
Adım Bekçi
Adım Bekçi
Bekçi Anlatıyor
Öğretmenin Gizemi
Adım Beste
Öğretmen Takip Altında
Peri Çayı
Barajın Gizemi
Adım Ölü
Ölü Kim?
Beste'nin Hikâyesi
Öğretmenin Hikâyesi
Duvarın Arkası
Sen İblis misin?
Beste'nin Hayali
Aynadaki Melodi
Yüzlerce Melodi
Melodi
Beste Ayağa Kalkıyor
Dönme Dolap
Öğretmenin Geçmişi
Öğretmenin Geçmişi
Rüyadan Uyanış
Sorgu
Öğretmen Sorgu Altında
Öğretmenin Hatası
Beste'nin Laneti
Beste'nin Değişimi
Beste'nin Hikâyesi
orman
Cenaze
Kaç
Ölüm
Misafirime Dokunamazsınız!
Rüyamdaki Kız Kim
Kâbus ve Hayal
Dolunay
Maral
O kız Hayal
Hayal
Yıllarca Bekledim
Ölü Olanı Öldür
Ölen Ağabey
Kaç Sarp
Neden?
Adalet
Suçlu Kim?
Sorgu
Ateşle İmtihan
Melodi
Benim Kardeşim, Benim Sorumluluğum
Adım Melodi
Ehven-i Şer
Bina Hasar Alıyor
O Güvende
Her Şeyin Sonu

Öğretmen

209 114 4
By SelcukAkgul

                          Bir dağ köyünde bulunuyorsanız imkanlarınız oldukça kısıtlıydı. Çünkü dış dünyayla bağınızı tamamen kesmiş bulunuyordunuz. Elinizde bulunan o kısıtlı imkanaysa sıkı sıkıya bağlanırdınız. O imkanlara öyle sıkı sıkıya bağlanırdınız ki  o kısıtlı imkanlar sizin her şeyiniz olurdu. Bu bölgedeki her şey gibi öğretmen sayısı da kısıtlıydı. Okulda tek bir öğretmen vardı. Bütün derslere o girerdi ve hemen her konu hakkında bilgi sahibiydi. Tek bir insan  nasıl bu kadar çok şey bilebiliyordu, nasıl bu kadar farklı alanlar hakkında bilgi sahibi olabiliyordu bilemiyorduk. Aslında öğretmenin ismini dahi bilmiyorduk. Köydeki herkes ona öğretmen derdi. Kimseyle fazla konuşmazdı. Kendi işine bakardı. Kemikli gözlükleri vardı ve ne zaman  bir şeye sinirlense o gözlüklerini düzeltirdi. Kaç yaşında olduğunu ona sorsak da bize söylemezdi. Yirmi beş yaşında  olduğunu düşünürdük. Devamlı yana taradığı kumral saçları vardı.

                       Onun buraya ne zaman geldiğini de bilen yoktu. Herkes kendisinden önce öğretmenin burada olduğunu söylerdi. Belki de bu köye ilk gelen o olmuştu. Bazen onu merak eder ve sorular sorardık: nereli olduğunu, nereden geldiğini, neleri sevdiğini sorardık. Sorduğumuz soruların hiçbirini cevaplamazdı. Ama yine de öğretmenliği çok önemsediğini hissederdik. Sınıftaki tüm öğrencilere ayrı bir test kağıdı hazırlardı. Herkesin test kağıdı anlamadığı konuların yoğun olduğu sorulardan oluşan bir kağıt oluyordu. O, işini çok önemsiyordu ve bu da köy halkının onu tanımadı halde ona karşı saygı duymasına yol açıyordu.

                          Polis, öğretmeni hemen sorguya almak istememişti. Ressam, bekçi veya bir başkası... Bunlar ayrıydı ama öğretmen... O farklıydı. Onlardan farklıydı. Bu küçük bölgede herkesin korkuyla karışık bir saygı duyduğu bir insanı sorguya almak diğerlerinden ayrıydı. Üstelik onu neyle suçlayacaktık?  Madde bağımlısı bir bekçinin söylediklerini öne sürerek mi? Bu iyi bir fikir gibi gözükmüyordu.

                        Polis sorguyu yarına bırakmaya karar verince beni kafeye geri yollamıştı. Bekçiyeyse bize anlattığı şeyleri etrafta anlatıp dedikodu yayma ihtimaline karşı bir gün daha gözaltında tutma kararı almıştı. Beni yolladığı zaman kafeye gitmek yerine Hayal'in evine gitmiştim. Kapıda beni gördüğünde şaşırmış gibiydi. Beni beklemiyor olmalıydı. 

                       Onu gördüğümde tek kolumla onun belini tamamen kavradım  ve kendime doğru çektim. Sonra diğer kolumu da onun sırtına dolayarak ona sarıldım. Artık vücudumda onun  vücudunu hissedebiliyordum. Onun sıcaklığını tenimde hissedebiliyordum. Ve bu bana garip bir güven veriyordu. Kimsenin olmadığı uçsuz bucaksız bir okyanustayken birden ayaklarımın altında bir adacık beliriyordu sanki. Beni güvende tutuyordu.

                      "Heyyy sen iyi misin?" dedi gülerek. Önce kollarını iki yana açtı sonra zoraki bir sarılmayla kollarıyla beni sardı. 

                       "Sadece bana sarılmanı istiyorum." dedim. Onu hissetmek istiyordum sadece. Yanımda olduğunu, tek olmadığımı... Çünkü tek başımayken bu sorunla başa çıkamıyordum ve gittikçe daha çok boka batıyordum. Buysa beni sonu olmayan bir okyanusta tek başımaymış gibi hissettiriyordu. Ve bu histen  kurtulabilmek için ona sarılmaya ihtiyaç duyuyordum. O zaman bu okyanusta beni kurtarabilecek bir tekneye sarılmış gibi hissediyordum. O zaman sorunlarımla daha kolay baş edebiliyordum.

                        Kapıyı kapattıktan sonra onu yatağa doğru götürdüm. Orada yan yana uzandık ve onu kollarımın arasına aldım. Burunlarımız birbirine değiyordu. Gözlerimizin arasında sadece birkaç santimlik  bir farkı vardı. Ve onun gözlerine bakarak ben hayatı görebiliyordum. Tükenmek üzere olan hayatı ama yine de beni kıyıda tutan bir hayatı görüyordum. 

                         O ölecek miydi?

                       Kollarımın arasında onun sıcaklığını hissediyordum. Ve onun sıcaklığı bana iyi geliyordu. Sanki içimde yıllardır gizli kalan, yıllardır yok olmuş duygularım onun bana sağladığı sıcaklık sayesinde uyanıyor gibiydi. Ve ben onun bana hissettirdiği sıcaklığı seviyordum.

                       O ölecek miydi?

                       Onunlayken gün boyunca yaşadığım her şeyi unutmaya başlıyordum. Sanki hayatım boyunca yaşamamıştım. Ve yaşadığım tek an onun benim kollarıma girdiği andı. Daha fazlası yok gibiydi. Başka  hiçbir şeyi hatırlayamıyordum çünkü. Belki de hafızamın sadece bir kısmını  değil de hafızamın tamamına yakınını, onun kollarımda olmadığı tüm kısımları silmeliydim. O zaman daha mutlu hissedebilirdim. Ve yaşadığım anlara dair tek hatıram mutlu hissettiğim anların hatıraları olurdu o zaman. 

                          "Bugün sana bir şey olmuş."

                            "Sadece yanımda olmanı istiyorum."

                           "Neyin var? Ne oldu?" Eliyle yüzümü okşuyordu. Elinin yüzümde gezindiğini hissediyordum.

                           Ona ne kadarını anlatacağımı bilemiyordum. Rüyalarımı anlatmalı mıydım? Rüyalarımda başka bir bedende olduğumu ve geçmişte olduğumu... Peki ya girdiğim bedenin kadın bedeni olduğunu? Bundan kıskançlık duyar mıydı?  Peki ya cinayet soruşturmasını? Polis, bekçi hakkında kimseye bilgi vermememiz gerektiğini söylemişti olayı yaymamaya çalışıyordu. 

                           Peki ben bunların ne kadarını Hayal'e anlatabilirdim? Bilmiyordum.

                            "Sana karşı sessiz kalmam sorun olur mu? Bir şey anlatmamam?"

                             Yüzünü benden birkaç santim geri çekti. Yüzündeki ifade neydi? Mutluluk? Dalgınlık?  Hayır, bunların hiçbiri değildi. Sadece sarhoşluk ifadesiydi. Bu ifade benim yüzümde de bulunuyor olmalıydı.

Continue Reading

You'll Also Like

279 82 7
Sen gittikten sonra bir daha asla geçmedim o sokaktan.
7.3M 260K 44
Fantastik #1 Siz hiç bir ruha aşık oldunuz mu? Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düştü...
147K 5.6K 162
Wattpadda kitabı olan tüm şairlerin buluşma noktası artık Bir Şair Bir Şiir kitabı. Sizde bir şiirinizin burda yer almasını istiyorsanız @siirneferle...
249K 22.2K 42
Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki...