Bölüm 47 (2. Kısım)

102 19 14
                                    


Kasvetli dağların arasından geçerek Hogwarts'a gidiyorlardı, Cadılar Bayramı arası göz açıp kapayıncaya kadar bitmişti. Taylor kafasını Hermione'nin kucağına koymuş uyuyordu ki trenin yaptığı sert dönüşlerin ardından gözlerini araladı,

-Harry ve Ron nerede? Uykudan zar zor konuşuyordu, gözlerini hâlâ tam olarak açamamıştı.

Hermione onun sesini duyduktan sonra  okuduğu kitabı yana bırakıp Taylor'un saçlarını düzeltti.

-Birazdan gelirler, biraz olsun uykunu alabildin mi?

-Sanırım, okula varmamıza ne kadar kaldı?

-Belki bir saat daha, dedi onun kafasını okşayarak. Biraz daha kestirebilirsin.

-Trenin içinde kahve bulmak mümkün mü?

-Kahve mi? Sanmıyorum sadece çay var.

-Siz Britanyalılar o iğrenç şeyi nasıl içiyorsunuz asla anlayamayacağım.

-Bunu söyleyen kişinin neredeyse sekiz yüz yıllık geçmişi olan safkan bir İngiliz aileden gelmesi sence de ironik değil mi?

-Ben Amerikalıyım. Safkan da değilim, yani beni onlarla bir tutamazsın. Diyerek doğruldu ve arkasına yaslandı.

-Sen öyle san, dedi Hermione gülerek.

Birkaç saniye sonra kompartman kapısı açıldı, Harryle Ron geri gelmişti.

-Sana diyorum bu kız gerçekten kaçık, kim bir kolyenin var olmayan varlıkları uzak tutacağına inanır ki?

-Kaçık falan değil Ron, sadece biraz farklı.

-Farklı mı? Harry'le olan konuşmasına fazla odaklandığından Taylor'un uyandığını yeni fark etti,

-Neredeyse 2 saattir uyuyorsun, geceleri hiç mi uyumuyorsun? Diyerek karşısına oturdu.

Taylor sorusuna cevap vermeden farklı bir soru yöneltti,

-Siz neredeydiniz?

-Ha biz mi, ikinizi biraz yalnız bırakalım dedik.

-Çok komiksin Ron! Dedi Hermione elindeki kitabı çarparak kapatırken.

-Tamam be, az sakin ol. Luna Harry'e bir şey göstereceğini söyledi, Harry'de kabul etti. Yaklaşık yarım saat boyunca Luna'nın deli saçması hikayelerini dinlemek zorunda kaldık.

-Kızın hayâl gücü sizinkinin üstünde diye üstüne gitmeyin bence.

Taylor bunu dedikten Sonra Hermione ona gergin bir bakış attı,

-Bana öyle bakma, doğru olduğunu sende biliyorsun. Her neyse takvimde yeni toplantı falan var mı?

-Gidince bir şeyler ayarlayacağım.

-Peki Baş Profesörümüzün bundan haberi var mı? Dedi Harry'e bakarak.

-Baş Profesör mü? Harry içeri girdiğinden beri ilk defa konuşmuştu.

-Bu muhabbeti kaçıncıya yapacağız? Hafta sonu ne yapacaksak yapalım da bitsin artık şu tantana.

-Nerede çalışacağız ki? Herkesi o eski odaya toplamayı düşünmüyorsunuz umarım.

-Aslında, size söylemediğim bir şey var.

Hermione bunu dedikten sonra üçü birden ona kilitlendi, Hermione kendisini bir anlığına baskı altında hissettiğinden gözlerini yere odaklayıp öyle cevap verdi.

-Siz ikiniz yokken, Taylor'la diğerlerine erteleme haberini vermek için Hogsmeade'e gitmiştik. O günün akşamı Neville bana bir şeyden bahsetti, ilk başta çok umursamadım ama son günlerde kafama takıldı.

-Söyleyecek misin yoksa tahmin etmemizi mi istiyorsun? Taylor'un sesinde merakla karışık gergin bir ifade vardı.

-Ee, şey. Üst katlarda dolanırken iddia ettiğine göre bir anda bir kapı belirmiş ve bir odaya açılmış. İhtiyaç odasını bulmuş olması fikri ilk başta imkansız gelmişti ama haklı olabilir.

-İhtiyaç odası mı? Ron Hermione'nin neden bahsettiğini anlamamıştı.

"İçinde ihtiyacın neyse o vardır, isteğinin kalpten ve samimi olması önemlidir."

Taylor ve Hermione bir ağızdan aynı anda cevap vermişti, "Hogwarts Bir Tarih'te" geçen bir satırdı.

Bundan sonra ikisinin arasında tebessümle karışık bir bakışma yaşandı fakat Ron tekrardan araya girdi,

-Siz iki inek gerçekten birbiriniz için yaratılmışsınız ama hâlâ bir şey anlamadım. Biraz daha açabilir misiniz acaba?

Hermione açıklamak için ağzını açtı fakat Taylor daha hızlıydı,

-Bir çeşit büyülü oda. Okul içinde bir yerde olduğu söyleniyor ama uzun yıllardır bulan olmamış. Kitapta anlatılana göre içinde o an neye ihtiyacın varsa onu bulabiliyormuşsun.

-Atıyorum o an tuvalete ihtiyacın va-

-Evet Ron. Anlayabilmene sevindim. Heemione sabırsızca onun sözünü kesmişti.

-Eğer gerçekten bulduysa, burası bizim için harika olur.  Yakalanma riskimiz neredeyse yok.

-Umarım öyle bir yer vardır da bulmuştur. Harry umutsuzca camdan dışarıyı izliyordu.

-Bunu senden başkasına anlattı mı? Dedi Taylor Hermione'ye bakarak.

-Hayır, söylenti olarak okula yayılmaması için şu anlık kimseye anlatmamasını söyledim.

-İkimizin nadiren de olsa aynı şeyi düşünebilmesi rahatsız edici derecede mutluluk veriyor.

Dördü de sohbete daldığından okula neredeyse varmak üzere olduklarını akıl edememişlerdi, bir anda kompartman kapısının buzlu camı kızıla büründü ve aniden açıldı.

-Hey, bir dakika. Siz neden hala giyinmediniz?! Neredeyse varmak üzereyiz.

Ginny bunu dedikten sonra içeriyi panik havası kapladı ve hepsi aniden cüppelerini aramaya koyuldu.

ʜᴀʟꜰ-ʙʟᴏᴏᴅ ʙʟᴀᴄᴋ ~ ꜱᴏɴ ᴏꜰ ʀᴇɢᴜʟᴜꜱWhere stories live. Discover now