Kaç

126 55 27
                                    

Elif, Hayal'in kriz geçirip hastaneye kaldırıldığını öğrendiğinde artık kontrolden çıkmıştı. Tüm vüvudu titremeye başlamıştı.
                   "Sen... Senin yüzünden bu lanetin hepsi senin yüzünden. Hayal'e de senin yüzünden bunlar oldu."
                    "Maral bunu doğru bulmuyor. Bu çocuk suçsuz gözüküyor. Öğretmenin yanında olması onu suçlu göstermez. Hem polis de oradaymış."

                    Artık insanlar cenazeyle ilgilenmeyi bırakarak başlarını bize çevirmişlerdi. Hepsinin bana kötü gözlerle baktığını hissedebiliyordum. İnsanların hepsi zaten beni suçlamak için cesaret arıyordu. Hepsi bir kıvılcım ateşlenmesini bekliyordu ve bu tartışma onların hepsine aradıkları fırsatı sunmuştu.

                        "Ölü olup diriltilen o çocuk olabilir." dedi kalabalıktan bir adam.
                        "Her şey yabancının suçu."
                        "Evet o gelmeseydi her şey çok daha iyi olacaktı."

                        Maral kalabalığa doğru döndü o zaman. Ellerini iki yana açtı sanki kendisine doğru gelen topu kurtarmaya çalışan bir kaleciye benziyordu bu hâliyle: "Bu dedikleriniz doğru değil. Sakin olun hepiniz sinirlisiniz."

                        "Sinirliyiz tabii. O insanlarımıza zarar veriyor."dedi arkalardan bir kadının sesi.
                       "O ilçedeki tek öğretmendi. Öğretmenimizi neden öldürdün? O çok iyi biriydi." diye seslendi bir çocuk.

                        "Ben kimseye zarar vermedim."
                        "Sen Hâyâl'in etrafında dolanıyordun ve şimdi Hâyâl'in kriz geçirdiğini duyuyorum. Bütün bu olanlar senin yüzünden. Hâyâl bizim haricimizde kimseyle konuşmayan biriydi. Ne oldu da seninle konuşmaya başladı? Öğretmen de öyle. Buradaki herkesten daha önce olan öğretmen, öğrencileri dışında pek az kişiyle konuşurdu. Ama şimdi seninle konuştuğunu, senin yanında öldürüldüğünü öğreniyoruz. Katilin  kim olduğu belli değil mi?"

                        Adımlarımı iki adım geriye götürdüğümü fark ettim. Ama bu yaptığım büyük bir hataydı. Onların gözünde suçu kanıtlandığı iin kaçmaya çalışan bir suçlu durumuna düşmüştüm. Kaçmalı mıydım? Neret kaçabilirdim ki? Burası küçük bir ilçeydi.

                       "Polis bize olanları anlatabilir." diyerek araya girdi tekrar Maral. "Polis de oradaymış. O bir şeyleri biliyor olmalı. Neler oldu Polis? Buradaki insanları biraz sakinleşirmek için orada gördüklerini anlat bize."

                        İnsanların başlarıyla Polis'i aradığının farkına vardım. Polis'i gördüğümde onun konuşmaya başlamak için uzun süre tereddüte düştüğünü fark ettim. Ne diyeceğini bilemiyordu. Polisten ses çıkmadığı için insanların onu  kalabalığın arasından bulması birkaç saniye aldı. Bütün gözler kendisine çevrilince o da konuşma kararı aldı:
                            "Bu çocuğu birkaç gündür tanıyorum. Neredeyse geldiği günden beri tanıyorum. Gördüğüm en garip kişi o. Davranışları beni şüpheye düşürüyor."
                               Kalabalıktan tekrar uğuştular yükselmeye başladı.

                             "Şüpheye mi düşürüyor?"
                             "O zaman o suçlu."
                              "Evet katil o çocuk."
                              "Maral onu neden savunuyor ki?"
                              "Maral'ı da kullanıyor."
                              "Evet, onu kandırmış."
                            
                            Polisi gözlerinin içine bakmıştım. Ne diyordu bu adam? Onunla birlikte davaları çözüyorduk. Beni yardımcısı olarak gördüğünü söylemişti. Davada ona çok fazka yardım etmiştim. Onun seneler içinde ulaşabileceği bilgileri ona bir anda vermiştim. Bana ihanet ediyordu.

                          "O çocuğu gördüğümde onan güvenmedim çünkü yabancı oydu. İlçeye en son gelen oydu. İlçeye en son gelen kişilere asla güvenmedim. Çünkü onlar buradaki kuralları bilmez ve bu yüzden hep huzur bozarlar. Ama yine de ona şans vermek istedim. Eğer şans verirsem bir şeyler değişir diye düşündüm. İlçeye yararlı olabilir diye düşündüm."

                           "Yanlış düşünmüşsün."
                           "Yabancılar hep uğursuzluk getirir."
                           "İlçeye yeni insanlar gelmemeli."
                           "Yabancılar ilçenin huzurunu bozuyor."
          
                           "Evet, yanlış düşünmüşüm." diye onayladı onları Polis. Ama bu çocuk soruşturmada ilerlememde bana epey yardımcı oldu."
                          Polis bunu söylediğinde kalabalıktan yükselen sinirli seslerin kesildiğini fark etmiştim. Elif de bakışlarını benden Polis'e çevirmişti artık. İnsanların uğultu sesleri şaşırma ifadesiyle yükseliyordu artık:
                         "Yeni gelen çocuk yardımcı mı olmuş?"
                         "Doğru duydum değil mi?"
                         "Onun hakkında iyi bir şey mi söyledi?"

                         "Evet çocuk soruşturmamda bana yardımcı oldu. Çocuk her şeyi biliyordu ve dahice önerileri vardı. Ben bu soruşturmayı yıllardır yürütüyorum ve yıllardır elime hiçbir ipucu geçmedi. Hiçbir yol da alamadım. Dahası bu sadece benim değil hepiniz için geçerli. Lanetle ilgili sorunlara ve ölümlere hepiniz sorular sorup durdunuz. Hepiniz çözümler aradınız. Hiçbiriniz çözüm bulamadınız. Tek bir kişi bile çözüm bulamadı."

                       "O çocuk bizim bulamadığımız şeyleri mi bulmuş?"
                      "Polise yardımmı etmiş?"
                        "Doğru mu duydum ben?"
                     
                       "Evet,onun sayesinde davada çok hızlı yükselmiştik. Ressam hakkında, bekçi hakkında ve hiç yanında gören olmamış olsa da öğretmen hakkında... Bunların hepsi hakkında her şeyi biliyordu. Ve... Ve cinayetlerin nasıl işlendiğini en ince ayrıntısına kadar biliyordu. Ama sorun şu ki arkadaşalr: Cinayetleri işleye kişi eğer o değilse bu kadar şeyi nereden bilebilir ki?"
    
                       "İşte o zaman herkesin bakışları tekrar bana kaydı ama bu sefer eskisinden çok daha sinirli şekilde bakıyorlardı. İşte o zaman yapabileceğim en büyük hatayı yaptım; adımlarımdan birini daha geriye attım ve bir adım daha. O zaman insanlar da bana doğru yürüdü. Elif'in bağırma sesini duydum: "Gel buraya!" bir adım daha geriye attım ve sonrasında arkamı döndüm. Koşmaya başladım.

ORMANIN LANETİ ( Dram - Fantastik )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin