Bölüm 19 Gelenek

277 37 52
                                    

Ashley Taylor'u Karagöl de bırakıp gittikten sonra Taylor kısa bir süreliğine düşünceleri ile başbaşa kaldı, en tehlikeli durumlarda bile sakinliğini koruyabilirken neden şimdi kalbi göğsünü deliyordu? Biraz daha vakit geçirdikten sonra McGonagall'ın duyurusunu hatırladı, ve okula döndü.

Sınıfın kapısından girdiğinde en son gelenin o olduğunu fark etti, ama sınıf biraz farklı görünüyordu. Erkekler sol, kızlar sağ duvara oturacak şekilde bölünmüştü. Taylor erkeklerin tarafına doğru yöneldi ve Ron'un yanındaki boş koltuğa oturdu. Ardından McGonagall sınıfa bir göz gezdirdi, sonrasında konuşmaya başladı:

-Noel balosu, üç büyücü turnuvasının başlangıcından beri bu etkinliğin geleneksel bir parçasıdır. Noel arefesi akşamı biz ve konuklarımız, görgü kuralları içerisinde havai bir gece geçirmek adına büyük salonda toplanırız. Ev sahibi okulun temsilcisi olarak hepinizden doğru adımları atmanızı bekliyorum. Şimdi, Bay Weasley lütfen bana eşlik edin.

Ron bir an ne olduğunu anlamadı, Fred'in onu itmesiyle ayağa kalktı ve ağır adımlarla McGonagall'ın yanına geldi.

-Elinizi belime koyun Bay Weasley.

-Ne?!

McGonagall onun elini tuttu ve beline yerleştirdi.

-Çalmaya başlar mısınız bay Filch.

-Bir, iki, üç, bir, iki ,üç...

McGonagall öğrencilere nasıl dans edileceğini gösteriyordu adeta.

Fred ve George ise absürt figürlerle onu taklid ediyordu.

-Herkes eşleşsin! Hadi kalkın! Diye bağırdı McGonagall ve Ron'u serbest bıraktı. Balo duyurusu senenin en başında yapıldığı için herkes eşini bulmuştu, Harry'de normalde tek başınaydı ama son anda Ron'un tavsiyesi ile Ginny'i çağırmaya karar verdi, o da baloya katılmak istiyordu Harry onu kırmadı. Ginny 3. sınıf olduğundan sınıfta değildi, Harry geçici olarak Parvati ile eşleşti. Ron, da geçiçi olarak Padma ile çünkü Ashley sınıfta değildi . Fakat iki kişi hala yerlerinden kalkmamıştı, Taylor ve Hermione. Taylor bir saniyeliğine ona baktı ama ikiside bakışlarını kaçırdı.

Herkes eşleştikten sonra sadece ikisi kalmıştı, onları gören McGonagall:

-"Herkes" ayağa, dedi sakin bir tonda ama üstüne basarak.

İkiside kaçış yolunun olmadığını kabullenerek ayağa kalktılar, ve birbirlerine doğru yürüdüler. 5 metrelik yürüyüş sanki ölüme giden yol gibi hissettirmişti, ikiside panik halindeydi. Nihayet buluştuklarında ikisinin de elleri titriyordu, normalde yaptıklarının aksine pek konuşmadılar. Taylor elini onun beline koydu ve diğerleri gibi dans etmeye başladılar, ilk el temasında ikiside irkilse de kısa sürede alıştılar. Sonuçta ikisinin de içten içe istediği buydu ama kabullenmekte zorlanıyorlardı.

Birkaç dakika dans ettikten sonra müzik duruldu ve McGonagall öğrencilerin ellerine teker teker birer kağıt ve davetiye tutuşturdu. Kağıtta pek bir şey yazmıyordu, sadece resmi cüppe getirilmesi istenmişti. Davetiye de zaten davetiyeydi, köşelerinde altın işlemeler olan bembeyaz bir parşömen.

Birkaç dakikalık "kabus(!)" bittikten sonra Taylor ve Hermione sınıftan çıktı. Ormanın karşısında paralel ilerleyen bir patikada yürürlerken konuşuyorlardı.

-Başkasıyla gitmiyor muydun? Dedi Taylor fakat pot kırdığını birkaç saniye sonra fark etti, Hermione ona hiçbir zaman böyle bir şey dememişti.

-Ne? Dedi şaşırmış bir ifadeyle. Ben hiçbir zaman- Ah bir dakika, sen bizi mi dinledin? diye karşılık verdi bıyık altından gülerek.

-Duydum, dinlemedim. Dedi Taylor, ilk defa yanakları kızarmıştı. Genelde hiç böyle göründüğü olmazdı.

ʜᴀʟꜰ-ʙʟᴏᴏᴅ ʙʟᴀᴄᴋ ~ ꜱᴏɴ ᴏꜰ ʀᴇɢᴜʟᴜꜱWhere stories live. Discover now