Bölüm 75 Kaçak

95 18 23
                                    

Boka batışımızın resmiyet kazandığı günden birkaç hafta sonra.

Grimmauld meydanı beklediğimiz üzere saldırıya uğradı, orada kalmak en başından beri aptallıktı ama başka çaremiz yoktu.

Kuzeyde bir yerlerde, rastgele bir ormanın içerisinde oradan oraya koşturuyoruz.

Ron kayıp, Hortkuluk'un etkisini kaldıramadı ve çekip gitti. Durdurmaya çalıştıysak da başarısız olduk, Ashley perişan hâlde. Uykusunda bile ağlıyor, ne kadar belli etmemeye çalışsa da bitik hâlde. Bazı zamanlar ona neden engel olmadığımı sorguluyorum, gelmeseydi onun için daha iyi olabilirdi ama artık burada.

Harry fazlasıyla gergin, bir arpa boyu yol bile alamadık. O Snitchiyle oynarken Hermione ile ben Dumbledore'un bıraktığı eski bir kitabı çeviriyoruz. Garip bir alfabeyle yazılmış, ama üstesinden gelebiliriz.

Kitabın her tarafına "Ölüm Yadigarları'na" benzettiğim bir sembol çizilmiş. Aynı zamanda Gellert Grindelwald'ın imzası gibi bir şey.

Bu kadar bilgiyi nereden edindiğimi sorgulamayın, çocukken o adamın gerçekten bir hayranıydım. Amma da aptalmışım.

Yeni bir şeyler gerçekleşene kadar, bu ajandadan ayrılıyorum.

Taylor kafasını kaldırdı ve etrafa bakınmaya başladı, Ashley burnunu çekerek mutfağı karıştırıyordu, Hermione ise onun yanındaydı. Bu süreçte ona çok destek olmuştu, bir işle uğraşmadığı her an onun yanındaydı.

Taylor ikisinin de konuştuğunu görüyordu ama ne dediklerini işitecek kadar onlara yakın değildi. İkisinin de suratındaki umutsuz ifadeyi fark edince yanlarına gitti,

-Bir sorun mu var? Dedi sakince.

"Evet" dedi ikiside bir ağızdan, sonrasında Hermione devam etti.

-Yemek stoğumuz tükendi, Ashleyle ben geçtiğimiz birkaç günde meyvelerden güveç yaparak bir şekilde idare ettik ama artık hiçbir şey yok. Yalnızca biraz soğan kaldı. En yakın marketten kilometrelerce uzağız, koruma kalkanının dışına çıkmamız da çok tehlikeli. Ne yapacağız Taylor?

Hermione bunları söylerken Taylor'un kafasında bir ampul yandı, uzun zaman sonra ilk defa sırıtıyordu.

Hiçbir şey demeden onun önünde sırıtması ikisini de sinir etmişti,

-Neye gülüyorsun komik bir şey mi var? Dedi Hermione gergin bir sesle.

-Sanırım erkek arkadaşının bir kurda dönüşebildiğini unuttun Hermione. Bana birkaç saat verin, hemen dönerim.

-Hayır! Bu kalkanın dışına çıkamazsın, izin vermiyorum!

-Çıkamaz mıyım? Ne yapacağız ayakkabıları mı yiyeceğiz? Benim bir Animagus olduğumu bilenler sadece sizlersiniz, o yüzden sakin olun.

Taylor bunu dedikten sonra elindeki defteri yatağına fırlattı ve dönüştü. Tam kapıdan çıkacakken Ashley'in ona seslenişiyle durdu.

Dili dışarıda kafası yana eğik oturur bir pozisyonda onu bekliyordu, Ashley çadıran dışarıya adımını attı ve "Dikkatli ol" deyip Taylor'un kafasını okşadı. Uzun zaman sonra ilk defa gülümsemişti.

ʜᴀʟꜰ-ʙʟᴏᴏᴅ ʙʟᴀᴄᴋ ~ ꜱᴏɴ ᴏꜰ ʀᴇɢᴜʟᴜꜱHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin