Bölüm 27 (2. Kısım)

198 29 35
                                    

Taylor lavaboya girdiğinde pek bir şey yapmadı, biraz saçlarını karıştırdı. En son Ashley kestiğinden beri yine uzatmıştı. Lavabodan çıktı ve Hermione'nin kapısının önüne geldi. Kapıyı tıklattı,

-Gelebilirsin.

Kapıyı açıp içeri girdiğinde Hermione'nin dudağında ruj olduğunu gördü.

-Makyaj ne için?

-Neden olmasın? Diyerek soruya soruyla karşılık verdi Hermione. Taylor cevap vermeyi denemedi.

-Çıkıyor muyuz?

-Evet, çantamı alıp geliyorum.

Kapıdan çıktıklarında ağır adımlarla yürümeye başladılar, çok vakitleri olduğundan tadını çıkartmaya çalışıyorlardı.

-Evet efendim, sizi izliyorum. Dedi Taylor eliyle yolu işaret ederek, bir yandan da gülüyordu.

-Kes sesini, diye karşılık veri Hermione gülerek. Önce Diagon Yoluna uğrayacağız değil mi?

-Evet, cebimde kuruş yok.

Birlikte Çatlak. Kazan'a doğru yürüyorlardı.

-Aslında üstüme de bir şeyler alsam fena olmaz, dedi Taylor. Yanımda pek kıyafet yok.

-Bütün kıyafetlerin aynı olduğu için fark edemiyorum, dedi Hermione alaycı bir şekilde gülerek.

-Aynı değiller ki, siz bakmayı bilmiyorsunuz.

-Seni bir yere götürürüm ama ben seçeceğim.

-Seçmene izin veririm ama alacağıma söz veremem.

-Oyun bozanlık ya...

Kaldırımın bitimine gelmişlerdi ve karşıdan karşıya geçmeleri gerekiyordu, Hermione sohbete daldığından önüne bakmıyordu. Taylor onu belinden tutup kendisine çekti, ışıklar yayalar için kırmızıydı ve vızır vızır arabalar geçiyordu.

-Dikkatli ol, dedi Taylor endişeli bir ifadeyle.

Hermione hala buz mavisi gözlere bakıyordu ama birkaç saniye sonra:

-Neden bu kadar panik yapıyorsun? Dedi Taylor'u taklit ederek. Onu kendi silahıyla vurdu.

"Çok komiksin" dedi ve karşıdan karşıya geçtiler. Fakat eskisinden daha yakın yürüyorlardı, fazla yakın.

Çatlak Kazandan Diagon Yoluna giriş yaptıklarında dar sokakların her zamanki gibi karışık olduğunu gördüler. Birlikte ilerleyip Gringotts'a girdiler, etrafa bakmaya pek hevesli değillerdi.

Gringotts lobisi her zamanki gibi sessizdi, sadece kaşe sesleri duyuluyordu.

-İyi günler, para çekmek istiyordum, dedi Taylor.

-İsminiz? Cincüce kafasını hala kaldırmamış önündeki kağıda yazı yazmaya devam ediyordu.

-Taylor Arcturus Black.

-Anahtar, dedi elini uzatarak.

Taylor cebinden çıkardığı anahtarı cüceye uzattı ve kasalara giden trene bindiler.

Black hanedanının kasası baya aşağıdaydı, kısa olmayan korkutucu bir yolculuk yaptılar.

Kapının önüne geldiklerinde cüce indi ve kapıyı açtı, kasanın kapısı açıldığında tavana kadar yükselen altınlar ve neredeyse dışarı taşan mücevherler göründü.

ʜᴀʟꜰ-ʙʟᴏᴏᴅ ʙʟᴀᴄᴋ ~ ꜱᴏɴ ᴏꜰ ʀᴇɢᴜʟᴜꜱKde žijí příběhy. Začni objevovat