Ölüm

130 55 12
                                    

Koşarken arkamdan büyük bir kalabalığın ayak seslerini duyabiliyordum. Bana hakaret ederek, bağırarak koşuyorlardı. İnsan hayatı tehlikeye girdiğinde vücut adrenalin salgılardı ve bu sayede insan vücudu kat kat daha dayanıklı olurdu.İşte ben de şimdi bu durumdaydım. Vücudumun tamamına adrenalin salgılandığını hissedebiliyordum. Ne kadar koşarsam koşayım sanki hiç yorulmayacak gibiydim.
                          Yakalayın şu kâtili!
                           Öğretmeni nasıl öldürürsün!
                          Kedi'yi neden öldürdün!
                           Benim çocuğumu sen öldürdün!
                          Kâtil!
                          Arkamdan gelen sesler durmuyordu. Ne kadar koşarsam koşayım peşimden gelmeye devam edecekler gibi hissediyordum. Oradan kaçmakla büyük bir hata işlemiştim. İnsanlar sadece suçluların korktuğunu; yalnız onların kaçtığını düşünürdü. Suçlu olmayan birinin asla endişeye kapılmayacağına inanırlardı. Gerçek asla öyle olmazdı. İnsanlar işlemediği bir suçla suçlandıklarında panik olurlar ve kendilerini suçlamadan kurtarabilmek için mantıksız tavırlarda bulunurlardı.İşte benim yaptığım da buydu.

                       Dur yoksa ateş edeceğim! diye seslendi bir ses. Bu polisin sesiydi.

                        Bana ateş mi edecekrti?
                         Ama duramazdım. Eğer durursam arkamdaki kalabalığın bana ne yapacağını bilemezdim. 
                         Vurulacak mıydım?
                        Eğer durursam beni öldürebilirlerdi. Benim katil olduğumu düşünüyorlardı.
                      
                         Bugün ölecek miydim?
                        Daha hızlı koşmaya başladım. Ayaklarımda karıncalanma hissediyordum. Hiç bu kadar fazla koşmamıştım. Hiç  bu kadar hızlı koşmamıştım. Normal zamanlarımda şu an koştuğumun yarısı kadar koştuğumda nefes nefese kalırdım. Ama artık hayatım söz konusuydu.

                       Arkamdaki ayak sesleri asla azalmıyordu. Aksine  artıyordu. Cenazeye katılmayan, evlerinde oturan, sokakta dolaşan insanlar da kalabalığın beni  kovaladığını görünce peşimden koşup beni kovalayan kalabalığın ardına takılıyordu. Hiçbiri ne olduğunu anlamaya çalışmıyordu. Ne cenazedeki insanlar ne de cenazedeki suçlamalardan habersizyolda beni görüp kovalamaya başlayan insanlar... Onlar için tamamen bir sır perdesi olan lanetin gizeminin çözülmesi gerekiyordu. Bunun için suçlanacak birine ihtiyaçları vardı. Bunun için de en iyi aday ilçeye en yeni gelen ve neredeyse kimseyi tanımayan bendim.

                        Arkamdan bir silah sesinin patladığını duydum. Bir kurşun bacağımın yakınlarından geçti ve yola çarptı sonra kaldırıma doğru sekti. Ardından bir silah sesi daha duyuldu. Bu kez trafik lambasının direğine çarptı. Trafik lambasının direği benden yalnız bir metre uzaktaydı.
                       Burada öldürülecektim.
                       "Durmazsan bu sefer ıskalamam!" diye bağırdı polis. Artık kalbimin ne kadar hızlı attığını hissetmeye başladım. Vücudumu koşmaya yönlendiren adrenalin duygusunu dizginlemeye çalışıyordum. Çünkğ koşmaya devam edersem vurulacaktım.
 
                        Durdum ve arkamı döndüm ayaklarımdaki titremeyi hissediyordum. Vücudum koşup kaçmaya devam etmek için zihnimle savaş veriyordu.
                         Polisi gördüm tam karşımdaydı. Silahını iki eliyle kavramıştı. Günlerce laneti çözmek için birlikte çalıştığım, en çok zamanımı geçirdiğim kişi artık düşmanım oluvermişti. Bana bir katile bakar gibi bakıyordu. Nefret dolu, acımasız... Onun bana sırlarını açıkladığı zaman zihnimde canlanıverdi. Bu ilçeye gelmesine sebep olan kötü olaylar... Alilesinin öldürülüşü... Bunları anlatırken bana bir dosta bakar gibi bakıyordu. Şimdiyse her şey tersine dönmüştü.

                          İnsanlar durmuyordu bana doğru koşmaya devam ediyordu. Beni öldüreceklerdi. Kaçmalıyım. Ama kaçarsam polis silahıyla beni vurabilirdi. Ama kaçmazsam halk beni öldürebilirdi.
                           Arkamı dönmeye yeltendim. Vücudumu arkaya çevirdiğim anda bir vücudun benim üstüme doğru atıldığını hissettim. Hemen sağa doğru atılarak adamdan kurtuldum. Adam ben kaçınca bana çarpamadı, yere doğru düştü. Arkamdaki ayak seslerinin yaklaştığını duymaya başladım.

                          Sağ omzumda büyük bir darbe hissettim. Birisi bana vurmuştu. Sonra başka bir darbeyi sırtımda hissettim. Ardından sırtımda taşıyamayacağım kadar büyük yük hissettim. Her şey bir anda olup bitmişti. Birisi sırtıma atlamıştı ve beni yere düşürmüştü. Bedenim toprak yola savruldu ve çenemi yere vurdum. Vücudumda uyuşukluk hissettim. Birinin sırtıma tekme attığını hissettim, bir başka tekme bacağıma gelmişti.

                        Buradan kurtulabilir miydim? Ayağa kalkmaya çalıştım ama kalkamıyordum birileri vücuduma ayaklarıyla basarak beni yere kilitlemişti. Tekrar bütün gücümü vererek kalkmaya çalıştım. Tekrar başarısız oldum. Vücuduma daha çok darbe almaya başlıyordum.Vücudumun daha çok uyuştuğunu hissediyordum. Ölüyordum.

                       Melodi... Kedi... Öğretmen... Sizin yanınıza geliyordum. Sizi koruyabilmek için çok uğraşmıştım. Geçmişi değiştirmeyi. Bir şeyleri farklı yapmayı...Kimse yapmadığımı iddia edemezdi. Ama olmamıştı işte. Ölüyordum. Burası benim öleceğim yerdi. Ve ölümü kabulleniyordum da.

                       Melodi... Seni kurtarmayı o kadar çok istemiştim ki.
                       Bilincimi yitirmeye başladığımda zihnimde Melodinin görüntüsü belirdi. Onun son anlar... O camdan atladığında son anda onun elini yakalamıştım. Tüm gücümle onu çekmeye çalışıyordum. Onu içeri çekip kurtarmaya... Ama çekemiyordum. Ve yerçekimi onu aşağı çekiyordu. Ellerimdeki güç yavaş yavaş azalıyordu. Ellerim uyuşuyordu.

                         Melodi...

                         Zihnimde bu sefer Beste'nin görüntüsü canlandı. "Daha güçlü olmalıyım." diyordu. "Çünkü daha güçlü olursam sevdiklerimi, ailemi kaybetmem."

                        

ORMANIN LANETİ ( Dram - Fantastik )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin