Bölüm 51 (2. Kısım)

109 21 12
                                    

Hey, hey!

Koltuğun tepesinde dikilen kızıl saçlı kızın ağzından çıkan feryatlar sonrasında Taylor ve Hermione sendeleyerek uyandı. Camdan süzülen güneş ışınlarına bakılırsa birkaç saattir uyuyorlardı, belki daha da fazla.

-G-Ginny, sen miydin? Ne oldu? Bir şeyi mi kaçırdık?

Taylor tek gözü kapalı bir şekilde ona bakıyordu, hâlâ uyanamamıştı.

-Bakın çok tatlısınız ama burayı yatak odası olarak kullanmayı bıraksanız fena olmaz. Bir de unutmadan, öğleden sonra Quidditch sahasına gelmen gerekiyor.

Ginny hafif alaycı ama samimi bir gülümsemeyle Taylor'u yanıtlamıştı, onun tatlı iğneleyişlerinin üzerine Hermione'nin yanakları kızarmıştı fakat Taylor'un pek umrunda değildi.

-Kes sesini Ginny!

-Ne yani kötü bir şey mi dedim?

-Hayır, yani bilm...

Taylor normalde onların arasına girmeyi pek tercih etmezdi ama öğrenmek istediği bir şey vardı. Seçmeler yarındı, neden onu bugünden Quidditch sahasına çağırıyorlardı ki?

-Bir dakika, durun sonra tartışırsınız. Seçmeler yarın değil mi? Neden bugün gelmemi istiyorsunuz?

-Evet ama bu onunla alakalı değil, rutin bir hafta sonu antrenmanı.

-Tamam da ben takımda değilim ki, beni neden çağırıyorsunuz?

Taylor'un sesi git gide daha da gergin bir hâl alıyordu, bugünü tamamen kendisine ayırmak istiyordu planlarında süpürge üstünde oradan oraya uçmak yoktu. Ginny durumu ona daha da net açıklamak için boğazını temizledi ve net bir tonda cevap verdi,

-Aslında Harry seni çoktan seçti bile, sadece yarın gerçekten takıma almayı planlıyor.

Taylor'un kafası iyice karışmıştı, suratındaki şaşkın ifadeden dolayı kaşları neredeyse alnından dışarı fırlayacaktı.

-Ne?! Seçti mi? İki saatlik Quidditch deneyimi olan birini takıma mı aldı? Hem de diğerlerini görmeden?

-Sakin ol. Zamanla daha iyi olacağını düşünüyor. Ben buraya sana açıklama yapmaya gelmedim, sadece haber vermeye geldim. İyi eğlenceler, diyerek Taylor'u tersledi ve oradan ayrıldı.

Sessiz geçen kısa bir sürenin ardından Taylor doğruldu ve kollarını esnetti,

-Kütüphaneye gidelim mi? En azından şu ödevi bitirmiş olurum.

-Gerek yok.

-Ne? Ceza mı almamı istiyorsun?

Hermione onun ne kadar gergin olduğunun farkındaydı, üstündeki yükü biraz olsun azaltıp Taylor'u rahatlatmak istemişti.

-Hayır istemiyorum aptal. Ben hallederim, senin yapmana gerek yok.

Taylor kolundaki korumalığı çıkartırken durdu ve ona doğru gülümsedi,

-Kaçıncıya hayatımı kurtarıyorsun?

Hermione gülerek ayağa kalktı,

-Bilmem, saymadım. Ne kadar vaktin var?

-Belki iki saat, yetişmem gereken bir yer olunca özgürlüğüm kısıtlanmış gibi hissediyorum.

-Yani gitmek istemiyors-

ʜᴀʟꜰ-ʙʟᴏᴏᴅ ʙʟᴀᴄᴋ ~ ꜱᴏɴ ᴏꜰ ʀᴇɢᴜʟᴜꜱWhere stories live. Discover now