Bölüm 68 Davet

92 20 4
                                    

Uzun geçen yolculuğun ardından Hogwarts Ekspresi Londra'ya varmıştı.

Öğrenciler sandıklarını sürükleyerek teker teker kapıdan çıkıyordu, Taylor sıranın en sonlarında olduğundan uzun bir bekleyişten sonra nihayet dışarıya adım atabilmişti. Kendisini silkeledi ve montunun fermuarını çekmek için elini fermuara götürdü. Tam çekerken bir anda fermuar takılmıştı, ne olduğunu merak ettiğinden kafasını eğdi ve tahmin ettiği şey olmuştu. Yine saçı oraya takılmıştı, bu son günlerde çok fazla gerçekleşiyordu ve Taylor'un iyice sinirini bozmaya başlamıştı. Biraz uğraştıktan sonra fermuarlı hızlıca aşağı çekti ve kafasından kopan bir tutam saçla beraber sessizce inledi. Tam kendisini toparlamaya çalışıyordu ki Hermione'nin ona seslendiğini duydu, ailesi yanındaydı ve eliyle onu yanına çağırıyordu.

Taylor'un gerginlik seviyesi attığı her adımda daha da artıyordu ki nihayet Bay ve Bayan Granger'ın yanına ulaşmıştı. Sadece kekeleyerek "Merhaba." diyebildi. Ailesiyle daha önceden tanışmıştı hatta evlerine bile gitmişti ama şu an üstünde manasız bir gerginlik vardı.

-N'aber evlat! Dedi Hermione'nin babası onun omzunu tutarak, ona karşı her zaman iyiydi ama şu an ekstra samimi davranmıştı. Bu da Taylor'un hoşuna gitti ve rahatlamasına yardımcı oldu.

-Teşekkür ederim, siz?

-Seni gördük daha iyi olduk, değil mi? Dedi eşine bakarak, Bayan Granger'da güler yüzüyle onaylamıştı. Ardından sözüne devam etti. Geçen yaz seni pek göremedik ama bu yaz kesinlikle bekliyorum! Hatta yarın bir yemeğe ne dersin?

Taylor'un gitgide düşen gerginlik seviyesi tekrardan kritik seviyeye yükselmişti, bunu gerçekten beklemiyordu. Aile yemeği mi? Hemde kız arkadaşının ailesiyle. Dünyada daha fazla korktuğu çok az şey vardı. Durumun şokunu anlattıktan sonra toparlandı ve,

-Tabii, tabii ki gelirim. Davet ettiğiniz için teşekkürler.

-Harika! O zaman, biz sizi biraz yalnız bırakalım. Yarın görüşmek üzere evlat.

-Görüşürüz, dedi Taylor elini sallarken. Onlar iyice uzaklaştıktan sonra Hermione'ye döndü. Bunu beklemiyordum, gerçekten beklemiyordum. Aile yemeği mi? Ne oldu evleniyor muyuz?

-Sakin ol, ilişkimizden haberdarlar ve babam... Bilirsin işte seni daha yakından tanımak istiyor.

-Haberdarlar mı?

-Tabii ki Taylor! Gönderdiğim onca mektupta senden de bahsettim hatta annem sürekli nasıl olduğunu sorup duruyor.

-Her şeyden mi? Dedi Taylor suratındaki donuk ifadeyle.

-Ne? Hayır! Tabii ki hayır. Sadece, aramızda olan ilişkiden. Zaten ikiside bizde ilk geldiğin günden beri tahmin ediyormuş, ben sadece doğrulamış oldum.

-Nasıl ya? O zaman biz bile birbirimize söylememiştik. Her neyse, yarın özel bir şey giymen gerekiyor mu? Takım gibi?

-Aslında... Fena olmaz.

-Tek sorun şu ki benim takımım yok. Bana yardım eder misin?

-Tabi, tabii ki ederim! Sadece burada biraz bekler misin? Aileme haber vermem gerekiyor.

Taylor başıyla onayladı ve etrafa bakılıyordu ki arkasından biri onu dürttü, döndüğünde beline kadar inen kızıl saçlarıyla onu Ginny Weasley karşılamıştı.

-Hey, naber? Bizle gelmiyor musun?

-Nereye gidiyorsunuz ki?

-Eve dönüyoruz, Harry bizde kalacak. Düşündüm ki sen de...

ʜᴀʟꜰ-ʙʟᴏᴏᴅ ʙʟᴀᴄᴋ ~ ꜱᴏɴ ᴏꜰ ʀᴇɢᴜʟᴜꜱWhere stories live. Discover now