Adım Melodi

12.4K 3K 1.5K
                                    

Gözlerimi açtığımda kendimi yabancı bir yerde buldum. Bilincim uzun süre yarı açık yarı kapalı olarak kaldı. Uzun bir süre uykuda mı yoksa uyanık mı olduğumu anlayamadım. Neredeydim ben? Bu soruyu kendi kendime sorduktan sonra beynimin tekrar uyuştuğunu hissediyordum. Sanki bir saniye uyanıyor ve bulunduğum yeri anlamaya çalışıyor, sonraki saniyeyse tekrar uyuyordum.

Bulunduğum yerin bir hastane olduğunu fark etmemse birkaç dakikamı aldı. Beyaz duvarlar, üzerinde bulunduğum yerden çok yüksek bir yatak, başucumda bulunan bir serum... Evet, hastanedeydim.
Peki neden buradayım?
Bilmiyorum.

Neredeyim sorusunun yerini artık "Neden buradayım?" sorusu almıştı. Kaza mı geçirmiştim? Bilmiyordum. Peki ne hatırlıyordum, yaşadığım şeylere dair en son ne hatırlıyordum? Hafızam çok bulanıktı, bilincim hâlâ tamamen açılmış değildi sanırım. En son yaşadığım şeye dair ne hatırlıyordum?

Gözlerimin önünde küçük bir kız canlandı. Muhtemelen henüz sekiz yaşlarındaydı, belki bir yaş daha fazla. Görüntü biraz daha netleşince kızı daha iyi görmeye başladım. Uzun kumral saçları vardı. Saçlarını at kuyruğu yapmıştı. Kısık gözleri ve küçük burnu ona sevimli bir ifade katıyordu. Ve onun gülümsemesi... onun gülümsemesi bir şekilde içimde bir şeyleri canlandırıyordu. Çoktan yok olmuş bir şeyleri. Onun canlanmasıyla birlikte içimdeki bir şeylerin burkulduğunu hissettim. Peki kimdi bu küçük kız? Onun zihnimin derinliklerinde olduğunu hissedebiliyordum.

O, zihnimde canlanınca neden içimde tuhaf bir burukluk hissetmiştim? Onu tanıyor muydum? Ben neredeydim? Neden buradaydım?

Peki ya ben kimdim? Kafamın içinde her yerde sanki duvarlar vardı ve bu duvarlar yüzünden hiçbir bilgiye erişemiyordum. Ben kimdim? Kafamın içindeki duvarları aşmaya çalıştım, hatırla, hatırla, hatırla... Ben kimdim?

Gözlerimin önündeki görüntü bulanıklaştı. Sanki buğulu bir cam gibiydi görüntü artık. Dünyayı buğulu bir camın ardından görüyor gibiydim. Kapının açılma sesini duydum. Açıldı sonra kapandı. Buğulu görüntünün ardından kapının aancak belli belirsiz bir görüntüsünü görebiliyordum.

Kapı açıldığını ve içeriye küçük bir kız girdiğini görebildim. Kızın kısa siyah saçları beyaz teniyle bir tezat oluşturuyordu. Saçlarını sanki bir erkek çocuğu gibi öne doğru taramıştı. Aslında onun kız olduğunu belirten hiçbir işaret de yoktu, göğüsleri dümdüzdü, surat ifadesi bir erkek çocuğunki gibi biraz daha geniş ve daha güçlüydü. Yine de bir şekilde onun kız olduğunu biliyordum. Kıyafetleri yer yer yırtılmıştı. Küçük kız bana suçlayıcı gözlerle bakıyordu. Bu kız biraz önce zihnimde canlanan kız mıydı? Hayır değil, dedi zihnimin içindeki bir ses.

Küçük kız kapıyı kapattı ve odanın ortasına, yatağımın tam karşısına geldi, kollarını göğsünde kavuşturdu.

"Onun kim olduğunu biliyorsun." dedi
Doğru muydu? Onun kim olduğuu biliyor muydum? Evet, sanırım biliyordum. Bir şekilde onun zihnimin derinliklerinde olduğunu biliyordum. Melodi. O kızla ilkokuldayken karşılaşmıştım. İlkokuldayken örnek olmayacak tipte bir öğrenciydim. Diğer öğrencilere karşı zorbalık yapar, onları zor duruma düşürerek eğlenirdim. Bu şekilde kendimi mutlu hissederdim. O küçük kız, Melodi, sınıfımıza yeni kayıt olan bir öğrenciydi. Sııfımıza ilk girdiği anı hatırlıyordum. Küçük, ürkek bir kızdı. Yüzü daima gülümsüyordu, sanki her şeyden mutlu olmaya çalışıyor gibiydi.

Öğretmenimiz Fevzi Erdem: "Bakın bu yeni arkadaşınız Melodi. Okulumuza yeni kayıt yaptırdı. Onunla iyi geçinmenizi ve okula alışması için yardımcı olmanızı istiyorum." demişti. Sonra nasıl anlatacağını bilemeyerek duraksamıştı. Uygun kelimeleri seçmek için uğraştığını fark edebiliyorduk. Tekrar konuşmaya başladı: "Melodi bizim özel bir öğrencimiz. Onun çok küçük bir sorunu var, bu yüzden ona yardımcı olmalısınız."

ORMANIN LANETİ ( Dram - Fantastik )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin