Bölüm 77 Ayrılık

96 18 20
                                    

Beşi beraber kahvaltı için masaya oturmuş yemek yiyorlardı. Bugünün planı hep beraber Lovegoodların evine gidip onlardan bilgi almaktı fakat Taylor farklı düşünüyordu.

-Bir fikrim var, dedi boğazını temizledikten sonra. dördünün de kafası ona dönmüştü. Lovegoodlara hep birlikte gitmemize gerek yok.

-Ne demeye çalışıyorsun Taylor?

-Şunu demeye çalışıyorum Harry, Dumbledore ile düşünseline bakarken bir yer gördüğünden bahsetmiştin hatırlıyor musun? Riddleların evi. Diyorum ki, siz üçünüz Lovegoodlara giderken biz de Ashleyle orayı araştıralım. Orası ona ait, belki bir şey buluruz.

-Kes saçmalamayı, ayrılmıyoruz.

-Bir saniye sakin ol da mantıklı düşün Hermione. Neden oraya beş kişi gidiyoruz ki? Siz oradayken biz de Riddleların evini araştırırız. Bir taşta iki kuş.

-İntihar mı etmeye çalışıyorsunuz siz?

-Başladı yine. Dediğimi anlamak neden bu kadar zor? Sadece birkaç günlüğüne ayrılacağız. Bu kadar basit.

-Riddelar'ın evine gitmek ne kadar mantıklı sence Taylor?! Onun evine gitmekten bahsediyorsun!

-Ya oraya bir şey sakladıysa? Bunu düşünmek çok mu zor?

-Peki Ashley bu konu hakkında ne diyor? Dedi Ron ağzındaki lokmayı bitirirken.

-Aynen öyle, onun seninle gelmek istediği ne malum?

-Benim için sorun yok, onunla her yere gidebilirim. Dediği de pek mantıksız gelmiyor.

Ashley'in cevabından sonra ikisinin de suratına bir hayal kırıklığı ifadesi yerleşti, Taylor kazanmıştı.

-Peki ne yapmayı düşünüyorsunuz? Oraya gidip bütün evin altını üstüne mi getireceksiniz?

-Hayır araştıracağız, eğer seninle olan teorimiz doğruysa ki doğru olduğundan neredeyse yüzde yüz eminim Hortkuluklardan birini bulmuş olacağız. Orada değilse de geri dönüp size katılacağız, bu kadar basit.

-Teoriniz mi?

Harry sakin ama gergin bir ses tonuyla araya girmişti.

-Bu teoriden benim neden haberim yok acaba? Şu zamanda bile hâlâ birbirimizden bir şey mi saklıyoruz?

-Hayır Harry, sadece doğruluğu kesin olmadığı için kafamız karışsın istemedik.

-Doğruluğu kesin olmadığı için mi? Neyin peşinde bile olduğumuzu bilmiyorken aklına gelen bir fikri söylemek neden bu kadar zor oluyor ki?!

Hermione cevap vermeden gözlerini yere dikti, Taylor derin nefes aldı ve doğruldu,

-Şöyle ki, geçmişte yok ettiğiniz Hortkuluklardan bize bahsetmiştin ya. Tom Riddle'ın günlüğü, annesinin yüzüğü ve birlikte yok ettiğimiz Salazar Slytherin'in madalyonu.

-Taylor artık sadede gelebilir misin?

-Geleceğim, eğer büyük resme bakarsan hepsinin özel parçalar olduğunu görebilirsin. Hermione ile olan teorimiz ise şuydu, Salazar Slytherin'in madalyonunu Hortkuluk hâline getirebilecek biri neden diğer eşyaları da getirmesin? Eğer Hogwarts tarihini okusaydınız Helga Hufflepuff'ın bir kupası, Rowena Ravenclaw'ın da bir tâcı olduğunu bilirdiniz. Neden bunların ikiside olmasın ki? Bence denemeye değer, hiçliğin ortasında koşmaktansa biraz olsun mantıklı olan hedeflere yönelebiliriz.

-İyi de onları nereden bulacağız? Bir madalyonu bile saklamak için neler yaptığını size anlattım, diğerlerini nasıl bulacağız aklınıza bir yer geliyor mu?!

-Düşünüyorum Harry. Senin Hortkuluk dedektörün falan değilim düşünüyorum! Böyle davranmayı kes artık, hepimiz bir şeylerle uğraşıyoruz amacımız aynı. Onun için özel olan yerleri tespit etmeye çalışıyorum, evi de onlardan biri. Nerede olduğundan geçen yıl bahsetmiştin, Ashleyle bugün yola çıkarız. Size verdiğim cep telefonlarını yalnızca gün doğumu ve gün batımlarında kullanın. Ormanlık alanlarda telefon çekmezse yüksek kayaların üstüne tırmanın ve ne olursa olsun telefonu üstünüzde gizleyin. Çorabınıza veya iç çamaşırınıza orası size kalmış, tek iletişim aygıtımız o. Diyerek masadan kalktı ve dışarı çıkıp nöbetini tamamladı, ilk defa Harry'e karşı bu kadar sert davranmıştı.

Birkaç saatin sonunda Ashley diğerleriyle vedalaşırken hâlâ tek başına tahta zemine oturmuş ormanı izliyordu, omzunda hisettiği bir el ile irkildi.

-Oturabilir miyim? Dedi Hermione sakince. Taylor'da onu başıyla onaylamıştı.

-Gitmeden önce son bir kez seninle konuşmak istedim.

-Son bir kez mi?

-Gidecektiniz ya?

-Neden bir daha görüşemeyecekmişiz gibi konuşuyorsun ki? Sadece birkaç gün belki daha az.

-Bilmiyorum ben... Sadece endişeliyim.

-Biliyorum Hermione, olmanı istemiyorum.

-Kendine dikkat et... Lütfen.

-Edeceğim. Ashley hazır mı?

-Evet, seni bekliyor.

-Peki öyleyse...

Taylor ayağa kalktı ve üstünü silkeledi, ağır adımlarla perdeyi açarak içeri girdi.

-Hazırsan gidelim mi?

-Taylor, nereye gideceğini biliyorsun değl mi?

-Haritadan hesapladığımıza göre güneyde kalıyor, yakınlarda bir yere cisimlenip sonrasını yürüyeceğiz. Siz de aynını yapın, en kestirme yolu o.

Taylor Harry ve Ron son kez vedalaştıktan sonra Ashleyle beraber çadırdan çıktılar.

-Elimi tut, sıkabildiğin kadar sıkı.

-Tutuyorum Tay.

-Hazır mısın?

-Hazırım.

Ashley'in son sözünden sonra üçünün önünde cisimlenip kayboldular. Gözlerini açtıklarında ormanlık bir alandaydılar, daha önce tesadüfen buradan geçtikleri için cisimlenmeleri kolay olmuştu.

Taylor elini sırt çantasına attı ve raptiyeyle işaretler koyulmuş haritayı çıkarttı,

-Maksimum yarım saat sonra oradayız.

Birkaç dakika karışık otların içerisinde yürüdükten sonra nihayet patikaya ulaşabilmişlerdi, yolcuğun neredeyse yarısı bitmişti.

-Korkmuyorsun değil mi?

-Korku mu? Hayır Tay. Sadece heyecanlıyım.

-Neden dünyadaki en korkunç yaratığın evini göreceğin için mi?

-Hayır... Bilmiyorum, sadece heyecanlıyım.

-Yakınlaştığımızda dönüşeceğim, panik yapma.

-Dönüşecek misin?

-Evin dolu ya da boş olduğunu öğrenebilmem için kurt burnuma ihtiyacım var.

-Peki, sadece önceden haber ver yeter.

-Sana haber ver dedim! Taylor'un aniden dönüşmesi üzerine Ashley elindeki her şeyi yere düşürmüştü, Taylor'un duruma tepkisiyse ona bakıp dilini çıkartmak oldu.

Birkaç dakika boyunca bölgede gezip etrafı kokladı, işini bitirince tekrardan eski hâline dönmüştü.

-Hiç kimse yok, ama biraz daha beklesek iyi olur.

-Burada mı bekleyeceğiz?

-Hayır, ormanın girişine çadır kursak yeterli. Yarın geceye kadar bekleyelim, belki girip çıkan biri olur.

ʜᴀʟꜰ-ʙʟᴏᴏᴅ ʙʟᴀᴄᴋ ~ ꜱᴏɴ ᴏꜰ ʀᴇɢᴜʟᴜꜱWhere stories live. Discover now