Sen İblis misin?

176 84 13
                                    

"Sen arkama geç!" diye haykırdı Beste. Hemen benim önüme atlayıp iki elini yan taraflara açarak beni ondan gelebileceğini düşündüğü saldırılara karşı korumak istediğini belli eden bir pozisyona büründü. "Sen iblis misin? Kötü iblis, sen şimdi süper kahraman Beste'nin gücünü göreceksin." Elini tekrar göz bandına attı. Bu sefer göz bandını çıkarıp attı: "İşte, her şeyi gören gözün gücü serbest kaldı. Bakalım şimdi ne yapacaksın." İki elini de fötr şapkalı adama doğrulttu. Bir şey olmasını bekler gibi duraksadı. Yarım dakika boyunca bu şekilde bekledi. Hiçbir şey olmayınca: "Ahhh, karanlığın adamları yine büyü gücümü engelledi." dedi.

Beste'nin arkasından çıktım. Bir elimi onun omzuna koyarak yanına geçtim. "Sen iblis misin?" diye sordum.

"Hayır bir iblis değilim. Ben bu luna parkın koruyucusuyum."

"Luna parka imalı şekilde bakarak bütün araçların pas içinde ve dökülmeye başlamış hâlini kastederek: "Bu görevinde pek başarılı gözükmüyorsun." dedim.

"Benim anlaşmam buranın bakımını yapmak üzerine değil, burayı dışarıdan gelecek zararlara karşı korumak. Ayrıca bütün her şey çalışıyor. Ne kadar paslı olsalar da tüm araçlar çalışır."

"Kim buraya atlı karıncaya binmeye gelir ki?"

"Son yüz yılda epey binmeye gelen insan oldu."

Fötr şapkalı adam yüz yıl mı demişti? Ama o kaç yaşında olabilirdi ki? Otuz mu? Daha mı az? Yine de yüz yılda o nasıl burada bulunmuş olabilirdi ki? Peki öğretmen de onun gibi miydi?

Fötr şapkalı adam şapkasını tuttu hafifçe eğildi: "İşte siz de geldiniz." dedi.

"Peki insanlar buraya neden geliyor?" Yaşadığın onca şeye rağmen bütün acılarını saklayabiliyorsun. Sen zaten bir süper kahramansın. Başka bir şeye de ihtiyacın yok. dedim.

"Burası sihirli bir lunaparktır. Buradaki her şey sihirlidir."

"Şu atlı karıncanın ne sihri olabilir ki?"

Fötr şapkalı adam gülmeye başladı. Sanki çok komik bir şey duymuş gibiydi: "En büyük sihir onda. Neden buradayım zannediyorsun. Buradaki en değerli hazine odur."

"Ne sihri varmış?"

"İnsanlara ihtiyaçları olan güçleri verir ama karşılığında her zaman bir şeyler alır, her zaman. Söyle, senin neye ihtiyacın var?"

Benim neye ihtiyacım vardı? Arkadaşlarımın hepsinin güvende olmasına, Hayal'in güvende olmasına... Peki bunu sağlamak benden ne alabilirdi? Hayatımı mı? Onu alması beni çok korkutan bir şey olmazdı. Artık kendisi için yaşamayan bir insandım. Peki öğretmen? O da bunun için mi buraya gelmişti?

Fötr şapkalı adam atlı karıncada volta atarak bizimle konuşuyordu, ara sıra atlardan birine elini dayıyor ve volta atmayı kesiyordu, sonra tekrar volta atıyordu.

"Ben... Benim bir şeye ihtiyacım var." dedi Beste. "Ben gerçek bir süper kahraman olmak istiyorum. Bu sayede bana ihtiyacı olan herkesi kurtarabilirim. Arkadaşlarımın, okulumdakilerin güvenliğini sağlayabilirim. Bu ilçede zarar gören herkes ben yeterince güçlü olmadığım için zarar görüyor. Eğer yeterince güçlü olabilseydim onları korurdum."

"Elbette" dedi fötr şapkalı adam: "Bu atlı karınca her insanın ihtiyacı olan şeyleri ona verir ama karşılığında bir şey alır." Adam, Beste'ye atlı karıncaya binmesi için elini uzattı.

Beste elini adama doğru uzatırken sanki mayışmış bir ifadeyle bakıyordu. Elimi tekrar onun omzuna koydum: "Eğer sen güçsüz olduğunu düşünüyorsan yanılıyorsun. Sen hayatımda gördüğüm en güçlü insansın."

ORMANIN LANETİ ( Dram - Fantastik )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin