Bölüm 60 Londra

109 18 13
                                    

-Hermione lütfen kolumun altında yürümeyi kes tek başıma ayakta durabiliyorum.

-Hayır olmaz! Pomfrey'in dediğini hatırlamıyor musun? İki gün boyunca tek başına tuvalete bile yürümeyeceksin!

-İyi, itiraz edecek enerjim olmadığına dua et. Bana içirdiği iksirler kafamı bulandırıyor.

-Bence normal halin bu, dedi alaycı bir ses tonuyla ve trene kadar yürüdüler. Hermione bir yandan Taylor'a yardım ettiği için en son gelen onlar olmuştu. Harryle Ron'u bulduktan sonra Hermione kapıyı açtı ve içeri girdiler, Ron onların bu halini görünce gülmesini tutamadı.

-Orada rahat mısın? Dedi gülerek.

-Öff, çok komiksin Ron. Diyerek Taylor'un oturmasına yardımcı oldu ve kendisi de oturdu.

-O haklı Hermione, senden neredeyse yirmibeş santim uzunum. Altımda eziliyorsun resmen.

-Rica ederim Taylor, diyerek cama döndü ve bir süre onlarla konuşmadı. Cama yaslanmış dışarıyı izliyordu.

-Ne dedim ben ya?

Harryle Ron gülerek dudak kıvırdılar, Londra'ya olan yolculuk başlamıştı.

Harry Ron'la beraber patlamalı pişti oynuyordu ki bir anda aklına Sirius geldi, vaftiz babası artık serbest kalmıştı ve onunla yaşamaya gidiyordu. Sirius Taylor'un da amcası olduğundan ona kafasında iki haftadır beklettiği soruyu sormak istedi. Ne de olsa Taylor yirmi güne yakın komada kalmıştı.     

-Sen nereye gideceksin? Dedi direkt ona bakarak.

-Ne? Taylor ilk başta onu anlamamıştı.

-Biliyorsun Sirius aklandı ve o ev siz ikihize ait. Ben artık orada kalacağım, sen ne yapacaksın? Burada kalmayı düşünüyor musun yoksa yine gidecek misin?

-Bilmiyorum şu anlık bir planım yok. Ama muhtemelen dönmeyeceğim, bu yaz burada kalmayı düşünüyorum.

-Ne?! Hermione geçen sürenin ardından ilk kez sohbete dahil olmuştu.

Üçü de irkilerek ona baktı, heyecanlı yüz ifadesi yerini çekingen mimiklere bırakmıştı. Hermione tam ağzını açmıştı ki Taylor:

-Bellatrix'in nereye gittiği biliniyor mu?

Üçü de "hayır" anlamında kafasını sağa sola salladı,

-Neden? Dedi Hermione meraklı bir ses tonuyla.

Taylor "Sadece merak." diyerek geçiştirse de aklının bir köşesinde yeşeren fikir beynine kök salmış filizleniyordu. Bellatrix'in ilk öldürmeye çalışacağı kişilerin Sirius ve kendisi olduğunu daha onun ilk kaçtığı gece tahmin etmişti, av olmadan avcı olmak istiyordu. Yıllardır durmaksızın kendisini geliştirmiş olsa da karışıklı bir düelloda onu yenemeyeceğini biliyordu ancak ölümünü biraz daha erteleyebilirdi.

O andan sonra pek konuşmadılar, birkaç saatlik tren yolculuğu güneşli ovaların arasından geçerek devam etti. En sonunda Londra'ya varmışlardı, Taylor zor da olsa kendisini trenden aşağı atabilmişti. Hermione'nin abarttığı kadar değildi fakat bir yere yaslanmadan ayakta durmak bile karnında oluşan sancıları tetiklemeye yetiyordu. Bayan Weasley çocukları karşıladıktan sonra hepsini teker teker öptü ve sarıldı. Sirius'da oradaydı, Taylor ve Harry'i güler yüzüyle karşılayıp ikisine sarıldı.

-Ne zaman gidiyoruz? Dedi Harry heyecanlı bir şekilde.

-Sen ne zaman istersen.

-Şimdi, diye karşılık verdi Harry hiç beklemeden.

-Hey, sende geliyorsun değil mi?

Taylor az ileride yalnız başına ailesini bekleyen Hermione'yi izlediğinden onu duymadı.

-Hey! Taylor, geliyorsun değil mi?

-Ha? Şey, evet. Biraz bekleyebilir misiniz? Dedi ve güç bela Hermione'nin oturduğu bankın yanına gitti.

-Oturabilir miyim Bayan Granger? Suratında alaycı bir gülümseme vardı.

-Şaka mı yapıyorsun?

-Deniyorum, ailen ne zaman gelecek?

-Bilmiyorum sanırım birazdan burada olurlar, bir şey mi oldu?

-Hayır, sadece istediğin zaman beni Grimmauld meydanında bulabileceğini söylemek için geldim. Şimdi izninle, Sirius ve Harry'i daha fazla bekletmek istemiyorum.

-Tek başına yürüyebilecek misin? Dedi o kalkarken. Her zamanki gibi yine onun için endişelenmişti.

-Sanırım, yakında görüşürüz.

Taylor arkasını dönmüş yürürken Hermione'nin ona seslenmesiyle durdu ve ona doğru döndü,

-Şey, dikkatli ol. Birkaç güne kalmaz orada olacağım.

-Olacağım.

Melez Prens'in açılış bölümü bu oldu, olabildiğince kısa tutmaya çalıştım. Diğer bölümler yine eskisi gibi minimum 1000+ kelime olacak, görüşmek üzere.

ʜᴀʟꜰ-ʙʟᴏᴏᴅ ʙʟᴀᴄᴋ ~ ꜱᴏɴ ᴏꜰ ʀᴇɢᴜʟᴜꜱWhere stories live. Discover now