Bölüm 10 Birden Fazla Masum Ruh

403 47 20
                                    

Oluşan kargaşa esnasında Peter Pettigrew tekrardan fareye dönüşüp bir şekilde kaçmayı başarmıştı.

Taylor hastane kanadında gözlerini araladı fakat vücudunda göz kapaklarını kaldıracak kadar bile güç kalmamıştı. Tekrar bayılmadan önce bir genç, bir olgun iki kadının konuşmalarını dinledi.

-İyileşebilir mi? Diye sordu genç kız bu sesi tanıyordu.

-Yara çok büyük, normal bir kaza olsaydı 5 dakikada halledebilirdim! Ama bu... Lanetli bir yaratık tarafından yapılmış. Sonsuza kadar bu izler vücudundan silinmeyecekti.

Bir iki burun çekme sesi duydu ve giysilerinin çıkartıldığını hissetti. Baygınlık ile uyanıklık arasında arafta kalmış, etrafındakileri işitebilidiği kadar dış dünyayla bağlantı kurabiliyordu.

Madam Pomfrey Taylor'un yaraları ile uğraşırken kapı açıldı. Gelen Dumbledore'du, Harry hemen Sirius'a ne olacağını sordu. Dumbledore ise durumdan rahatsız görünürcesine somuertarak "Kulede tutsak durumda, ruh emicilere verilecek." diye cevapladı.

Bunu işiten Taylor'un acısı ikiye katlanmıştı, ama tepki bile veremiyordu.

-Beni dinleyin! Profesör, Sirius masum! Peter Pettigrew yaşıyor! Her şeyi gördük! Hermione bir şeyler söyle!

-O haklı, efendim gerçekten haklı!

-Sakin olun çocuklar, size inanıyorum. Ama benim inanmam hiçbir şeyi değiştirmez. Bir çocuğun sözleri ne kadar saf ve doğru olsa da dinlemeyi unutanlar için anlamsızdır.

Dumbledore Hermione'ye yaklaştı ve kısık bir sesle:

-Bayan Granger, Profesör McGonagall'ın size verdiği nesneyi yanınızda taşıdığınızı umuyorum. Eğer hesaplarım doğruysa 3 kere çevirmeniz yeterli olacaktır. Dikkatli olun ve sakın kimseye görünmeyin. Eğer başarılı olursanız bugün birden fazla masum ruhu kurtarabilirsiniz. Dedi ve güven verircesine gülümsedi. Ardından kapıyı kapatıp çıktı.

-Ne dedi şimdi bu? Dedi Harry sabırsızca.

-Kes sesini, dedi Hermione ve zaman döndürücüyü ikisini de içine alacak şekilde boyunlarına doladı.

(Buradan sonra Hermione ve Harry kitapta ne yaptılarsa onu yaptılar, Harry'nin çatalağı, Sirius'un kaçıp hipogrifle kaçak hayatı yaşamaya başlaması vs.)

8 Gün Sonra

Taylor girdiği ufak çaplı komadan gözlerini açtı ve etrafına baktı. Yanındaki masa tamamen çikolata ve çiçek doluydu. Hogwarts'da onu tanıyan, tanımayan herkes belli ki o uyurken ziyaretine gelmişti. Taylor masaya göz gezdirdikten sonra göğsünde elini gezdirdi ve kabarık pençe izlerine baktı. Geçmeyeceğini biliyordu, ama umrunda değildi, yaşıyordu. Doğrulmaya çalıştı fakat ufak bir inlemeyle kendini geri bıraktı. Birkaç dakika tavanla bakıştıktan sonra kapının önünden tanıdığı sesler duymaya başladı. Sesler yaklaşıyordu ama onları göremiyordu, perde vardı.

Perde bir anda açıldı ve karşısında neredeyse küçük çaplı bir ordu vardı, Weasley ailesinin neredeyse tamamı(Bill, ve Charlie hariç) Ron, Harry, Hermione.

-Uyanmışsın! Dedi ve doğrulmaya çalışan Taylor'a sarıldı, Taylor ufak bir inlemeyle karşılık verse de teşekkür etti.

-Gelmenize gerçekten gerek yoktu, hepinize teşekkür ederim, dedi herkese hitap ederek. Kendini garip hissetti, ilk defa böyle bir şey yaşıyordu.

-Ne demek! Dedi Mrs. Weasley tatlı sesiyle gülümseyerek. Okulun bitmesine az bir süre kaldı biliyorsun. Harry ve Hermione yazları istedikleri zaman bizde kalıyorlar. Bu yaz belki biliyorsundur Quidditch dünya kupası var. İstediğin zaman gelebilirsin, dedi anaç bir şekilde.

Taylor neye uğradığını şaşırdı, yaralarının acısı unuttu ve gülümseyerek:

-Tabii, gelirim, çok isterim teşekkür ederim.

Harry, Ron ve Hermione aralarında biraz fısıldaştılar. Arthur Weasley durumu anlamış olacak ki:

-Hadi hastamızı çok yormayalım, arkadaşlarıyla konuşacakları vardır zor bir gece geçirdi, dedi göz kırparak ve altın üçlü dışındaki herkes odadan çıktı.

Herkesin gittiğinden emin olduktan sonra Taylor:

-Sirius hayatta mı? Lupin nerede? Peki ya Pettigrew?

-Nefes al, dedi Ron gülerek.

Hermione onun yatağının ucuna oturdu ve her şeyi anlattı.

-Peki nerede kalıyor? Yerini öğrenebilir miyiz? Dedi meraklı bir şekilde.

-Durum müsait olunca Dumbledore bize söyleyecek, dedi Harry.

Taylor biraz dikildi ve:

-Yardımcı olabilir misiniz? Diye sordu ayağa kalkmaya çalışıyordu. Oturmayı başardıktan sonra ayakkabılarını giydi ve ilk adımını attı, ardından:

Büyük bir inlemeyle kendini yere bırakıyordu fakat Ron yakaladı, Harry'de destek oldu ve ayakta tutmayı başardılar.

-Dinlenmen gerekiyor! Dedi Hermione endişeli bir şekilde.

-Son bir haftayı da yatarak geçirmek istemiyorum, diyerek cevap verdi Taylor ve haneye çıktılar.

Son günleri toparlanarak ve şatoda eğlenerek geçti. Taylor ilk yılında harika arkadaşlar edinip büyük olaylar yaşamıştı, ya da yaşadığını zannediyordu. Görecekleri karşısında bunlar hiçbir şey miydi?

Herkes toplanmıştı ve eve gitmek için Hogwarts Ekspresinde bindi. Kings Cross'a vardıklarında onları Molly ve Arthur Weasley karşıladı.

Herkes birbirine veda etti ve sıkıca sarıldılar. Hermione'yi ailesi, Harry'i ise Dursleyler aldı. Taylor son bir kez vedalaştıktan sonra Orange County, Kaliforniya'ya dönmek üzere bakanlığın "Uçuç Tozu" şebekesine doğru yola çıktı.

Eveet Azkaban burada bitiyor, birkaç ara bölümden sonra Ateş Kadehine başlayacağız. Arayı çok soğutmayalım, görüşmek üzere :)

ʜᴀʟꜰ-ʙʟᴏᴏᴅ ʙʟᴀᴄᴋ ~ ꜱᴏɴ ᴏꜰ ʀᴇɢᴜʟᴜꜱWhere stories live. Discover now