Bölüm 72 Yeşil Işık (1. Kısım)

99 19 15
                                    

Sancılı geçen yolculuğun ardından Taylor en sonunda evine dönmüştü. Kapısının önüne geldiğinde bir saniyeliğine duraksayıp Ashley'i kontrol etmeye gitti. Camdan baktığında içerisi derli toplu ve blmboştu, yaz tatilinin bu zamanlarda genelde büyükannesine giderdi. Taylor'da aklından bunu geçirdi ve kendi evine geri döndü, kapıyı açıp eşyarılı içeri fırlattı.

Eve girmemişti, arka bahçeye yöneldi. Birkaç saniyeliğine madalyonu gömdüğü ağacın kökünü inceledi, hâlâ ona dokunmaya korkuyordu. Yine ellememeyi tercih etti, ne zaman ona dokunsa en karanlık tarafının ortaya çıkmasına sebep oluyordu. Tahta çitlerden atladı ve evinin arkasında bulunan ormanlık alana yürüdü. Uzun ağaçların merkezine doğru girmek üzereyken özel yapım asasını cebinden çıkarttı ve kendi kendine mırıldandı.

"İşte şimdi başlıyoruz."

Ağaçların gök yüzünü kapattığı noktaya kadar ilerledikten sonra küçük bir bitkiyi hedef aldı,

"Avada kedavra."

Asasından çıkan yeşil ışıklar bitkiyi çok kısa bir sürede çürütmüştü, başarılı olmanın verdiği hazla istemsizce gülümsedi. Diz çökmüş bir şekilde bitkiyi inceliyordu ki çok yakınından bir tıslama duydu.

Aniden ayağa kalktı ve etrafında döndü, birkaç saniye içerisinde tıslamanın kaynağını bulmuştu. Kahverengi iri bir yılan üstüne geliyordu. Soğukkanlılığını bozmadan asasını ona doğrultu, "Avada Kedavra."

Yılan bir anda durdu ve o şekilde kaldı, Taylor tekrar diz çöktü. Elini ölü hayvanın üstünde gezdirirken "Özür dilerim dostum." Diye mırıldandı.

Yıllar önce Affedilmez Lanet dersini ilk aldıklarında Profesör onlara gerçekten kastetmeleri gerektiğini yoksa büyünün hiçbir işe yaramayacağını söylemişti. Taylor o kadar öfke ve intikam duygusu ile doluydu ki "gerçekten kastetmek" onun için çocuk oyuncağıydı.

Ardından birkaç deneme daha yaptı, hiçbirinde ıskalamamıştı.  Sonrasında Harry ile Melez Prens'in kitabında gördükleri bir büyüyü çalışma kararı aldı, "Sectumsempra."

Asasını bir ağaca doğrulttu ve büyülü sözleri söyledi, görünmez bir güç üç sıra arka arkaya dizili ağaçları gövdelerinen delerek paramparça etmişti. Taylor yine gülümsedi ve çalışmaya devam etti.

Saatlerini o ormanda geçirdi, geri çıktığında hava kararmaya başlamıştı. Tekrardan evinin arkabahçesindeki çitten atladı, bu sefer madalyonun gömülü olduğu ağacın yanına gidiyordu.

Toprağı eşelemeye başladı, çok sürmeden madalyonun zincirine ulaşmıştı. Sertçe çekti, neredeyse gömdüğü günle aynıydı. Ne bir çizik ne de pas, ona ne zaman dokunsa kendisini garip hissediyordu. İçerisindeki öfke, üzüntü ve intikam duygusunu alevlendiren bir tetikleyici gibiydi onun için. Arka kapıdan içeri girdi ve madalyonu salondaki sehpanın üzerine fırlattı, ardından içeriye girip üstünü başını değiştirdi ve uyumaya çalıştı.

Bir ay boyunca her gün neredeyse on iki saatini o ormanın içinde geçirdi. Bildiği bütün lanetlerde kendisini ustalaştırmıştı. Geri döndüğü her gün aşırı yorgun olmasına rağmen uyuyamıyordu, ya kabus görüyordu ya da Bellatrix'in kahkahası kulağında çınlıyordu.

Ashley hâlâ geri dönmemişti ve burada daha fazla yalnız vakit geçirirse delireceğini biliyordu. Alması gereken her şeyi aldı ve küçük bir alışveriş yapıp Kovuk'un yolunu tuttu.

ʜᴀʟꜰ-ʙʟᴏᴏᴅ ʙʟᴀᴄᴋ ~ ꜱᴏɴ ᴏꜰ ʀᴇɢᴜʟᴜꜱWhere stories live. Discover now