Bölüm 54 Turist

129 20 78
                                    

Hermione'nin Kaliforniya'daki ilk günü sakin geçmişti, geldikleri andan itibaren hiç dışarı çıkmadan ev etrafında takılıp birbirileriyle vakit geçirdiler. Gece geç yattıklarından uyanmaları öğleni buldu.

Hermione Taylor'dan önce uyanmıştı, önce lavoboya gidip elini yüzünü yıkadı. Sonrasında ne yapacağına dair aklında pek fazla fikir yoktu. Tuvaletten çıktıktan sonra salona geçti, etrafı inceliyordu.

Taylor'un salonu odası kadar dağınıktı, füme rengi duvarlar, siyah koltuk ve mobilyalar... Ev sanki elliler siyah beyaz filmlerinden çıkma gibiydi, tercih onun olsa kesinlikle renk seçimlerini bu yönde kullanmazdı ama Taylor'un zevklerini bildiğinden saygı duyuyordu.

Yiyecek bir şeyler hazırlamak için mutfağa yöneldiğinde tezgahın üstündeki dolapları karıştırıp ihtiyacı olan malzemeleri arıyordu ki zar zor uzanarak açtığı üst dolaptan iki tane silindir şeklindeki plastik kutu tezgaha düştü.

Hermione ilk başta panik yapmış olsa da hiçbir şeyi kırmamış olmanın verdiği rahatlıkla tezgaha yaklaştı ve kutuları inceledi. Ne olduklarını anlaması çok uzun sürmedi. Bu kutuları daha önce bir yerde görmüştü, büyükannesinde. Ama Taylor'un mutfak dolaplarında uyku hapı, sakinleştirici ve panik atak haplarının neden bulunduğuna anlam verememişti, uyku hapının kapağını açıp baktığında içinde sadece birkaç tane kaldığını gördü, en çok hangisinin kullanıldığı belliydi. Taylor'un zaman zaman anormal tavırlara girdiğinin farkındaydı ama ilaç kullandığını bilmiyordu, bundan ona hiç bahsetmemişti. Hermione elindeki kutuları incelerken Taylor'un ona seslenmesiyle irkildi, saçı darmadağınıktı, sesi hala kendine gelmemişti. Az önce uyandığı her halinden belli oluyordu,

-Günaydın, O kadar çok esniyordu ki bir kelimeyi söylemesi saniyeler sürdü.

Hermione panik yapıp elindeki kutuları saklamaya çalışacakken cam olanı yere düşürdü, kırıklar mutfağın yer tarafına yayılmıştı. Çıkan sesin üzerine Taylor lavabodan çıkıp hızlıca mutfağa koştu,

-Bir şey mi oldu?

-Hayır, hayır olmadı. Hermione panik halindeydi, bir yandan camları bir yandan da yere saçılan hapları toplamaya çalışıyordu fakat Taylor durumun ne olduğunu kısa sürede anlamıştı, yavaşça onun yanına geldi ve yardım etmeye başladı,

-Mutfakta ne arıyordun?

-Şey, yiyecek bir şeyler hazırlamak istiyordum da.

-Hap yemeyi sevdiğini bilmiyordum,

Taylor bunu dedikten sonra topladığı parçaları eline alıp çöpe attı ve tezgaha yaslanıp Hermione'yi süzdü,

-Bir yerini kesmedin değil mi?

Hermione'nin tavırlarında suçluluk duygusuyla karışık bir panik hali vardı, yavaşça ayağa kalkıp elindekileri çöpe attı,

-Bunlar sende ne arıyor?

Taylor suratına alaycı bir gülümseme takındı,

-Ne yani bunun için beni sorguya falan mı çekeceksin?

-Neden sana her bir şey sorduğumda bana karşı böyle davranıyorsun ki? Sadece merak ettim neden daha önce söylemedin?

-Neyi söylemedim?

-İlaç kullandığını, ayrıca bu hapları biliyorum reşit olmayan birine verilmesi mümkün değil senin eline nasıl geçti?

Taylor şu anda Hermione ile yapmaktan en nefret ettiği şeyi yapmaya zorlanıyordu, tartışmak. Sorguya çekilmek hayatta onu sinir edebilen nadir şeylerden biriydi, çocukluğundan beri bağımsız olduğundan özgürlüğe inanılmaz düşkündü ve birine hesap verme düşüncesi onu deli ediyordu. Kendisini sakinleştirmek için derin bir nefes verdi ve cevapladı,

ʜᴀʟꜰ-ʙʟᴏᴏᴅ ʙʟᴀᴄᴋ ~ ꜱᴏɴ ᴏꜰ ʀᴇɢᴜʟᴜꜱWhere stories live. Discover now