Bölüm 49 D.O

124 18 43
                                    

Haftanın son günü, dersleri sona ermişti. Harry Ron ve Taylor Büyük Salondaki masada oturuyorlardı,

-Umbridge'in verdiği ödevi yapan var mı?

Ron'un bu sözünden sonra ortamdaki huzur bir anda kaybolmuştu,

-Ne ödevi? Dedi Harry panik yapmış bir şekilde.

-İki gün önce vermişti, yirmi beş parşömen.

-NE? Hayatımda yirmi beş parşömen yazı yazmadım ben!

İkisi hararetli bir şekilde tartışırken Taylor tepki vermeden onları izliyordu, Harry bunu fark ettikten sonra ona döndü,

-Sen neden bu kadar sakinsin? Yaptın mı yoksa.

-Hayır ama Hermione'nin yaptığından eminim.

-O da ödev dağıtmayı çok sever ya zaten, dedi Ron umutsuzca. Herkese sana davrandığı gibi davranmıyor.

-İyi siz de benden alırsınız o zaman.

-Ya fark ederse?

-Ruhu bile duymaz.

-Hermione değil, Umbridge. Bundan bir tane daha mı istiyorsun? Harry Taylor'a elinin üstüneki yarayı gösteriyordu.

-Hallederiz, yirmi beş parşömen ödev yapacağıma bu riske girmeyi tercih ederim.

-Yirmi beş sayfayı yazmak ne kadar vakit alır sizce?

-Yazmayacağız Ron, kopyalayacağız.

Onlar bunu konuşurken hiçbiri Hermione'nin geldiğinin farkında varmadı,

-Neyi kopyalayacaksınız?

-Hiç, hiçbir şey. Sen neden nefes nefesesin acaba?

-Herkesi, herkesi ayarladım. Sizi bekliyorlar, hızlı olun!

-Neden bahsediyor? Delirdi mi bu? Dedi Ron Taylor'un kulağına eğilerek

-Burada olduğumun farkındasın değil mi Ron?! Yürüyün hadi, İhtiyaç Odasına gitmemiz gerekiyor.

-İhtiyaç odası mı?

-Yürüsenize!

Hermione üçünü de sürükleyerek yedinci kata kadar çıkardı, İhtiyaç Odasının kapısından içeri girdiklerinde hepsinin suratına şaşkın bir ifade yerleşti. Hermione hariç, o sonunda istediği şeyi başarmanın verdiği keyifle gülümsüyordu.

Herkesin gözü onların üzerindeydi, hepsi bir şey olmasını bekliyordu. Taylor bunun farkında olduğundan Harry'i sırtından itti.

-Ne yapıyorsun?! Omzunun üstünden Taylor'a bakarak fısıldıyordu.

-Hadi işini yap, konuştuğumuz gibi işte.

Harry kendisini sakinleştirmeye çalışarak önündeki meraklı kalabalığa döndü,

-Şey, tamam. Birçoğunuz neden burada olduğumuzu zaten biliyorsunuz. O yüzden direkt konuya girsem iyi olur, üstünde duracağımız ilk şey basit ama kullanışlı bir büyü olan Expelliarmus.

Harry cümlesini bitirdikten sonra öylece kalabalığa bakakaldı, herkes devam etmesini istercesine ona bakıyordu.

-Tamam, eee. İkili sıralar haline geçelim, şuradaki kukla üzerinde çalışabiliriz.

Harry bunu dedikten sonra herkes Neville ve onun arkasına dizilerek ikili, uzun bir sıra oluşturdu.

-Şimdi, herkes hazırsa göstereceğim. Asanızı yumuşak bir şekilde sallayarak büyülü sözleri mırıldanacaksınız, aynı şu şekilde, dedi ve büyüyü uyguladı.

ʜᴀʟꜰ-ʙʟᴏᴏᴅ ʙʟᴀᴄᴋ ~ ꜱᴏɴ ᴏꜰ ʀᴇɢᴜʟᴜꜱTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon