Bölüm 69 (1. Kısım)

98 18 22
                                    

Taylor perşembe gününün akşamı gergin bir şekilde elinde çiçeğiyle Grangerların evinin önünde belirmişti. Kendisini son kez kontrol etti ve ağır adımlarla kapıya doğru yürüyüp zili çaldı. O kadar gergindi ki içinden bir ses "umarım açmazlar" diye sayıklıyordu ki bir anda kapı açıldı, Hermione tebessüm ederek ona bakıyordu. Kızıl bir elbise giymişti, belindeyse siyah bir kemer vardı. Hızlıca Taylor'a doğru yürüdü ve ona sarıldı,

-Hoş geldin, dedi onu öpmeden önce.

-Teşekkür ederim, annenler içeride mi?

-Evet, seni bekliyorlar! Hadi benimle gel, diyerek onun koluna girdi ve beraber salona gittiler.

İçeri girdiklerinde Hermione'nin babası Taylor'unkine benzer bir takım giymişti, güler yüzle onu karşıladı ve elini sıktı. Annesi de onu aynı içtenlikle karşılamıştı, biraz sohbet ettikten sonra yemek masasına oturdular. Hermioneyle Taylor yan yana Bay ve Bayan Granger'ın tam karşısına oturmuşlardı.

-Geldiğin için sağ ol, dedi Hermione'nin babası güler yüzüyle. Hermione aranızdaki ilişkiden bize bahsetmişti, gerçi biz de tahmin etmiyor değildik. Seni biraz daha yakından tanımak istedik, sakıncası yok değil mi?

-H-hayır efendim, ayrıca davet ettiğiniz için ben teşekkür ederim.

-Hermione bize doğduğundan beri yalnız yaşadığını söyledi, bu doğru mu?

-Tam olarak olmasa da doğru evet, babam ben doğmadan annemse ben doğduktan kısa bir süre sonra vefat ettiği için bana annemin en yakın arkadaşı olan Kate Grimes baktı. Kendisi annem sayılır, beni hiç kızından ayırmadı. O da en iyi arkadaşım olur, beraber büyüdük.

-Özür dilerim, ailevi durumundan haberim yoktu. Başın sağ olsun evlat.

-Önemli değil efendim, dedi Taylor masada duran bir bardak suyu ağzına götürürken.

-Hermione bize okulda olağanüstü derecede başarılı olduğunu anlatmıştı, bu doğru mu?

-Kızınız kadar olamasa bile evet efendim, öyle denebilir.

-Peki, gelecek için ne düşünüyorsun? Kusura bakma büyücülerin işlerinden pek anladığım söylenemez.

-Aslında...

Taylor bu sorunun üstüne ne cevap vereceğini bilemedi. Tam düşüncelere dalacak gibi oldu ki Hermione araya girip onu kurtarmıştı.

-Seherbaz olmak istiyor baba.

-Seherbaz mı? O ne oluyor? Bay Granger meraklı gözlerle ikisine bakıyordu.

-Polis. Sanırım Muggleların dünyasındaki en yakın tabir bu. Bir çeşit polis türü.

-Özel kuvvet gibi bir şey mi?

-Sayılır, sadece özel işlere bakıyorlar. Taylor bir an önce bu konuyu kapatmak için çaba sarfediyordu. Uzun bir süre masadan kalkmadılar, Taylor Hermione'nin annesi ve babasıyla olan sohbetini iyice derinleştirmişti ki gözü saate takılmıştı. Neredeyse on ikiye geliyordu.

-Efendim, sizinle sohbet etmek bir zevkti fakat saat biraz geç oluyor. Sanırım gitsem iyi olacak.

-Bizde kalsana, dedi Hermione'nin babası elindeki kırmızı şarapla masaya gelirken. Hem, Hermione bana senin de on altı yaşını doldurduğunu söyledi. Bu demek oluyor ki, biraz daha oturabiliriz.

-Teşekkür ederim, dedi Taylor kendisine uzatılan kadehi alırken.

Zaman geçiyor, bardaklar boşalıyor sohbetler ise koyulaşıyordu. Masadan kalktıklarında saat yarımı geçmişti. Taylor Hermione'nin babasının bu kadar kafa biri olduğunu bilmiyordu, bilseydi muhtemelen gelmeden önce bu kadar çok gerilmezdi.

Hermione ile beraber yukarı çıkmak için kalktıklarında birbirlerini taşırcasına destekleyerek merdivenleri çıktılar ve onun odasına girdiler. Taylor kendisini rahatlatmak için kravatını çekip çıkarttı ve gömleğinin düğmelerini çözdü.

-Bence iyi geçti, dedi arkası Hermione'ye dönükken. Ama cevap alamamıştı, tek duyduğu ses odanın kapısının kilidinden çıkan "çıt" sesiydi.

Taylor onu kontrol etmek için arkasını döndüğünde Hermione'yi üstüne gelirken gördü, birkaç saniye geçmeden dudakları birleşmişti.

"Mükemmeldi." diye kulağına fısıldadı birkaç saniyeliğine ayrdıldıkları anda.

ʜᴀʟꜰ-ʙʟᴏᴏᴅ ʙʟᴀᴄᴋ ~ ꜱᴏɴ ᴏꜰ ʀᴇɢᴜʟᴜꜱHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin