ORMANIN LANETİ ( Dram - Fanta...

By SelcukAkgul

83.4K 22.4K 5.5K

Rüzgar adında bir çocuk hastanede çoğu şeyi hatırlamıyor olarak uyanır. Bildiği pek az şeyden biri okulunda b... More

Adım Melodi
Adım Rüzgar
Yeniden Karşılaşma
Kaybediş
Yok Oluş
Rüya
Rüya 2
Arayış
Adı Hayal
Tükenen Ömür
Dolunay'ın Hikâyesi
Rüzgar'ın Rüyaları
ORMAN
Adım ELİF
KAR
KİMSİN SEN?
Gizemli Oda
Adım Kâbus
Adım Aslı
Küçük Kız
YEMİN TUTAN
Adım Katil
Yağmur
Adım Kedi
Kedi'nin Kaderi
Hasta bakıcı Maral
Kâbus'la Yeniden Karşılaşma
Kâbusun Gerçek Yüzü
Polisin Hikâyesi
Kâtil Ressam
Dedektif Kedi
Kedi'nin Aklındaki Fikir
Kedi Davayı Çözüyor
Ressamın Sırrı
Adım Taklitçi
Hayal
Soruşturma Ortağı
Laneti Durduran Kadın
Uyurgezer Bekçi
Adım Bekçi
Adım Bekçi
Bekçi Anlatıyor
Öğretmen
Öğretmenin Gizemi
Adım Beste
Öğretmen Takip Altında
Peri Çayı
Barajın Gizemi
Adım Ölü
Ölü Kim?
Beste'nin Hikâyesi
Öğretmenin Hikâyesi
Duvarın Arkası
Sen İblis misin?
Beste'nin Hayali
Aynadaki Melodi
Yüzlerce Melodi
Melodi
Beste Ayağa Kalkıyor
Dönme Dolap
Öğretmenin Geçmişi
Öğretmenin Geçmişi
Rüyadan Uyanış
Sorgu
Öğretmen Sorgu Altında
Öğretmenin Hatası
Beste'nin Laneti
Beste'nin Değişimi
Beste'nin Hikâyesi
orman
Cenaze
Kaç
Ölüm
Misafirime Dokunamazsınız!
Rüyamdaki Kız Kim
Kâbus ve Hayal
Dolunay
Maral
O kız Hayal
Hayal
Yıllarca Bekledim
Ölü Olanı Öldür
Ölen Ağabey
Kaç Sarp
Neden?
Adalet
Suçlu Kim?
Sorgu
Ateşle İmtihan
Melodi
Benim Kardeşim, Benim Sorumluluğum
Adım Melodi
Ehven-i Şer
Bina Hasar Alıyor
O Güvende
Her Şeyin Sonu

Adım Ressam

281 152 12
By SelcukAkgul

"Rüzgar kalk, dedi bir ses. Sert bir koltukta uzandığımı hissediyordum Gözlerim kaalıydı ve bilincim uykuyla uyanıklık arasında olmanın verdiği bir uyuşukluk hâlindeydi. "Rüzgar kalk" diye tekrarlandı ses.

                         Gözlerimi açtım. Kitap kafedeki odamdaydım ve koltukta uyuyordum. Dolunay başımda dikilmiş duruyordu.

                             "Neler oluyor?" diye sordum zihnim uykudan yeni uyanmış olmanın verdiği uyuşukluktan kurtulmaya çalışırken.

                            "Hayal'in arkadaşının ölümü. Bu konuda ipucu bulunmuş."

                            "Nasıl bir ipucu?" diye sordum koltukta doğrularak. Gözlerimdeki uykudan uyanmanın uyşukluğu gitmeye başlıyordu.

                             "Okulun resim atölyesinde bir resimde Kedi'nin adı yazılıymış."

                              "Kedi mi?"

                               "Evet, Kedi." beni uyuduğum koltuktan kaldırarak kafedeki geniş mekana götürdü. Masalardan birine oturmam için işaret etti. Sonra ikimiz için kahve hazırlamaya gitti. Döndüğünde her ikimize de hazırladığı birer kahve ve önündeki bir roman vardı. 

                               "Yani bu yazıyı katil mi yazmış sence?"

                              Önündeki romandan küçük bir kağıt kopardı. Kahvesini içerken onu ağzına attı. "Katil diye bir şey yok. Öldürülen herkes tabiat tarafında öldürülüyor. Çünkü ilçede bir fazlalık var. Bir kişinin ölmüş olması gerekirdi ama ormana gömülüp diriltildi o. Bu yüzden tabiat düzeni sağlıyor ve her hafta bir kişinin canını alıyor. Hepsi bu. Bu uzun süredir böyle."

                            "Ama sen diyorsun ki... Bir tabloya Kedi ismi yazılıymış. Bu bir katilin yapabileceği bir şey. Öldüren şey tabiatsa bu tamamen doğal olmalıydı."

                          "Yeni bir hikaye mi yazıyorsun? Yaz, ben hikayeleri çok severim." dedi, sonra küçük bir kağıdı daha kopararak ağzına attı, diğer yandan da kahvesini içti. "O yazıyı bir insanın yaptığını düşünüyorsun."

                        "Evet, bence o yazıyı bir insan yazdı. Tüm bu tabiatın insanları öldürmesi olayının en başından beri saçmalık olduğunu düşünüyorum."

                    Dolunay, elindeki kağıt parçasını yerken gülmeye başladı. "Bu güzel bir hikaye neden bunu kağıda geçirmiyorsun?"

                     "Peki sen bunu nereden öğrendin?" diye sordum.

                     "Ben bu ilçede olan biten her şeyi bilirim. Beni fazla hafife alıyor gibisin. Ama bu sefer bunu öğrenmem zor olmadı. Tüm ilçe bunu konuşuyor. Ben de bunu biriyle konuşmak istedim, o üzden seni uyandırdım."

                        Masadan kalkıp üzerime bir hırka giydim. Çıkmak için hazırlandığımı görünce bana seslendi "Bu işi araştırmak istiyorsun öyle mi? Araştır bakalım ama her defasında ellerin boş dönüyorsun."

                      Kitap kafeden çıkıp okula doğru yöneldim. Zihnimde Kâbus'un görüntüsü canlanıyordu. Rüyamda benimle konuşmuştu. Bana hem şimdiki zamanda hem de geçmişte yaşıyorsun demişti. 

                       O hâlde en iyi yaptığın şeyi yap, tamir et.

                      O hâlde en iyi yaptığın şeyi yap tamir et.

                      Kedi'nin sınıftaki görüntüsü, Kâbus'un bana, hem geçmişte hem şimdiki zamanda yaşıyorsun deyişi, Küçük kızın bana tamirci deyişi... Hepsi zihnimin önüne geliyordu. Hepsi benden yardım bekliyordu. Ve onlara yardım etmeliydim. Çünkü uzun bir sürenin sonunda ilk defa kendime aile diyebileceğim insanlar tanımıştım ve bunu kaybetmek istemiyordum. 

                      Okulun kapısının önüne vardığımda bir polis aracının okulun bahçesinin önünde durduğunu gördüm. Önce polis aracının camından içeri baktım, boştu. Sonra okul bahçesinden içeriye girdim.  Bahçede hiç kimse yoktu. Resim olayından sonra polis  okulda inceleme başlatmış ve öğrencilerin evine gitmesi için talimat veriş olmalıydı. Okul merdivenlerine çıktığımda okulun giriş kapısında bir polis memurunu gördüm. Ünüformalı, hafifçe göbeği çıkmış ve bunu sertçe sıktığı kemeriyle gizlemeye çalışıyordu. Siyah, gür saçlıydı, esmer tenliydi,  güçlü bir çene yapısı vardı, kıyafeti oldukça dağınık gözüküyordu. Belki de kıyafetlerine asla ütü yapmıyordu.

                  "Burada ne işin var?" diye sordu bana sert bir sesle.

               Sorunun doğruluğu üzerine dona kalmıştım. Bu bir cinayet soruşturmasıydı ve polisin göreviydi.Peki ben kimdim? Polis mi? Jandarma mı? Dedektif mi? Hiçbiri değildim.O hâlde neden buradaydım?

                    Arkadaşlarımı korumak için, diye seslendi zihnimin derinliklerinden gelen bir ses.

                   "Seni tanıyorum." diye seslendi polis memuru tekrar beni göğsümden hafifçe geri itti. Ama ne kadar hafifçe iterse itsin iterken elindeki gücü çok net hissediyordum. Benim asla sahip olamayacağım bir güç. "Sen, ilçeye yeni gelen çocuksun. Bu ilçeye kolay kolay insan gelmez. Gelenlerin de hepsinin sebebi vardır. Çok geçerli sebepleri vardır." sonra duraksadı, biraz etrafı izledi. "Ölen kız senin arkadaşın mıydı?" 

                  "Evet" dedim boş bulunarak. Ancak sonra Kedi'yi sadece rüyalarımdaki bedenimde tanıdığımı ona açıklayamayacağımı düşünerek: "hayır." dedim.

                   İkilemde kaldığımı görünce bir kaşını havaya kaldırdı. Bana şüpheli bir gözle bakmaya başladı ve tekrar göğsümden hafifçe ittirdi. Bu seferki ittirişi daha kuvvetliydi. "Buraya neden geldin?"

                  "Ben... Görmek istedim. Yardımcı olabileceğimi düşündüm."

                 Bunu söylediğimde polis gülmeye başladı.  "Eğer bu cinayetleri kimin işlediğini bilmeseydim seni cinayet şüphelisi olarak gözaltına alırdım."

                 Katil yakalanmış mıydı? Her şey çözülmüş müydü yani? "Cinayetleri kim işliyor peki?" diye sorduğumda polis tekrar tek kaşını havaya kaldırdı.

                 "Sen salak mısın ya? Bu ilçeye geldiğin hâlde lanetli ormandan haberin yok mu? O kahrolası ormana ölüyü gömüp onun dirilmesini kim sağladıysa gerçek katil o. Doğannın dengesini bozdu. Şimdiyse bedelini hepimiz ödüyoruz. Tam ilçesine gelmişsin. Gelecek başka yerin yok muydu?"

Continue Reading

You'll Also Like

2K 672 39
peygamberlerler ve hayatlarının en güzel anılarından yaşamış oldukları en kötü hadiseye kadar herşey. biz Hz Muhammedin ümmeti, ve Hz adem babamızın...
546 385 18
Voodo İnsanları ile Yeşil İnsanlar arasında olan çatışmalar, Paul'un Tina'ya olan aşkı, acımasız Kauron, vahşi Alfred ve diğerleri... Fazla değil, sa...
2.2K 1.2K 15
"Ölüm ya da mühür seçim senin!" --- İki grup vardı;Ateşler ve Buzlar bir de görevleri geçememiş olan Mühürlüler peki ben hangi gruptaydım? ∆&∆ Sırala...
3.6M 300K 82
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyor...