Yok Oluş

3.2K 1K 97
                                    

Melodi... O elimden kaymış mıydı? Çok geç bulduğum bir mutluluk, çok geç bulduğum bir sıcaklık yok mu olmuştu? Ve ben bunu engelleyememiştim. Artık içimdeki o sıcaklık duygusu olmayacak mıydı? Onun yanındayken, omzu omzuma değdiği zamanlarda omzumdan başlayarak tüm vücuduma yayılan o sıcaklık duyugusu olmayacak mıydı? O sıcaklık duygusu bütün vücudumu ele geçirirdi ve hayatım boyunca geçirdiğim bütün yalnızlığı, kimsesizliği, acıyı yok ederdi. O sıcaklık duygusu sanki benim yalnızlığımın bir ilacıydı, onun merğemiydi. Ve buna sadece onun sıcaklık duydusu iyi gelebiliyordu. Onun yanında olmadığım zamanlarda onun bende yarattığı sıcaklık duygusunu hatırlamaya çalışırdım. Onunla omuzlarımızı birbirimize dayayarak geçirdiğimiz her saniyeyi aklımda canlandırırdım. Ve o sıcaklık duygusunu artık hissedemeyecek miydim?

Senin suçun, senin suçun, senin suçun...

Daha hızlı koşmalıydın, daha hızlı koşmalıydın, daha hızlı koşmalıydın...

Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim...

Peki ya kalbim... Kalp atışlarım... Kalp atışlarım onun için şarkı söylemeyecekler miydi? Onu gördükleri zaman sadece ona ait bir melodiyle müziklerini söylemeyecekler miydi? Kalp atışlarımın melodisi sadece ona aitti. Onun yanındayken sanki ona ait olduklarını göstermek isterlermiş gibi ritimlerini değiştirirlerdi. O, başını benim göğsüme dayadığı zamanlarda bu farklı melodiyi duysun diye farklı bir ritimde müzik gösterisini sahnelerdi. Onu düşündüğüm zamanlarda kalbimden başlayarak tüm vücuduma yayılan bir enerji dalgası oluşurdu. Sanki onu düşündüğüm zamanlarda vücudumdaki tüm kötülüğü temizlemek istiyor gibiydi. Onu hatırlıyordum artık. Melodi'yi hatırlıyordum. Kalp atışlarımın onu aklıma getirdiğim zamanlarda nasıl değiştiğini hatırlayabiliyordum. Onu hatırlamak bana acı veriyordu. Ve yavaş yavaş yok olmama neden oluyordu ama hatırlıyordum. Ve onu hatırlamadan var olamazdım da. Bunu hatırlamak beni yavaş yavaş öldürse de onu hatırlamak zorundaydım. Çünkü insan kalp atışlarını değiştiren birini hatırlamadan var olamazdı.

Daha hızlı koşmalıydım, daha hızlı koşmalıydım, daha hızlı koşmalıydım...

Benim suçum, benim suçum, benim suçum, benim suçum...

Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim...

Peki ya onun gözleri? Gözlerini izleyerek onların içlerinde yok olmayacak mıydım artık? Onun gözleri bana farklı bir dünyanın kapılarını aralardı ve o dünyam artık bambaşka bir yer olurdu. Bu dünya onun ruhunun dünyası olurdu. Onun gözlerini izlediim zaman onun ruhunun dünyasını da izlerdim. Bu ruh sanki sonsuzluğa uzanan bir dünyaydı. Yine de o dünyayı izlemek isterdim. Çünkü o dünyanın her yerinde bir gizem yatıyordu. Onun gözlerinin dünyasında, ruhunun dünyasında bütün dünyanın gizemi yatıyordu. Ve bu benim uyuşturucumdu. O uyuşturucuyu kullandıkça daha çok istiyordum ve onu kullanmamam mümkün değildi.

Peki bu uyuşturucu bedenime zarar veriyor muydu? Hayır, sanmıyordum. Onun gözlerine baktığımda bütün bedenim, bütün ruhum yavaş yavaş uyuşuyordu ve onun esiri altına giriyordu. Ama bu esirlik bir şekilde bana huzur veriyordu. Bir şekilde bu esirlik beni tekrar ben yapıyordu. Çünkü hayatım boyunca kendim olamamıştım. Hayatım boyunca başkalarının istediği kişi olmuştum. Başkalarının takdirini, sevgisini kazanmak için istemediğim şeyleri yapmıştım. Bir yabancıya dönüşmüştüm. Bu yabancıyı hayatım boyunca bir hücreden izlemiştim ama o yabancıyı yani kendimi ben kontrol etmiştim. İstemediğim her şeyi ben yapmıştım. Hayatımı kontrol eden bir kumanda vardı ve ben bu kumandayla yabancıya dönüşmüştüm. Asla kendim olamamıştım. Oysa onun gözlerine bakarken artık kendim olduğumu hissediyordum. Artık yabancı olmayan bir şeyler olduğunu hissediyordum. Bu yüzden o bana tanıdık geliyordu. Çünkü o benim olmak istediğim kişiyi temsil ediyordu. Ama asla onun gibi olamıyordum.

ORMANIN LANETİ ( Dram - Fantastik )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin