Bölüm 29 İksir

171 27 18
                                    

Taylor Uçuç şebekesine girdiği gibi cebinden çıkardığı adam otunu ağzına yerleştirdi, 1 ay onu orada tutması gerecekti.

Birkaç dakika sonra doğduğu yere geri dönmüştü, Londra günleri harika geçse de burasının büyüsü başkaydı.

Eve gitmeden önce sahil şeridine inip oradan içecek bir şeyler aldı, sonrasında ağır adımlarla eve yürümeye başladı.

Kapıya gelip içeri girdiğinde evin etrafında Ashley veya Kate'i görememek ona biraz garip gelmişti ama çok düşünmedi, "Muhtemelen bir yere gitmişlerdir." diye geçirdi içinden.

Yatağına yattıktan sonra defterini tekrar açıp notlarını okumaya başladı, şu an yapması gereken pek bir şey yoktu. Sadece o yaprağı bir ay boyunca orada tutmalıydı.

Defterini çantasına koyduktan sonra bavulundaki eşyalarını odasına yerleştirmeye koyuldu, bir hafta sonra hepsinin saçma sapan yerlere gideceğinin farkındaydı ama en azından bir kere de olsa düzenli olmayı denedi.

O işini bitirdikten sonra dışarıdan iki kadının konuşmalarını işitti, seslerin sahiplerini çok yakından tanıyordu.

Kapıyı açıp dışarı çıktığında ellerinde katlanabilir sandalyeler ve çantalar gördü, muhtemelen sahilden geliyorlardı.

Taylor hiçbir şey demeden gülümseyerek onlara baktı ve sonra arkalarından yaklaştı:

-Selam

İki kadın da irkilip arkalarına baktılar fakat sonradan ikiside gülümseyip ona sarıldı.

-Geciktin! Dedi Ashley omzuna vurarak.

-Zorunlu bir durum vardı o yüzden.

-Zorunlu bir durum mu?

-Ben yiyecek bir şeyler hazırlayacağım siz de buralardan ayrılmayın, dedi Kate ve ardından evine girdi.

-Ne yaptınız, diye sordu Ashley imalı bakışlarla.

Taylor "Ee" diyerek ona baktı ve ne cevap vereceğini düşündü,

-Ben cevabımı aldım, dedi Ashley gülerek.

-Ne?

-Bir şey yok gel içeri geçelim akşam da bir yerlerde takılırız.

(Ashley ve Taylor'un 1 ay ne yaptığı üstünde pek durmayacağım, hatta hiç durmayacağım desem yalan olmaz bu bölümün ana konusu iksir olacak)

Neredeyse her günlerini eğlenerek geçirdiler, fakat Taylor biraz anormaldi. Her gün bir önceki gününe göre daha kaygılı duruyordu, dolunay günü git gide yaklaşmaktaydı. Taylor hiçbir adımı yanlış yapmamalıydı, yoksa kalıcı sonuçları olacaktı.  

Günleri Ashley'in yanında normal kalmaya çalışmak ve tekrar tekrar adımları okumakla geçiyordu. Bu gece evden sıvışması gerekecekti, çünkü zaman gelmişti. Gece dolunay vardı.

Taylor Ashley yatmaya gittiğinde bir süre kıpırdamadı, saatin iyice geç olmasını bekledi. Onun uykuya daldığından emin olduktan sonra vakit geçirmek için televizyonun karşısına oturdu.  Gelecek 2 haftanın hava durumunu inceliyordu, ilk hafta çok düşük ihtimalle de olsa oraj oluşumu ihtimali vardı. 2. haftaya baktığında ise şansının daha fazla olduğunu gördü. Gözü televizyon kanalının sağ altında bulunan saate kaydığında artık çıkması gerektiğini düşündü, yanına ufak bir cam şişe ve malzemeleri aldıktan sonra evine çok uzak olmayan bir ağaçlık bölgeye girdi. 

Ay ışığının net olarak yansıdığı bir nokta bulduktan sonra şişeyi çıkarttı, önce ağzındaki yaprağı şişeye tükürdü. Sonrasında saçından bir tel koparıp içine attı, son gerekli malzemeleri de koyduktan sonra şişeyi görünür bir yere toprakla sabitledi ve yanındaki ağaca bir bez sardı. 

Gizlice eve döndü, bu andan sonra yapması gereken pek bir şey yoktu, sadece bekleyecekti. 

Taylor her gün gün doğumu ve gün batımında asasını kalbine koyarak büyülü sözleri mırıldanıyordu, geçen günlerde izlediği hava durumu raporuna göre bu gece şansı olabilirdi. O yüzden uyumamayı seçti. Gece olduğunda gizlice evin çatısına çıktı ve sırt üstü yatarak gökyüzünü izlemeye başladı. Birkaç saat boyunca neredeyse gözünü bile kırpmadı. Belli bir süreden sonra artık umutsuzluğa düşmüştü ve gözleri ona ihanet etmeye başladı. Artık uykusuzluğa karşı dayanamıyordu. Orada öylece uyuya kaldı, fakat birkaç dakika sonra çok geçmeden gök gürültüsü sesiyle uyandı. İlk başta neye uğradığının farkında değildi, korkmuştu ama gözlerini ovalayıp etrafa baktığında ağzı kulaklarına varırcasına gülümsedi. 

Koşarak iksiri bıraktığı yere gitti, bez sarılı ağacı bulduktan sonra toprağı eşeledi ve cam şişeyi eline aldı. Son bir kez, tüm dikkatiyle asasını kalbine koyup büyülü sözleri mırıldandı. Ardından şişenin mantarını açıp kan kırmızısı iksiri kafaya dikti. İlk başta pek bir etkisi olmadı, fakat birkaç saniye sonra kendisini garip hissetmeye başladı. Göğsüne bıçak saplanıyormuş gibi bir ağrı girdi, zaten günlerdir uykusuz olan vücudu daha fazla dayanamadı ve oracıkta bayıldı. Gök gürültülerinin arasında sabah olana kadar ormanın çamurlu zemininde yattı. 

Güneş ışınlarının gözlerine vurmasıyla uyandı, gözleri açılınca büyük bir heyecanla yerinden sıçradı ve kendisini kontrol etti, hala tek parçaydı. Başarmıştı, aylarca uğruna kafayı yediği büyüyü yapmayı başarmıştı. Ayağa kalktığında rezil haldeydi, üstü başı çamurdu. Saçları da kaskatı kesilmişti, yürüyen bir bataklık gibiydi. Bu saatte Ashley'in uyanık olmaması pek muhtemel değildi, foyası ortaya çıkacaktı.

Evin kapısına geldiğinde tahmin ettiği gibi Ashley uyanıktı ve gözlerinden ateşler fışkırtarak ona bakıyordu.

-SEN NE YAPTIĞINI SANIYORSUN?

-Dur, bak-

-KES SESİNİ, BİR AYDIR SAÇMA SAPAN HAREKETLER İÇERİSİNDESİN, GECELERİ GİZLİ GİZLİ EVDEN ÇIKIYORSUN, GECE YARISINDAN BERİ ORTADA YOKSUN VE GERİ GELDİĞİNDEKİ HALİNE BAK, NEYİN PEŞİNDESİN?

-Bak her şeyin bir sebebi vardı, her şeyi açıklayacağım. Lütfen önce temizlenmeme izin ver, lütfen.

Taylor başarıya ulaşmanın verdiği rahatlıkla tuvalete gitti ve duş aldı, şu an hiçbir şey onu geremezdi.

...

Bu bölüm burada sona eriyor, kısa olduğunun farkındayım ama uzatmak istemiyorum anlatmak istediğim şeyleri anlattım kwemrkıewj bir sonraki bölüm direkt Grimmauld meydanında başlayacak görüşmek üzereee <33 




ʜᴀʟꜰ-ʙʟᴏᴏᴅ ʙʟᴀᴄᴋ ~ ꜱᴏɴ ᴏꜰ ʀᴇɢᴜʟᴜꜱWhere stories live. Discover now