Bölüm 74 Pişmanlık

102 22 24
                                    

Saat sabaha karşı beş. Burada geçirdiğimiz ikinci gece ve ciddi manada boka batmış durumdayız.

Nereye gideceğimizi bilmiyoruz, nasıl gideceğimizi hatta nasıl gizleneceğimizi.

Sinirler yavaştan gerilmeye başladı, Harry'nin Hortkuluk'u yok etme girişimleri sürüyor ama hâlâ bir sonuç alamadı, alamayacak da. Bunu ona çok önceden söyledim ama denemekte ısrarlı.

Bu sikik evde geçirdiğim her dakika o kadar sıkıcı ki içimde ne varsa alıp götürüyor. Bu günlüğe yazacak hiçbir şey bulamıyorum. Şimdilik, görüşürüz.

Taylor şöminenin karşısındaki çift kişilik koltukta otururken günlüğünü kapattı ve sehpaya fırlattı. Duvarları izlemeye başlamıştı, yapacak hiçbir şey yoktu. Aklının oluşturduğu düşünceler selinde gezerken omzuna dokunan bir el ile irkildi.

Ashley uykusuzluktan morarmış gözleriyle Taylor'un omzunun üstünde belirmişti.

-Oturabilir miyim? Dedi gözlerini ovuştururken.

Taylor başını sallayıp yana kaydı, Ashley koltuğa oturduktan sonra dizlerini göğsüne çekip kafasını onun omzuna koymuştu.

-Nasılsın?

-Gerginim. Düşünmekten beynim alev almak üzere. Kapana kısılmış durumdayız, sığındığımız yerin bile güvenli olup olmadığından emin değiliz. Bu işin içinden nasıl çıkacağız onu düşünüyorum. Sen neden bu saatte uyanıksın?

-İnan bana bende aynı durumdayım. Ve sen neden uyanıksan ondan.

-Bizle gelme fikrinden hâlâ pişman olmadın mı?

-Evde kalsam sensiz kafayı yiyecektim, şimdi senle beraber yiyorum. Ve inan bana ikincisi daha kolay.

-Kendini tehlikeye attığın için fazlasıyla gerginim fakat yanımda olduğun için de mutluyum. Her şey bittiğinde, bir ay ortadan kaybolalım. Birlikte, sadece seninle vakit geçirmeye ihtiyacım var.

-Benden de o kadar Tay. Geceleri beraber uyuduğun kardeşini yılda birkaç kere görebilmek beni gerçekten çok kötü hissettiriyordu. Bundan sonra ne olursa olsun peşinden ayrılmayacağım.

-Ayrılma, lütfen.

-Şimdi git ve uyu, nöbeti ben devralırım.

-Uykum yok ki.

-Göz kapakların titriyor mankafa, kendine yalan söylemeyi bırak da gidip biraz olsun uyu. İki gündür ayaktasın, dinlenmen gerekiyor.

-Hayır gerekm...

-Taylor, lütfen.

Ashley'in bunu demesi üzerine Taylor istemeye istemeye oturduğu yerden kalktı ve üst kata çıktı. Hermione'nin kaldığı odayı arıyordu ki gözü daha önce de görüp girmeye çekindiği bir odaya takıldı, babasının odasına.

Oraya girmek için kendisini hâlâ hazır hissetmiyordu ama içeride ne olduğunu aşırı derecede merak ediyordu. Elini siyah kapının gümüşi koluna götürdü ve yavaşça açtı. İçeriye attığı ilk adım hayatında gerçekleştirdiği en zor şeylerden biriydi. Etrafı incelemeye başladı, Sirius'un odasına göre fazlasıyla sadeydi. Geneline siyah tonu hakimdi, masanın üzerinde onlarca ajanda ve tüy kalemler mevcuttu. Kitaplığı ağzına kadar doluydu ve daha önce Taylor'un adını bile duymadığı onca kitap sıralıydı.

ʜᴀʟꜰ-ʙʟᴏᴏᴅ ʙʟᴀᴄᴋ ~ ꜱᴏɴ ᴏꜰ ʀᴇɢᴜʟᴜꜱWhere stories live. Discover now